the

5 1 0
                                    

Yatağımda öylece oturuyordum. Halbuki daha biraz önce yastığa kafamı koymuş derin olacağını düşündüğüm uykuma dalıvermiştim.
Çıplak bacaklarımı birbirine sürtüp huzursuzca olduğum yerde kıpırdanıp duruyordum.
Nedensizce içimi kaplayan endişe ve korku her yerdeydi terlemiştim, sırtıma yapışıp beni rahatsız eden tişörtümde bunu kanıtlar nitelikteydi.

Yataktan inmek için harektlendiğim sırada kaldığım odanın kapısı yavaşça açıldı gözlerimi kapıya çevirsem bile kimseyi göremedim iyice daralan ruhumla nefeslerim hızlanırken kapının ağzında gördüğüm karaltı beni harekete geçirdi aptal bir cesaretle ayaklanıp kapıya ilerledim.
Bedenim sanki beni kontrolümde değil gibiydi benden bağımsız hareket ediyordu.
Koridor bomboştu çıplak ayaklarımla merdivenlere ilerleyip tam başında dikildiğimde aşağıda gördüğüm dehşetle yanımdaki korkuluklara tutunurken evimde ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Ama tam şu an gördüğüm yer hiçte evime benzer durumda değildi her şey çok daha büyük çok daha imkânsızdı.

Ara salon her zamankinden daha genişti siyah örtülere bürünmüş onlarca beden orta kısım boş kalacak şekilde etrafa dizilmiş fısıltılar eşliğinde önlerine bakıyordu. Hiçbirinin yüzü gözükmüyordu giydikleri cübbelerinin kapşonları yüzlerini kapatıyordu bu sayede yüzlerini görüşüm engelleniyordu.

Dehşet ve şaşkınlık dolu bakışlarımı onlardan çekip hepsinin baktığı noktaya ara salonun tam ortasına, görkemli avizenin tam altına çevirdim.

Gördüğüm görüntüyle korkuyla tökezledim. Dolu gözlerimden dökülen sıcak yaşlarla beraber öylece bakakaldım.

Bedenim ve zihnim korkuyla çalkalandı.

Geniş koridorun ortasını kaplayan koca kan gölü midemin şiddetle  burkulmasına sebep oldu.

Bir kaç fısıltısı seçebildiğimde bacaklarım şiddetle titremeye başladı.

"Düşmüş mü?"

"Olacağı buydu"

"Kanın kokusu çok leziz"

Gözlerimden akan yaşlarla beraber hıçkırığım boğazımdan kaçıp gitti, neden ağladığımı, canımın neden bu kadar yandığını bilmiyordum.

Kimden ya da neyden bahsettikleri mide bilmiyordum ama korkuyordum çünkü canım yanıyordu, bedenime yavaşça ince bir sızının süzüldüğünü hissedebliyordum.

Yerdeki kan kimindi onuda bilmiyordum. İçgüdülerime engel olamadan titreyen bacaklarımı basamaklardan inmek için zorladım. Ellerim korkuluklara sıkıca yapışmışken nefes nefese kalmıştım.
Ama engel olamıyordum ne kadar korkarsam korkayım bedenim gitmek için direniyordu.

Kimsenin bakışları bana dönmedi, aşağı indikçe yerdeki şeyin varlığı dikkatimi daha çok çekti neye benzediğini anlayamıyordum ama kanla kaplı olduğunu görebiliyordum. Son basamaktan indiğimde ne olduğunu anladım, kanattı.

Bir çift kanat.

Dudaklarımdan korku dolu bir çığlık kaçtığında gerilemeye çalıştım ama sırtıma ani giren acıyla olduğum yerde  kasıldım. Acı nefesimi kesti.

Me and the DevilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin