yedi

432 59 60
                                    

lee minho.

manga okumayı seviyorum, her geçtiğimde dükkâna uğramayı ihmal etmiyorum. şu sıralar biraz azaltmıştım fakat chaeryeong'u beklerken de canım fazla sıkıldı. neden olmasın? bakınmak için girmiştim bile. öylece dolaşıp, tur attım içeride. birçoğu okuduklarımdandı ve oflayarak bakıyordum hepsine. yeni ciltleri gelsin diye duâ ediyordum her zaman, ancak burası küçük bir yerdi... üzücü.

hiçbir şey almadan çıkıp, chaeryeong'u beklemek için uygun bir yere geçtim. ancak eli cebinde etrafa bakınarak önümden gelen kişiyle durdum birden. doğru, o da gelecekti.

"oh, minho!" minho? minho hyung?? abi?? "demek aynı anda geldik, harika bir zamanlama," diyerek sırıttı. kısa bir göz devirip yanımızdaki beyaz duvara sırtımı yaslayıp, kollarımı da göğsümde bağladım. "chaeryeong'u yemek yemeye götüreceğim."

"ben de geliyorum."

"izin almadın." tek kaşım havada ona bakarken şaşırdı ve iç çekti. sinir bozucu biri olduğumu biliyorum ancak chaeryeong ile vakit geçirmeleri gereksizdi. üstelik chaeryeong kendi de söylüyordu, aşk işleri onu yoruyormuş... ama karşımdaki akılsız.

"lütfen sizin bu onur verici yemeğinize katılabilir miyim sevgili minho hyung'um?" kafasını eğerek bana bakarken düşünür gibi yapıp hafiften güldüm. "ayaklarıma kapan."

"siktir git."

"bir de kölem olursan oldu bu iş." bana göz devirip etrafa bakınarak benimle ilgisini kesti. hoş, zaten onunla konuşmak istemiyordum. ancak gözüm de ondaydı, inceliyordum öylesine.

kafasını çevirip göz göze gelince telaşlanıp yere eğdim kafamı. o da umursamadan konuştu, "öğlen çıkacağından emin miyiz?" dedi arada saate bakarak. ben de kafamı sallayıp cevap verdim. "evet."

ona bu sefer bakmayıp, etrafa bakarak zaman kazanıyordum. ayrıca bize doğru hızla gelen bisikleti son anda fark edip seungmin'in ceketini tuttum. o da fark edip duvara elini koyarak üzerime eğildi. bisikletteki çocuk zile basarak arkasından geçti gitti...

o an refleksle yapmıştım ancak gerçekten kendime çekmemiştim onu. yoksa çektim mi? çok karışmıştı bir an her şey.

üzerime bayağı eğilmiş.

"götüme girseydin şerefsiz!" bisikletin arkasından bakmış ona söverken, donmuş ifadeden kurtulup kafamı kaldırdım. çok yakın, çok fazla yakın ve çok yanlış bir pozisyon.

kalbim küt küt attı, terledim.

ortada hiçbir şey yoktu, basit bir şeydi ve büyük ihtimalle o da önemsiz görüyor... ancak mangalardaki gibiydi, sanki beni öpecek gibiydi. manga ne âlâka? düşündüğüm şeyler ne âlâka, kafayı falan yemiş gibiyim.

beni koruyormuş gibi hissettim ve hoşuma gitti, olay bu. ilerisi yok, ilerisi olmalı mıydı zaten?

"heyo... minho?? iyi misin?" yutkunup dudaklarına kaydı bakışlarım istemsiz ardından gözlerimi telaşla kapattım. "iyiyim." gülüş seslerini duyduğumda da açtım yavaşça. irislerimiz anında buluşunca gereksiz heyecan kapladı içimi. "tuhaf ve tatlısın."

tuhaf ve tatlı... ben?

üzerimden ne ara çekildi haberim bile yok, duvara yapışmışım gibi duruyordum. o kadar aptal hissediyordum ki ağlayacaktım az kalsın hâlime. kendimi rahatlatmak istiyordum ancak uzaktan koşarak gelen chaeryeong'u fark edip gülümsedim.

doğru... ben harbi aptalım. birincisi, bunlar sadece mangada olur. ikincisi, ben bir erkeğim, seungmin bir erkek. üçüncüsü, bu şahıs kardeşimden hoşlanıyor.

"nihayet çıkabildin güzellik, seni bekledik."

"teşekkür ederim seungmin oppa, abimin seni kovmaması bir mucize," diyerek gülüştüler. ikisine de bakıp iç çektim ve ellerimi cebime koyarak önden yürümeye başladım.

arkadan gelen ikilinin sohbetine dahil olmadığım için anlamıyordum, sadece gülüşleri ve sesleri kulaklarımdaydı. ben burada abilik görevimi yapmak, onların karınlarını doyurmak ve kafalarını dağıtmak için vardım. başka hiçbir işlevim yok.

bir restorana geçip yemek yemeye oturunca telefonuma mesajlar geliyordu sevgili annem tarafından. chaeryeong'a ihtiyacı varmış, ev işleri bekliyormuş. bilerek geç cevap vereceğim mesajlara, hep böyle yapıyordum ona; böylece chaeryeong daha çok vakit geçirir ve onlar da telefon işini düşünür.

yemek yerken seungmin'in gözlerini üzerimde hissediyorum. bu beni acayip geriyordu... özellikle chaeryeong yanımdayken.

"bugün bir kız ile tanıştım," dedi chaeryeong ortaya. dikkatimizi ona verdiğimizde de gülüp devam etti. "hoca pek sevmiyor onu ve okulunda da böyleymiş... tembel biri."

"arkadaş mı oldunuz?" diye sordum. o da hemen bana bakıp kafa salladı. mutlu olması beni de mutlu etti hemen. "ismi ryujin, gerçekten çok iyi biri. ayrıca aşırı güzel..."

"sen de güzelsin fıstık, unutma." seungmin'in araya girmesiyle belli etmese de iç çekmişti kardeşim, seungmin'e harbiden pas vermek istemiyor. öldürücü bakışlarımla karşımdakine bakarken mesajı almış gibi duraksayıp güldü. "yani... sadece söylemek istedim."

"biliyor güzel olduğunu," dedim duygusuzca. ardından chaeryeong oflayarak ayırdı bizi. "off... minho abim hep böyle yapacaksa siz ikiniz tek kalın, ben gidiyorum." anında ona bakıp kolunu tuttum. "hiçbir yere gitmiyorsun."

tamamen refleksti ancak seungmin yanlış anlayıp kızmıştı bana. "sıkmasana kızın kolunu lan. rahatsız oldu belli ki senden, kapat çeneni." ona baktığımda bu sefer bakışları değişmişti, çok keskin ve emindi. kendimden ödün vermeden ona bakmaya devam ettim ve chaeryeong'un kolunu bıraktım gözünün önünde.

"hadi ama... lütfen kavga etmeyin. seungmin oppa ve minho abim!"

kafamı eğip ona bakmayı sürdürürken, kollarını bağlayıp öyle durdu karşımda. eminim chaeryeong fazlaca gerilmişti... "bakmayın birbirinize!! ikiniz de korkunçsunuz."

gözlerinden okunuyor chaeryeong'u koruma duygusu, ancak eminim benimkini de okuyordur; chaeryeong'u onu bırakacak değilim.

-

offf cok atesli degil mi amk azdim lan
iste tam bakisirlarken hot sarkılar caldı
bismillah dedim noluyo
usta dedi iste bakisiyo bunlar azdiriyolar beni ben de hot sarki actim diye
ulan dedim bunlar niye sevismiyo
siz de bu ne diyor diye düsünüyorsunuz.

offf cok atesli degil mi amk azdim laniste tam bakisirlarken hot sarkılar caldıbismillah dedim noluyousta dedi iste bakisiyo bunlar azdiriyolar beni ben de hot sarki actim diyeulan dedim bunlar niye sevismiyosiz de bu ne diyor diye düsünüyorsunuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
minho's sisterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin