Bölüm-1: Birleşmiş İstasyonlar

551 42 130
                                    

Bölüm-1: Birleşmiş İstasyonlar :

///*

"Eğer bu kaydı izliyorsan ben,... Biliyorum çok klişe bir giriş..."

(Dursaksamalar)

"...Şu an bu kaydı izlediğine göre ben, çoktan ölüp gitmişim demektir."

"Fakat sıradan bi' ölümle yok olduğumu sanmıyorum... Benim gibi adamlar ecelleriyle ölmezler..."

(Gülüyor)

"Beni elbette ki tanıyorsundur. Bunu neden yaptığımı, bir güvenlik açığı yaratıp bu videoyu bu kodlara neden gömdüğümü ve kendi yazılımımı neden sabote ettiğimi merak ediyorsun. Sadece benim gibi düşünen birinin kodlarıma sızmayı başaracağını düşünüyorum. Bu yüzden İstasyonların koduna bu açığı yerleştirdim. Birazdan sana diğer bildiklerimi anlatacağım. Ve sonra da yapman gerekenleri... Bu, kafasının içindeki et parçasını kullanmayı bilen birilerine bıraktığım bir uyarıdır. Bu sistemin kurucusundan, gelecek nesle bir uyarı. "

Videodaki kumral, renkli gözlü adam: Kurucu Blake... Şov yapıyordu ve bundan keyif alıyordu. Önündeki masaya indirdiği gözlerini yeniden kameraya odakladı.

"Bazı şeyler herkese ilan edilmez... Ve yalnızca akılsızlara lafın tamamı söylenir. O yüzden sana her ne söylersem gerisini sen tamamlayacaksın. Tabii umduğum kadar aklın varsa..."

(Tıkırtı sesleri)

Arkasını dönüp kontrol etti ve yeniden konuşmaya başladı.

"Birleşmiş İstasyonların ulaşılmaz bir bölgesi var... Ve bu bölge herkese anlatılan umutlu hikâyelerden daha büyük ve gerçek şeyler vaat ediyor...Bir yaşam... Ve insanoğluna aşina bir dünya...."

(Dışarıdan gelen tıkırtı sesleri)

(Video kesiliyor)

*///

***

ALYCIA

Bütün istasyonlarda eş zamanlı olarak çalan sirenler herkesin veri tabanında kayıtlı olduğu kabinine çekilmesini emrediyordu. Muhafızlar ellerinde şok tabancaları ve sırtlarında acil durumlara karşı bulundurdukları tüfekleriyle koridorları turluyorlardı. Halk birer birer kendi kabinine dönerken etraf ıssızlaştı.

Şef Brown, bir grup muhafıza görev dağılımı yapıyordu. Aralarına yaklaştım. Beni görünce işaret yaptı.

"Alycia, sen yanına takımını alıp İstasyon-8'deki ucubeleri kontrol et. Koridorlar tamamen boşalınca kapsülleri tek tek arayıp kimlik doğrulama yap. Gözden bir şey kaçırmayın. Sonra da Köprü'ye gel."

Köprü... Demek Brown köprüde bir sorun çıkabileceğini düşünüyordu. Mailden haberi var mıydı?

Hızlı adımlarla İstasyon-8 in yolunu tutarken telsizimden anons geçtim.

"Takım 1'in dikkatine. Kane, Cassie, Hideo, Lee, Cole. Takım 1'in dikkatine. Alycia konuşuyor. İstasyon 8'de buluşalım."

Koridorları hızla geçerken yetişkinler tarafından korkuyla kabinlere sürüklenen küçük çocuklar görüyordum. Nereden yola çıktığını ve nereye gittiğini bilmedikleri devasa bir seyahatçi uzay istasyonunda hayata gözlerini açmışlardı. Asla geçmiş zamanlardaki veya kitaplardaki Dünya insanlarının yaşadığı gibi özgür ve doğal bir hayatları olmayacaktı. Onlar için üzülüyordum, hepimiz için üzülüyordum. Kendimizi insanoğlunun devamı gibi görüyorduk fakat ayaklarımız bir kez bile karaya basmamışken bir metal yığınının içinde sefillikle geçirdiğimiz yaşamlar gerçekten de insanca yaşamak kabul edilebilir miydi? Bizden sonra gelecek olanların refahı için burada insanoğlunun soyunu sürdürüyor ve yaşamamıza elverişli bir habitat kurmaya çalışıyorduk.

Lux MortiferaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin