Aşklarım selamm. Ben geldim üstelik yeni bir bölümle. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Hadi öpüldünüz.
Önceki bölüm:
Karşısındakı beden gözlerinin içine bakarak tüm menilerini yutup, üstelik dudağının kenarında kalanları da yaladığında dudakları iki yana kıvrıldı. "Göründüğünden farklısın ve bu ilgi çekici." Yerde diz çöken bedene eğilmiş, çenesine sıktığında tavşan dişlere bakmış, ilk gülümsemiş, ardından ciddi tavrına geri dönmüştü. "Şimdi söyle Jungkook. Ölüme hazır mısın?"
Yeni bölüm;
Gözlerini kısan Tiger karşısında diz çöken bedenin, gözlerinin içine bakıyordu. Jungkook'un gözlerinde gördüğü korku ve şehvet sırıtması için büyük sebep veriyordu. "Korkuyorsun ancak bana da arzu duyuyorsun. Çok ilginçsin Tinkerbell." Jungkook duyduğu takma isimle karşılarını çatmış, geriye çekilerek yüzünü göremediği gözlerin sahibine baktı. "Istediğini verdim, sende benim istediğimi vermek zorundasın."
Maskeden gözükmesede, Tiger'in kaşları çatılmıştı. "Bana emir verilmesinden hoşlanmam Tinkerbell." Çıplak olmasını umursamayan beden de ayağa kalktığında artık burun burunaydılar. "Bana şöyle seslenme ve artık öldür beni."
Yüksek sesi boğazını kavrayan el yüzünden içine kaçtığında bu sefer baskınlık kuran taraf, tam da katili olmuştu. "Bir kurbana göre fazla cesurlaştın Jeon." Boğazına dolanan el, Jungkook'un katiline çekilmesine neden olmuştu. Dudakları birbirine sürterken "Katile göre de fazla konuşkan ve merhametlisin Tiger."
Yüzünü geriye çeken Tiger, bu sefer alay dolu ses tonunu değiştirmiş, tam ciddi sesiyle boğazını sıktığı çocuğa bakar konuştu. "Sana en büyük acıyı tattıracağım." Işte o an ne olduğunu anlamayan Jungkook, boynuna saplanan bir şey hissetti. Boğazına saplanan şey uyuşturan iyneden başka bir şey değildi. Anında katilinin kollarına düşen çocukla, yıldırım çakmış, loş ışığa sahip odayı aydınlattı.
Gözlerini garaj gibi yerde açan Jungkook, ilk korkmuş, ardından üzerini kontrol etmişti. Beklediği gibi çıplak değil, aksine üzerine boxer giydirilmiş buldu kendini. Odada tek bir lampa yanıyordu, buda etrafı çok iyi görememesine neden oluyordu. Sessizliği dalgaların sesi bir tek bozuyordu. Jungkook yanlız olduğunu düşünüyordu, Tiger'in "Tinkerbell uyanmış." sesini duyana kadar.
"Bana şu lanet isimle seslenmeyi kes." O an saçlarının kavranılıp, geriye çekilmesiyle acı dolu nida dudaklarından kaçıverdi. "Emir kipleriyle ilgili en son ne demiştim?" Jungkook canı acısa da, geri adım atacak değildi. Korkup tamam demek yerine "Canın cehenneme." diyerek homurdandı.
"Biliyor musun Jungkook, aşırı ilgimi çekiyorsun." Tiger'in kulağına eğilerek söyledikleri, tüylerinin ürpermesini sağlasa da, bunu belli etmemeye çalıştı. "Bununla ne yapmamı bekliyorsun?" Kıkırtı dökültü katilinin dudaklarından, sanki kafasını koparmak düşüncesindeymiş gibi daha da asıldı avuçlarındakı saçlara. "Seni öldürmeyeceğim Jeon. Bunun yerine yaşatacağım." Açığa çıkan boyuna dudaklarını bastıran katili yüzünden, yutkunmasını durduramadı. Oda da sessiz olduğu için gayet iyi duyulmuştu yutkunma sesi.
"Sen ne tür bir katilsin? Şu an beni öldürmen gerekiyor." Jungkook anlam veremiyordu, onu öldürmesi için tuttuğu adam, şimdi onu yaşatacağını söylüyordu kendisine. "Yaşayacaksın Jeon, bende tam ensende olacak" ensesine nefesini üfleyen Tiger devam etti konuşmasına "Depresyonla mücadeleni izleyeceğim. Kardeşin gibi son mu bulacaksın, ya da yaşamak için iyileşecek misin."
Kardeşinin bahsi geçtiğinde oturduğu yerde tepinmeye başladı Jungkook. "Kardeşimi nereden biliyorsun?" Arkasından önüne doğru gelen katil, bu sefer çenesine dokundu uzun parmaklarıyla. "Seri katil olduğumu unutuyorsun Tinkerbell."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloodbath
FanfictionGündüzleri doktor, akşamları para karşılığında insanların hayatına gözünü kırpmadan, son koyan seri katil. Peki bu seri katil, depresyonda olan psikolog'a tek gece teklif ederse, hayatlarında ne gibi değişikler olacak. (Şiddet,küfür,argo,kan ve yeti...