Uyarı: Rahatsız Edici Olabilecek İçerik. Şiddet unsurları.
HERABağdaş kurmuş pozisyonda derin odaklanmadayken göğüs kafesimin ortasında bir sancı hissettim. Vücudumdaki Giz sanki hırçınlaşmıştı. İçimde devasa bir çekim taşı varmış ve ufak kaya kırıntısıyla birleşmek istiyormuş gibi hissediyordum. Gücünü yitirmiş bir kırıntı...
Kapalı gözlerimi iyice sıkıştırdım.
Genç Athan'ın sesine dikkat kesildim: "Benimle uğraşmayı bırakmalısın Fedna." dedi umutsuzca.
"Benim hayatımın anlamı, Işığı ve sizi korumak efendim."
Fedna elini solgun ve hâlsiz duran Genç Athan'a uzatıyor ve tüm kolu kuruyup renksizleşene denk Athan'ın göğsünden çekmiyordu.
Soluk lacivert dumanlar etrafı sarıp beni ürperttiğinde gözlerimi açtım. Yatak odamın zemininde bağdaş kurarak oturmaya devam ederken o görüntünün zihnimden ilk geçişini hatırlamaya çalışıyordum.
Bu görü, Işığa ilk baktığımda gözümün önünden geçen onlarca görüden yalnızca birisiydi ve eskiden bir o kadar da anlamsızdı. Ta ki birliklerimden bir grup gizdār bir gün zorlukla zapt ettikleri mahlûktan beni haberdar edene dek.
O yaratığın kurumuş ve karanlık çökmüş cildinden yayılan soluk lacivert dumanlar, Genç Athan'ın görülerimdeki solgun hâli ve Fedna'nın kuruyan kolu zihnimde birleştirdiğimde neler olup bittiğini biraz anlamıştım. Bu bir tür lanet veya yayılmakta olan bir hastalık olmalıydı.
Fedna'yı huzuruma çağırıp bu saldırgan mahlûklarla ilgili ne biliyorsa öğrenmek istemiştim fakat tek bildiği Genç Athan'ın bir gece saldırıya uğradıktan sonra hâlsizleşmeye başladığıydı. Athan'ı yaşarken hiç o hâlde solgun görmemiştim, anlaşılan Fedna'nın yardımı ile birlikte bunu oldukça iyi saklamayı başarmışlardı. Üstat Fedna onu tedavi etmek için her yolu denemiş ve sonunda kendi Giz özünden verdiğinde Athan'ın bir süreliğine iyileştiğini fark etmişti.
Bu durum başlı başına garipti çünkü Arkhon, Işığın Temsilcisi, her zaman Meva üzerindeki tüm gizdārlardan ve hatta Işık Koruyucu üstatlardan daha fazla Giz özüne sahipti. Arkhon'u güçlü kılan buydu. Buna rağmen Genç Athan'a o saldırıda her ne olduysa içindeki Öz'ü sömüren bir parazit misali onu güçsüz düşürmüş olmalıydı. Yaşamını sürdürmek için Fedna gibi sıradan bir üstadın enerjisine muhtaç kalmıştı.
Son birkaç aydır bu yaratıkların küçük köylerde ve Meva halkının kalabalığından uzak tenha köşelerde saldırılar gerçekleştirmesi, bunun gitgide büyüyen bir tehlike olduğunu açıkça gösteriyordu. Bu saldırıları gerçekleştiren yaratıklarla karşılaşmak garip bir şekilde zordu. Ancak geride kalan cansız bedenlerden orada yakın zamanda bir yaratığın bulunmuş olduğunu anlıyorduk.
Arkhon birliklerimden bir tabur gizdārı bu konu için görevlendirmiştim. Bir kısmı Gezerler diye andığımız bu yaratıkların kaynağını anlamak için Arkhon Sarayında Giz'in doğası üzerine çalışıyor, diğer bir kısmı ise Meva'nın ücra köşelerini kolaçan ederek yeni olayların peşine düşüyor ve halkın ağzını arıyordu.
Bir gün görevlendirdiğim gizdārlar, Güney halkı Sungri'lerden olan Fiero isimli bir adamı huzuruma getirdiler. Adam Güney valisi için çalıştığını ve son çalışmalarında farklı bir Giz sanatı keşfettiğini söylüyordu. Bu sanatı kullanarak Giz enerjisini Zifir adı verdiği bir duruma sokuyordu. Adamın iddiasına göre Giz'in Zifir dediği bu hâli Işığın tam zıttıydı, şimdiye dek bilinmeyen bir tür karanlıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lux Mortifera
FantasyÖlümcül Işık, her yeri yakıp geçti. Ölülerin yaşayanlardan hayat çaldığı, rayından çıkmış bir dünya.