Bölüm 8
Derin Kesikler, İncitmezler
"Anne..."
"Sanırım yanına geliyorum."
"Lütfen, lütfen bu sefer öleyim."
"Yanına gelmek istiyorum anne, izin ver geleyim."
"Ne kadar dokunaklı bir hikâye. Çok üzgünüm küçük hanım ama bugün de ölemezsin."
______________
"Işıl!" diyerek hızla yanına koştum.
İki kişi onu arabaya bindirmeye çalışıyordu.
"İsmail, yardım et!" diyerek çırpınıyordu.
Hızla yanlarına vardığımda tekini tutup kafa geçirdim.
O yere düşerken diğerine de bir yumruk geçirdim.
Etrafa insanlar doluşmaya başladığında arabaya atlayıp kaçtılar.
Ağlayan sevgilime döndüğümde sıkıca sarmaladım onu.
"Shh, geçti güzelim. Geçti..." diyerek saçlarını okşadım.
"Çok korktum, çok korktum İsmail..." dedi kafasını göğsüme yaslarken.
"Biliyorum Işılım, biliyorum. Ama bak ben buradayım, sana hiçbir şey olmasına izin vermeyeceğim."
Hızla göğsümden ayrıldığında korku dolu gözlerle bakıyordu bana.
Kaşlarımı çattım.
"Mirel! Mireli de almak isteyecekler. Ferdiyi ara hemen!"
Telefonumu çıkarıp Ferdiyi aradım. Ancak açmadı.
Israrla üst üste aradığımda sonunda açmıştı.
"Ferdi? Mirel nerede?" diye sordum telaşla.
"Gitti..."
Ağlamaklı gelen sesi tedirginliğimi daha çok arttırdı.
"Ne demek gitti?" dediğimde Işıl da korkuyla bakıyordu.
"Evime gideceğim dedi, gitti."
"Sen de gönderdin onu yani?"
"Noluyor?"
"Kapat Ferdi, kapat." diyerek telefonu suratına kapadım.
"Işıl hemen Lâli ara."
Lâlle bir süre konuştuktan sonra telefonu kapayıp bana döndü.
"Lâl ben halledeceğim dedi. Siz de güvenli bir yere geçin dedi."
"Tamam, benim evime geçeceğiz." diyerek arabaya yönlendiğimde kolumdan tutup beni durdurdu.
"Seni seviyorum, aşkım. Çok seviyorum." dedi dolu gözleriyle.
Tutamadığım gülümsemem tüm yüzüme yayılırken yüzünü avucumun içine alıp dudaklarına bir öpücük bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Tanımı : Aşk | Ferdi Kadıoğlu
Fanfictionİki yorgun beden, iki yorgun ruh... Acının tanımı ; aşk. Bu hikayedeki kişi ve kurumların gerçekle bir ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür. Görseller benzetme amaçlı kullanılmıştır.