5

72 11 1
                                    

Adım attıkça gıcırdayan parkelerin, hala nasıl bu zamana kadar dayanabildiklerini sorguladığı kitapların üzerinde ellerini gezdirirken çıkan tıkırtıların ve viskinin bardaklara dökülürken yaptığı sesleri dinledi. 

"Neden bi' malikanede yaşıyorsun?" arkasını dönmeden sordu sorusunu, gözleri hala kitaplıktaydı. Yılların birikimi vardı bu kitaplıkta.

"Aile yadigarı." elindeki viski şişesini aldığı yere geri bıraktı. Masada küçüklü büyüklü bir sürü içki şişesi duruyordu, hiçbiri senelerdir ellenmemiş gibi görünüyordu. Efsun masaya her bir şey bıraktığında tozlar uçuşuyordu. "Nesilden nesle geçmiş burası. Satardım ama havalı olduğunu düşünüyorum."

"Sen de çocuklarına bırakırsın belki." diyerek şakalaştı Derin.

Efsun, düşünceyle yüzünü ekşitti. "Sanmam. Çocuklarla aram yoktur pek. Genelde korkarlar benden."

Derin, elinde bardaklarla kendisine doğru gelen kızı baştan aşağı inceledi. Onlarsız dışarı adımını atmadığını fark ettiği platformlu ayakkabıları, koyu renk tercih ettiği giyimi ve makyajı, gümüş takılarla dolu elleri, boynu ile kulakları ve dövmelerle kaplı vücudu. Gülümsedi Derin, Efsun'un elinden kendi içkisini alırken. "Neden korktuklarını anlamak çok da zor değil sanki." 

Efsun duyduklarıyla gözlerini devirdikten sonra yüzüne hafif bir sırıtış yerleşti. "Seni korkutuyor muyum asıl? Önemli olan o."

"Neden korkacakmışım senden?" kaşları çatıldı hemen.

"Bilmem, beni evime kadar takip eden sensin."

"Neler karıştırdığını öğrenmek istedim."

"Bunu benimle konuşarak yapamadın mı?"

"Her sorduğumda beni geçiştirdiğin için hayır, yapamadım."

"Hm." içkisini yudumlarken düşündü Efsun. "Ne karıştırıyormuşum peki?"

Efsun, Derin'i kesinlikle kesinlikle tiye alıyordu. Derin'i utandırmak, Efsun'un hobisi haline gelmişti. Derin de bunun farkına vardığından artık o kadar önemsemiyordu. Efsun'a istediğini vermemek de onun hobisiydi. 

"Henüz bilmiyorum ama öğreneceğimden emin olabilirsin." Derin de kendi içkisini yudumladı, bir yandan Efsun ile kurduğu göz temasını sürdürüyordu.

"Zamanını boşa harcarken sana bol şans dilerim Derin, ama benim hakkımda bu kadar bir şeyler öğrenmek istemen gururumu okşadı." cümlesini bitirdikten sonra Derin'in yanağından küçük bir makas aldı. 

Derin tepki vermeyerek geri çekildi ve kitaplığı incelemeye geri döndü. İlgisini çeken birçok şey vardı, çünkü kitaplıkta sadece kitaplar değil; irili ufaklı kavanozlar, dosyalar, içlerinde ne olduğunu bilmediği çeşitli sıvılar bulunan minik şişeler, köşelere iliştirilmiş notlar ve daha birçok şey bulunuyordu. Gelmişken ne bulsa inceleyecekti, Efsun'un pek umrunda gibi görünmüyordu nasıl olsa.

"Bu şişeler, kavanozlar ne iş?"

"Yanlış değilsem iksir şişelerine benzeyenlerin içinde esanslar; kavanozlarda da bitkiler, baharatlar falan var. Uzun zamandır oradalar."

"Senin ailen neyle ilgileniyor ki her yerde böyle şeyler var?"

"Bilmem, öbür tarafla iletişim kurabildiğim an sormaya çalışırım güzelim." gülümseyerek içkisinden bir yudum daha aldı.

Derin'in duyduklarıyla yüzü düştü ancak Efsun'un halinde hiçbir değişiklik olmamıştı. "Bilmiyordum, başın sağ olsun."

"Teşekkür ederim." Derin'in kendisi için üzüldüğünü fark edince hemen yüzüne klasik sırıtışını yerleştirdi tekrardan, "Moral öpücüğü verdiğin kısma ne zaman geliyoruz?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ölüm dansı | gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin