Bölüm -2-

9 1 0
                                    


"Film hazır mı?" Cipsleri doldurmak üzerine getirdiğim kaseleri; son model, duvarı kaplayan televizyonun önündeki sehpanın üzerine bıraktım. Salona girerkenki sesim, gecenin 2'sine göre fazlasıyla coşkulu çıkmıştı.

Esil, uzanmakta olan İdil'in karnına başını koymuştu. "Delibal izleyelim diyoruz." İdil'in ayakları ise Hasan'ın kucağındaydı. Deri L şeklindeki koltuğu, tam anlamıyla kaplamışlardı.

"Ben de reddediyorum, doğal olarak." Tabii ki Esil'in sesini bölen Deniz'di. Kendisinden çok emin bir şekilde, kollarını göğsünde bağlamış ve çenesini dikleştirmişti.

Deniz'e karşı çıkacaktım ki bunu benim yerime arkamdan içeceklerle gelen Ege yaptı. "Deniz, misafir onlar. Oyuncaklarınla biraz da kardeşler oynasın." İdil ve Esil gülerken ben de onlara katıldım.

"Senin böyle olacağın, 8 yaşından belliydi de işte ben konduramadım." Deniz'in çocuklaşan sesiyle yanına oturdum. "Üzülmesin Deniz diye diye futbol topumu o Mert denen çocuğa paslıyordun."

Hasan, İdil'in kucağındaki ayak bileklerini ovmayı bıraktı ve konuştu. "Bu acıya nasıl katlandın, Deniz?"

Deniz, mahsun bir şekilde başını eğdi. "İnsan sevince, gerçeklere gözünü kapatıyor."

"Deniz, bayıl bir de." İdil'in sesine katılarak, "Bayıldı zaten, baksana sıfata." dedim ve Deniz'in yanaklarını sıktım.

"Feriha, kalk. Bir gören olacak." Diyen Ege ise, tepsiyi sehpaya bıraktı.

🫀

"Tamamdır, yastık kılıflarını değiştirdim." Ege, çok önemli bir şeyde başarılı olmuşcasına bana döndü ve gülümsedi. Kendi çift kişilik yatağını bize ayırmıştı. Hasan, Deniz ve o ise büyük ihtimal aşağı kattaki salonda kalacaklardı. Zaten güneşin doğmasına çok yoktu. Saat 5'e geliyordu.

"Teşekkür ederim," dedim Ege'ye ve sırtımı dayandığım kapıdan ayırdım, ona ilerledim.

"Alt tarafı yastık kılıfı-" sözünü kestim ve sımsıkı sarıldım. Gözlerim doluyordu, dolmamalıydı ama işte doluyordu. Teniyle karışmış, güzeller güzeli parfümünün kokusu genzimi gıdıklarken, ellerimi ensesinde birleştirdim. Bir yapbozun parçasıymışçasına elleri belimi buldu. Başımı boyun girintisine yerleştirdim. Çenesiyse başımın tam üstündeydi. Dudaklarını saçlarımın üstünde hissettiğimde gözlerimi daha sıkı yumdum. "Bir şey söylemene gerek yok, hep iyiymiş gibi yapamazsın." Diye fısıldadı, bir elini belimden çekip saçlarımı okşadı.

"Seni sevmeyi çok istiyorum." Çocukça çıkan sesimle eş zamanlı, sımsıkı yummama rağmen tutamadığım göz yaşım sızdı. Bir ilişkiye hazır değildim ve Ege her şeyin en iyisini hak ediyordu. Zaten bana kalırsa iyi olan her şey Ege'nin olmalıydı.

"Bir gün yapacağını biliyorum," bir eli ile başımı kendinden uzaklaştırdı ve sadece pencereden gelen sitenin ışıklarıyla aydınlanan loş odada göz göze gelmemizi sağladı. "Yapmasan da önemli değil, karşılık beklemiyorum."

Titreyen dudaklarımla "Seni üzüyorum," dedim ve yutkundum. Onunla tanışmak her şeyi değiştirmişti. Şimdi ne yapacağımı bilmiyordum.

"Hayır Levla, sen yanımda oluyorsun." Gülümsedi ve beni avutmak isteyen sesiyle devam etti. "Nasıl oluyor bilmiyorum ama, sen varken tamamım. İyi oluyorum." Nefesimi seslice bıraktım. Kolları arasından çıktım. İşini yeterince zorlaştırıyordum, şimdi bir de ondan hiçbir şey yokmuş gibi teselli istemek bencillikti.

"Ben kızları çağırayım."

🫀

"Ee, Hasan ile nasıl gidiyor?" Esil'in uykulu cümlesi, İdil'e yönelikti. Ortalarında yatıyordum ve ağır, kalın ama yumuşacık yorganın altında çok da hareket edemiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLDU!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin