NİSAN

347 63 19
                                    

2001,Bursa

Elindeki çikolatayı yiyerek ileri geri koşuyordu.Beş yaşında olmasına rağmen yaşadığı her şeyi olgunca karşılardı.Yetimhanede başkaları kavga çıkartsa bile arkadaşlarını koruyup kollardı.Arkadaşlarını koruyup kolladığı için dayak yiyen taraf hep o olurdu.Bugün içine sığmayan bir duygu hissediyordu.Farklıydı...Hiç hissetmemişti böyle bir duygu.

Babası ve annesi olmadığı için üzülmüyordu.Çünkü onlar küçük kızını terk etmişti.Yetimhaneye doğduğu gün gelmişti.Herkes onu severdi,en çok ta Gül teyzesi ona hiç olmayan anne ve babası olmuştu.

Yorulduğunu hissedince yürümeyi bırakıp yetimhanenin kapısındaki taşa oturdu.Çikolatası bitince,çikolatanın kabını yanındaki çöp kutusuna attı.

Gökyüzündeki bulutların hareket edişlerini,yer değiştirmelerini izliyordu.Biraz daha izledikten sonra yerinden kalkacağı sırada kolundaki elli hissetti.Elin sahibine baktığında küçük kalbi hızlı hızlı atıyordu.Cem... o yakışıklı çocuktu.Herkes onu yakışıklı bulurdu, Nisan'da.Onun sert bakışları,sarı saçları,mavi gözleri çok dikkat çekiciydi.Mavi gözleri gökyüzünün rengindeydi.Kalbi inatla hızlı hızlı atıyordu.Kalbine söz geçiremiyordu.Kahverengi gözlerini sert olan mavi gözlere dikti.

''Merhaba minik'' dedi Cem.Alayla söylediğini anlamıştı,dalga geçeceği belliydi onunla. Aynı yaşlarda değillerdi.Ama olgun olmalıydı.Nisandan iki yaş büyüktü. "Ben küçük olabilirim, senden iki yaş küçüğüm haklısın, ama davranışlarım sen den altı yaş büyük"dediğinde küçük kız sinirliydi evet ondan iki yaş küçüktü ama davranışlarıyla ondan iki yaş değil onlarca yaş büyüktü.Cem Nisan'ın böyle olgunca cevap vereceğini hiç düşünemedi. Nisan'ın söylediği sözleri tokat gibi yemişti.

"Sen kimsin de benimle konuşuyorsun"dedi Cem. Nisan'ın kolunu sıktığında,ağzından iniltiler kopmuştu.

"Sen delirmişsin bırak kolumu canımı acıtıyorsun" dedi Nisan.Cem içinden geçirdi, asıl sen benin canımı acıtıyorsun güzelliğin, saçların, gözlerin, burnun ayrı bir güzel.

Nisan, zor da olsa kolunu Cem'in elleri arasından çekti.Cem hiç beklemiyormuş gibi iki adım geriledi. Nisan bu adama aşıktı işte seviyordu.Beş yaşından beri seviyordu.Gördüğü her an nefesi kesiliyor,kalbi hızlı atıyordu.Cesur olmalıydı.Söyleyecekti onu sevdiğini.Aşıktı işte ne duruyordu ki.Kalbi yine aynı şiddetle hızlı hızlı atmaya devam ediyordu.Söze nasıl gireceğini bilemiyordu.Elleri şimdiden terlemeye başlamıştı.

Ben...şey sana bir şey sorabilir miyim?"dedi Nisan.Cem'in yüzüne baktığımda ifadesizdi.Uzun uzun baktı Nisan.Cem evet anlamında kafasını yukarı aşağı hareket ettirdi.

"Ben...seni seviyorum"dedi Nisan. Söylemişti işte sevdiğini mutluluktan ayağa kalkıp dans edecekti.Mavi gözlere baktığında sertti.Farklı bakıyordu . İfadesiz bakan gözleri üzüntü pişmanlık taşıyordu.

Cem huzursuzca yerinden kalktı.Onun kahverengi gözlerine son kez batı,mutluluktan kısılmış kahverengi gözlere.Gözleriyle vücudunu süzdü.Küçük narin bedenine ilk defa sevgiyle bakıyordu.Sevgi onun için yoktu,doğduğundan beri sevgisizdi.O herkesten farklıydı,yetimhanedekilere benzemiyordu.Karışıktı hikayesi.Aklındaki düşüncelerinden kurtulup Nisana baktı.

Bana baktığında içimdeki heyecan artmaya başlamıştı.Ondan büyük ablaları ona aşık olduklarını anlattığında can kulağıyla dinlerdi.En çok ta karnındaki kelebeklerden bahsederlerdi.Ama onun kalbinde kelebek yoktu.Kurtlar vardı.İçinde geziyorlardı.Heyecanın dahada artmasını sağlamıştı.Konuşmaya başlayacağı sırada yanından geçip gitti.Arkasından bakıyordu,içinden 'Cem gitme'diye haykırıyordu.

***
Güneşli hava gitmişti yerine rüzgarın ve siyah bulutların hakim olduğu bir gökyüzü oluşmuştu.Cem gideli 1 saat bile olmamıştı.Deli gibi ağlıyordu.Onu sevdiğini söylememeliydi.İçinden gelmişti söylemişti. Gitmişti. Dahada gelmezdi Cem hiçbir zaman geç kalmazdı yetimhaneye.Gözlerini yumdu derin derin nefes alarak beklemeye başladı.

Saatin nasıl geçtiğini bilmiyordu Nisan.Gözleri ağlamaktan kan çanağı olmuştu.Hava gittikçe soğumaya başlamış ve yağmur şiddetle artırıyordu. Yanına bir iki kez en sevdiği arkadaşı Defne ile Gül teyze gelmişti.Onlara sadece yalnız kalmak istediğini söyleyip konuyu kapattırmıştı.Yetimhanenin soğuk olan taşlarını artık hissetmiyordu.Soğuğa iyice alışmıştı. Rüyasında Cem'i görmek umuduyla gözlerini yumdu.

Günler, aylar, yılar geçmişti artık Cem yoktu, gelmedi. O günden sonra hiç gelmedi.Onu hep düşününce gözünden bir damla yaş akardı küçük kızın. Her şeyi bilmiş gibi davran, neşeli ve duygusal kız yoktu.O günden sonra yemin etmişti küçük Nisan.Sevdiği adamı bulacaktı...

NİSANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin