**
Sessiz bir şekilde çıktım o evden, sözde yakıp kavuracağım evden sessiz bir şekilde çıkmıştım. Kimse gidişime laf etmedi, sorgulamadı. Umursarlar sandım, fakat görünmezmişim hala.
Yüzümde mimik oynamadı, fakat değişik hissediyordum, yıllardan sonra ilk defa değişik hissediyordum.
Masum uyuyordu ama gözlerim ve aklım aynı konuşmuyordu. Aynalar yalan söylüyordu sanki, göründüğü gibi yaşatmıyordu.
Kimsesizliğim yine beni sarmaladı sanki ama o evden çıkınca tekrar kurtulmuş gibi hissettim.
Biliyordum, Chan bana kötü geliyordu.
Belkide yıllar öncesinde ona güvenen ve saf bir şekilde aşık olan o çocuğun tüm hevesi kaybolmuştu şimdi.
Yıllardır ondan uzak yaşadığım yerdeki insanlar gibi değildi, onlar bana hissizliğimi göstermişlerdi. Benim bambaşka bir kişiliğimi tanıtmışlardı bana.
Ben bunları düşünürken titreyen ellerimi göstermek istemedim kapıda bekleyen çalışanlara, arabaya atlayıp vardığımız yolun sonuna kadar sessiz kalmıştım zaten.
Arabadan inip ön koltukta oturan çalışana seslendim. "Geri dönüş yolundaki kameralardan plakayı ve beni gizleyin. Herhangi bir şey bulamadıklarından emin olun."
Bana saygı manasında eğilip onayladığında adımlarımı girişe yönelttim, şimdi ise üstümdeki bütün her şey benden gitmişti.
Kendime olan tüm yabancılığımla tekrardan bu eve giriyordum.
Girdiğimde içeride herhangi bir çalışanın olmamasıyla rahatlamıştım fakat bu uzun sürmemişti.
"Oynaşacak yer mi kalmadı?" Felix ve Hyunjin ayırdıkları dudakları ile bana dönmüştüler fakat Felix bu durumda fazlasıyla utanmışa benziyordu.
Göz devirerek karşı koltuktaki yastıklardan birini onlara doğru attığımda Hyunjin refleks ile tutmuş, ben ise olduğum yerde uzanarak yüzümü gömerek arkamı dönmüştüm.
Beni ilk defa böyle gören Felix ise Hyunjin ile ilgilenmek yerine bana soru yöneltmeyi tercih etmişti.
"Seungmin? Sana bir şey mi oldu?"
Herhangi bir şey anlamaması için anında cevap verdim. "Hayır, sadece gün yorucuydu."
"Seni ilk defa yüzünü koltuğa gömerken görüyorum, garipsin."
Haklıydı, bende kendimi garip buluyordum.
"Yapıyorum arada böyle çılgınlıklar." Yerimden kalkıp onları baş başa bırakmak istediğim için üst kata çıkarak odama girmiştim.
Ama şimdi uyuyamazdım, önce içimde ki her şeyi bitirmeliydim.
Önce içimdeki tüm kinden kurtulmalıydım.
Biliyordum kendimi asla tutamayacağımı, gece yarısında tekrardan gidecektim. Chris belkide o zaman da uyuyor olacaktı ama ben gidecektim. Kimsesizce, zalimce davranacaktım Kendime.
Çalınan kapı ile irkilerek o tarafa dönmüştüm, hemen ardından açıldığında içeri giren Hyunjin, merakla bakıyordu sanki bana.
"Uyuyacak mıydın?"
Anında başımı sallayarak reddetmiştim onu. "Hayır neden?"
Söylemek istediği bir şey olduğunu biliyordum, söylemek istediği fakat çok şeyi söyleyemediğini de biliyordum.
O bunu anladığımı biliyormuydu bilmiyorum ama meraklı gözüküyordu, en azından benim gözüme öyle görünüyordu.
"Söylesene, dürüst olacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Phobia - Chanmin
FanfictionBipolar kişilik bozukluğuna şahit eden bir evlilik, kaderlerine mahkum kalan iki garip insan ve ayrılığın getirdiği bambaşka bir aşk.