Karanfil. 4

1.9K 70 4
                                    




Sorulan Hesap

Sen kimsesiz değilsin Zelal!


Neçirwan ağa bir hışımla çıktıktan sonra Zelal kendisine hâlâ sinirli olduğunu zannetti. Bir yere elini sürmemişti de yük gibi hissediyordu kendini, bir kaç akrabaları vardı Hilvan da ikamet eden, onları sormayan insanların da yanlarına da gidemezlerdi. İyisimi yuvamıza köyümüze dönmek dedi.

İnsan eti insana yük olurmuş bunu küçüklüğünden beri biliyordu. En acı bir şekilde öğrenmişti, dedesi onu Berfin kadına bırakıp anasını konaktan içeriye almıştı. Ayların bazı günleri gidiyordu annesiyle özlem gidermek için lakin yavaşça öldürmüşlerdi hevesini bu yüzden o konağa da gitmeme kararı aldı.

Yüktü Zelal her zaman olduğunu gibi bir kamburdu insanların sırtında.

Camdan dışarı bakıyordu avluda bir o yana bir bu yana kadınlar yoktu sabahki gibi değildi sessizdi avlu.

Güneş tepe de yakıyordu Urfayı, Allah tarlada olanlara yardım etsin dedi içinden zordu bu yakıcı güneşin altında çalışmak.

Oda da gezmedik yer bırakmadı meraklıydı ama elini sürmüyordu, yade Berfin uyuyordu, Zelal de onunla birlikteydi. Göz önünde olmak istemiyordu bu oda dan çıkmak bile gelmiyordu içinden.

Ama Hilda hanımağayı sevmişti cana yakındı. Daha önce de duymuştu nasıl biri olduğunu ama içi de sıkılıyordu oldukları durumdan.

" Yade biz köye mi dönsek?"

" Zamanı var bekle keça bekle"

" Ne kadar kalacaz bu konakta, ben istemem bu insanlara yük olmak. Kalk köye dönelim"

Rahat hissetmiyordu işte ama Berfin nenesi anlamıyordu

" De hayde get yardımını et, çenen gene durmaz oldu"

Berfin kadın torununu anlıyordu ama elinden bir şey gelmezdi zaten kısa bir süreliğine Badıllı konağındaydılar yakında taşınacaktı uzaklara alıp gidecekti torununu.

Zelal oflayarak mindere attı kendini, aklına ağanın son hali geldi. Çok kızgındı bilmeden ettiği kusur için aptallığına yanıyordu. Bir çıkmazın içindeydi ne yol vardı ne de gizli bir çıkış.

" Allahım bir çıkış kapısı göster"

Oturmaktan bir hal olan kız alt kata inmeye koyuldu. Hilda hanımağa ne kadar misafirsiniz desede ayıp ediyordu sanki bu evdeki çalışanlara.

Mutfağa geldiğinde kadınlar dedikoduyu kesmişlerdi ama müzip gülümseme hepsinin dudaklarına çizilmişti. Zelal konunun eşleri olduğunu az çok anlamıştı Güllü ablası da bazen şikayet ederdi Agreş emmisini.

Başka konu bulamayan kadınlar gözlerini Zelale dikmişlerdi. Çiçek kıza ayıp ettiğini bildiği için mahçup hissediyordu ama eğer kahveyi Çiçek götürmüş olsaydı ağa daha beter olurdu.

İçli köfte yapan kadınlara yardıma girişen Zelal çoktan kanı ısınmıştı bu kadınlara. Kimisi evlatlarından kimisi kayın validelerinden dert yanıyorlardı. Zelale akıl veriyorlardı kaynanası olan bir eve gelin gitme ve ya isteme diye.

Zelal böyle şeylere takılan bir kız değildi büyük ailesi olsun isterdi hep ama bildiği bazı gerçeklerde pek iç açıcı değildi. Gelinler neler çekiyordu kaynanalarından. Bu topraklar da zordu gelin olmak, ana olmak, evlat olmak zordu.

İçli köfteleri serin bir yere bırakarak başka yemekler için elleri sıvamışlardı. Îç köftenin yanı sıra ayran çorbası, üzlemeli pilav ve patlıcan söğürtme gibi mezeler.

Beyaz KaranfilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin