Bölüm 1:

24 5 2
                                    

3 Ocak 2024

Ailesi olan her çocuk sevgi ile büyürdü. Ama ben bir aile büyüdüğüm konusunda hemfikir değildim.

Hiçbir zamn anneme derdimi anlayamamış, babamı sevememiştim. Kızların ilk aşkı babaları derler oysa babam benim çocukluğumun katiliydi. Bunu onlar yapmıştı. Bende ailemden görmediğim sevgiyi vatanıma gösteriyordum. Ama daha iyisi ile.

"Komutanım kapıda hareketlilik var." Alp'in sesi derin düşüncelerimden sıyrılmama sebep olmuştu. Silahımin dürbünü kapıya çevirdim. İçim yine bir huzursuzdu. Bir terslik vardı. Sanki geldiklerinden haberleri vardı

Kapıdaki kalleşle göz göze gelince sırıttı.

Tabi ya haberleri vardı.

"TİM UZAKLAŞ TUZAK VAR!" Dememe kalmadan çoktan bomba göndermeye başlamışlardı. Ne kadar uzaklasabildiysem uzaklaştım. Arkama baktığımda hiçbir askerimi görememiştim.

Geri dönmek istesem de kimsenin hayatta olmadığını bilmiyordum ve geri dönmek benim için riskliydi.

Telsizimi çıkarıp merkeze haber verdim.

O an anladım ki bugün hayatımın dönüm noktasıydı.

Burada kimin ne yapacağı bilinmezdi.

Zırhlı aracı süren asker beni tek görünce önce şaşırmıştı. Ama sonra o acı gerçek beyninden kurşun yemiş gibi yapmıştı. Her ne kadar belli etmese de belli oluyordu.
Her ne kadar anlamak istemesek de bugün bu vatan 7 şehit vermişti kara toprağa.

" Başımız sağolsun komutanım"diyen askere hiç gecikmeden cevap verdim:
"Vatan sağolsun"dedim. Artık göz yaşlarım yavaştan bağımsızlık ilan etmek için hazırlanıyorlardı. Kolay değil 7 silah arkadaşını bir anda kaybetmek.

Aslında silah arkadaşlarımı değil dostlarımı kaybetmiştim.

Destek çağırıp sağ olan var mı diye baktık. Her ne kadar sonucu  bilsekte. Daha fazla dayanamamış ağlamaya başlamıştım. Ağlamam yavaşça sonerken sadece iç çekişlerimle kaldım

Şimdi haberlerde tek manşet olarak belkıi de sadece 2 dakika verilcekti. Sonra yavaşça unutulcaktı.

Ama vatan unutmazdı!

Ben Kıdemli Üsteğmen Leyal Akal

7 askerimi değil 7 kardeşimi toprağa vermiştim bugün.

Askeriye kapısına geldiğimde çevreme bakındım. Askeriye de büyük yas vardı. Kolay değildi 7 başarılı askeri toprağa vermek.

Albayın odasına gidip rapor verdim.izin istemiştim birkaç ay.

***

Şehit töreninde ifadesizce dikiliyordum. Ama içten içe de ağlıyordum.

Ahmet, Bahar, Murat, Mehmet, Alp, Burak, Ali
Hepsinin tabutunda gezindi bakışlarım. Yine tek kalmıştım her ne kadar ablam benimle olsa da onlar bende bambaşka kişilerdi. Sırayla aileleri gezdim. Herkeste ortak iki duygu vardı:

Acı ve Gurur

Hem evlatlarıyla gurur duyuyorlar hemde acı çekiyorlardı.

Şehit töreninin ardından arabamla eve doğru yol aldım. Yol üstünde markete uğrayıp 2 aylık erzak aldım. Evden çıkmak bile istemiyordum. Artık bir timin olmadığı için görev vermezlerdi. Ta ki yeni time geçene kadar. Lojmanın garaj kısmına arbamı bark ettikten sonra eve geçtim.

Daha kapıya varmadan ağlamaya başlamıştım. Her ne kasar duygusuz görünsem de ben de insanım sonuçta.

2 Ay sonra...

Bugün mesleğime geri dönüyordum. Derin bir depresyondan çıkmıştım ve harabeye dönmüştüm. Yüzümdeki kötü gözüken (yani her yer) yerleri kapatıp evden ayrıldım. 2 aydır kullanmadığım arabamı çalıştırması her ne kadar zor olsa da beni yarı yolda bırakmamıştı güzelim. Lojmanın garajından çıkıp askeriyeye sürdüm. Yeni tim hakkında ufacık bir fikrim yoktu.

Askeriyenin yakınlarına arabamı park ettikten sonra eşyalarımı alıp indim kilitlemeyi unutmmıştım bu sefer. Çünkü genelde unutuyordum.

Kapıya gelince nöbetçi asker beni tanıyamadı. Bende onu ilk defa görüyordum. Sonuçta 2 aydır yoktum.

"Pardon kime bakmıştınız acaba" dedi karşımdaki nöbetçi asker.

"Kıdemli Üsteğmen Leyal Akal bu da kimliği" diyip kimliğimi uzattım

Tanımaması normaldı çünkü burada yeniydi sanırım.

"2 aydır yokum yeni misin sen?" Diye sordum
"Evet komutanım 1ay önce bşladım"
Başımı sallayıp içeri geçtim
"Komutanım kimliğiniz" şaşkınlıkla dönüp aldım

Bende ne zaman bişey unutacağım diyodum.

İ

lk önce kendi odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Gözlerim şifonyerin üzerinde takılı kaldı. İki çerçeve vardı. Birinde ablam ve kızı diğerindeyse görev dönüşü çekilen bir fotoğraftı tim ile.
İkinci çerçeveyi alıp inceledim içimden sürekli onları özlediğimi söylesemde dışa vuramıyordum. Fotoğrafı yerine koydum. Silahımı alıp odadan çıktım. Hedefim Albayın odasıydı.

Kapıyı çalıp "gel" komutu ile içeri geçtim. Tekmil verdim.

Kıdemli Üsteğmen Leyal Akal, Edirne Komutanım"

"Rahat asker . Hoşgeldin gözümüz yollarda kalmıştı."

"Bilmiyorsunuz durumları komutanım" biliyordu gözlerine bir hüzün çöktü

"Eee ne öğrenmek istiyorsun "
"Komutanım artık bir timim ok yeni bir time geçmem gerekiyordu. Buraya da onun için geldim"

"Doğru seni artık Ares timindesin biliyorum her ne kadar üyelerini sevmesende"

İfadesizliğimi korumaya devam ettim. Ama içten içe dehşete düşmüştüm. O tim de kavgalı olduğum o üç kişi vardı.

Başa gelen çekilecekti artık.

Ne kadar şansız olduğumu bir kez daha anlamıştım.

***
Eveeeet ilk bölüm böyle oldu daha yolun başındayız
Umarım daha iyi bölümlerle geleceğim kendinize iyi bakın

Hepinizin çok seviliyorsunuz🥰

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız öpüldünüz 😘

Asker Sevdası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin