Bir Adım Daha

9 1 0
                                    

-Çarşamba Son Ders-

-Elif 'cim kalemini çok beğendim. Peki sana bir soru. Sence aşk nedir.

-Hocam okuduğum bir kitapta şöyle yazıyordu. "Aşk kendinden başka hiçbir şey vermez ve kendinden başka hiçbir şey almaz. Ne sahip olmak ister ne de sahip olunsun. Çünkü aşk aşka yeter. Ben bu düşünceye katılıyorum.

-Çünkü aşk taçlandırdığı gibi çarmıha da gerer gerer sizi hem besler büyütür hem de budar sizi. yücelerinize çıkıp okşar sever en körpe dallarınızı derken inip köklerinize sarsar toprağa sıkı sıkı tutunuşlarınızı

-Aa İnci sende mi okudun bu kitabı. Dünyada bir ben okudum zannediyordum

-Defalarca hem de

-Her sözü ezberimde

-Benimde

-En sevdiğin cümle ne

-Şey galiba "Acıların çoğu kendi seçimlerimizdir. Acı içindeki hekimin hasta nefesinizi sağlamakta kullandığı acı iksiridir." senin?

-İnci teneffüste öğrenirsin. Bu konuşma çok hoşuma gitse de vaktimiz az. Deniz bir sen kaldın ama zil çalmak üzere o yüzden sen okuma da özetle bize yazını ben sonra tamamını okuyup değerlendiririm.

-Tamam hocam. bence Shakespeare bu sözünde nefretin herkesin bildiği aksine çekici değil itici bir kuvvet olduğundan bahsediyor. Hep denir ya "en iyi aşklar nefretle başlar" evet nefretle bir ilişki başlayabilir ama zaferleri sandıkları birliktelik onları yer bitirir. o ilişki onların sonu olur. Bu birliktelik onları zehirler

-Özeti buysa yazının tamamını çok merak ediyorum kesinlikle edebiyat panosuna asacağım. Peki sence aşk nedir. Shakespeare katılıyor musun?

-kısmen hocam. Çünkü Shakespeare aşka duygu olarak bakıyor. Ona göre aşk zaman zaman bilinçli zaman zaman isteyerek ama her ikisinde de tutku ile bağlandığımız bir duygudur. kaçmak isteyip kaçamadığımız bağımlı olduğumuz bir duygu kendisi tam olarak böyle tanımlıyor. Ama bence aşk bir histir. Bizi yavaş yavaş içine çeken, fark etmeden bizi aşılmaz surlarının arasına hapis eden kaçamadığımız anlayamadığımız bir his. Bir ağırlık aslında devamlı hissettiğimiz üstümüzden atamadığımız düşürdüğümüzde kırılan bir ağırlık. İnci ve Elifin az önce konuştuğu kitapta şöyle bir cümle vardı " kanatları sizi sardığı zaman ona teslim olun"

-Ne demek istedin tam olarak biraz açar mısın

-Yani bizi saran bir şey duygu gibi anlık değişebilen bir şey değildir. Ama o duygular toplanır geçer karşına bir tokat atar sana "sen aşıksın" der ve o ana kadar aşık olduğunun farkında olmazsın. Derinden bir acı saplanır karşına o an dersin ben aşık oldum diye.

-Deniz çok güzel konuştun. Elif İnci ve Deniz sizleri bir ara odama bekliyorum.

Tüm konuşması boyunca sadece hayranlıkla Deniz'e baktım. Onlar ne güzel cümleler. Aynı kitabı mı okuduk şimdi biz. Düşüncelerimizin benzerliği ondan demek ki. Beni her geçen gün daha da şaşırtıyor. Her geçen gün aramızdaki buzlar eriyor köprüler aşılıyor. Son günlerde bir boşluğun içine düştüm tanımadığım bir boşluk. Nerede olduğumu bilmiyorum. Durup durum kendime 'ben neyin içindeyim' diyorum.

-Okul çıkışı: Prova-

sınıftan koridora ilk adımımı atmaya başladığım an hızlandı kalbim, her adımım Deniz'e doğru gidiyor. Nedenini bilmiyorum ama Deniz'le dans etme fikri nefes almamı engelliyor. okul binasından çıkıp spor salonuna yürürken nefes alamamaya başladım. Mert'in kucağında buldum kendimi. Herkes etrafımıza toplandığında gözüm sadece onu aradı. Deniz'i. Sonra arkadan bize doğru yaklaşan sesi ilişti kulağıma. sonrasını bende tam hatırlayamıyorum.

Yeni Bir SayfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin