1

402 15 0
                                    

Derin bir iç çekişle başladı anlatı. "Kendimi hiç iyi hissetmiyorum," diye başladı sessizce. Her bir kelime, içinde biriken ağırlığı taşıyordu. "Herkes beni suçluyordu , ve ben de kendimi suçluyordum." Dudağında hafif bir titreme vardı, geçmişin yükü onu eziyordu. "Hiçbir zaman iyi bir anne olamadım, ama elimden gelen her şeyi yaptım."

Gözleri dolmuştu, yutkunarak devam etti. "Bedenim burada, ama kalbim ve ruhum yok gibi." Sanki bir parçası eksikmiş gibi hissediyordu. "Beni hiç kimse anlamıyor, ne de anlamaya çalışıyor." Yalnızlık içinde kaybolmuştu, başkalarının anlayışı uzaklardaydı. "Oğlumu kaybettikten beri böyleyim, yalnız hissediyorum."

Yanında kimse yokmuş gibi hissettiğini belirtirken, acı dolu bir gülümseme belirdi dudaklarında. "İçimdeki her şey paramparça oldu, dağıldı." Deniz gibi, parçaları dalgalarla savrulmuştu, gözyaşları onu esir almıştı. "Güvenlik duygumu ve zamana olan güvenimi kaybettim."

Hayatın devam ettiğini hissettiğinde, diğer çocuklarını büyütmek zorunda olduğunu biliyordu. "Hayat durmaz," dedi hafif bir sitemle. "Ece, miniğim o zamanlar bir yaşını bile doldurmadı ve İkizler alaz ve çağla,Dört yaşındaydılar." Onların varlığı ona güç veriyordu, ama yine de bir eksiklik vardı. "Şükürler olsun ki, Serhan yanımdaydı o zamanlar ve onun sayesinde çocuklar iyideler."

Oğlunun kaybı onu derinden etkilemişti, yataktan bile kalkamıyordu. "Ben ise oğlumun yokluğu beni derinden etkiledi," diye fısıldadı, gözlerinde hüzün vardı. "Hiçbir şekilde yataktan kalkamıyordum." Geçmişteki sorunları düşündüğünde, içinde bir burukluk oluştu. "Ali'yi kaybetmeden önce Serhan'la zor zamanlar geçiriyorduk, birçok sorunumuz vardı, onunla rahat değildim." Geçmişin izleri hala canlıydı, ama geleceğe dair umutları vardı.

Neslihan, Feride ile konuşurken, ansızın Ece odasına girdi, yüzünde endişeyle
Ece: anneciğim, Ağlıyor musun?( sordu endişeli bir ses tonuyla).
neslihan: hayır canım, günaydın(endişesini gizlemeye çalışarak).
Ece: tamam, öyle olsun. Size de günaydın. Her şey yolunda mı?.
Feriş: yolunda Ece. Sadece annenle konuşmak istedim( sakin bir sesle).
Neslihan: ece ilacını aldın mı birtanem?.
Ece sessiz kaldı.
Feriş: Ece, canım, benimle gelecek. Onun için sevdiği kahvaltılıkları hazırladım ,Sonra ilacini alıcak .Endişelenme Neslihan, o güvende( sakin bir sesle söyledi).
Ece:Anladım, Feride teyze .
Ece ve Feride mutfak tarafına doğru ilerledi.
Neslihan arkalarından gülümsedi, sonra ceketini giydi ve hastaneye doğru yol aldı.

NESLİHAN'in bakış açısından:

Babamla hastaneye koridorlarında ilerliyorduk ve ansızın Doktor Zeynep'in bize doğru aceleyle geldiğini gördüm.
Dr. Zeynep: Doctor Neslihan, sizi birkaç kez aradım ama cevap vermediniz.
Eşref: Neslihan, ne oluyor?.
Neslihan: baba bir dakika, Zeynep hanim, ne oldu ?
Dr. Zeynep: Aldığımız örnek sonuçları tutarlı çıktı.
Babam ve doktorun ne söylediğini duymadım, harflersiz kelimeler gibiydim.Kelimeler kulağıma gelmişti ama anlamıyor gibiydim. Zihnim bir bulanık gibi, gerçeklikle rüya arasında sıkışıp kalmıştım. her şeyin dönüp dolaşıp aynı noktaya geldiğini hissettim. Bu nasıl olabilirdi? Endişe ve korku içindeydim, ve karanlık düşünceler beni sarıyordu.Kalbim hızla çarpıyor, beynim karışıyor ve bir cevap bulamıyorum. Bu nasıl gerçek olabilir? Oğlumla ayni şehirdeydik ve ben onu bulamadim Allah'ım.
Hastaneden babamla çıktık ve Ali'nin eve doğru yol aldık. Yaman'ın evine vardığımızda, size Ali'nin adının artık Yaman olduğunu söylemeyi unuttum. Basın oradaydı, bundan habersizdim.
Arabadan indik ve kapıyı çaldık, beklemeye başladık. Bir süre sonra kapı açıldı ve Yaman ortaya çıktı. Babama yorgun ve korkmuş bir şekilde bakıyordu, yüzünde morluklar vardı. Babama bu evin onun evi olduğunu, başka bir yere gitmeyeceğini ve bu ailenin onun ailesi olduğunu söyledi. Beni fark etmedi. Onun adıyla seslendim, bana döndüğünde şaşkın görünüyordu. Ona doğru atladım ve onu sıkıca kucakladım, ağlamaya başladım.
Neslihan: Ali,... oğlum.

Yitik Yolculuk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin