ZEHR-İ MEZAR +18 (DÜZENLENİYOR)

9.Bölüm "Kurtar Beni"

Yeni bölüm geldi
Biraz geç oldu ama olsun siz ana odaklanın diğer bölüm yazılılar başladığı için yazılıdan sonra gelecek

Arkadaşlar tavsiyeniz üzerine haftada bir bölüm yayınlayacağım ama o da uzun bölüm olacak. Böylesi daha uygun geldi hem sizin için hem de benim için. Bakalım bu bölüm neler olacak.

Keyifli okumalar :)

Normal miydi bu yaşananlar? Çok sevdiğim abimin katil olması. Tanımadığım birinin evinde iznim olmadan kalmam. Kaldığım evin sahibinin bana istemediğim şeyler yapması. Ve en önemlisi ölecek olmam. Neden ölmeliyim? Neden başkalarının yaptığı hatayı telafi etmek zorundayım? Değilim ki, zorunda değilim.

Ama olmuyor, gitmek istiyorum ama olmuyor. Burada daha fazla kalmak istemiyorum ama olmuyor.

Duşumu aldıktan sonra banyodan çıktım. Yapacak bir şey olmadığı için banyoya giriyor saatlerce duş alıyordum çünkü başka yapabileceğim bir şey yoktu. Aram gittiğinden beri aşağı hiç inmemiştim. Zaten dün gitmişti ve orda iki gün kalacağını söylemişti. Ben halimden memnundum,onun somurtan yüzünü görmek isteyeceğim son şey bile değildi.

Saçlarımı kuruttuktan sonra dağınık bir topuz yapıp yanlardan bebek saçlarımı çıkardım. Yemek yemek için aşağı inecektim ki merdivenlerin başından kahkaha sesleri geliyordu. Aram mı gelmişti? Merdivenden yavaşça aşağı indiğimde aynı zamanda içerideki 3 kişiyi inceliyordum. Bunları daha önce görmüştüm sanırım, doğru ya bunlar bahçedeki korumalardı ama burda ne işleri vardı?

Biri tekli koltuğa oturmuş elindeki şarabı içip heyecanlı bir şeyler anlatıyordu. Biri koltuğa yataylamasına uzanmış gülerek adamın anlattığını dinliyordu. Diğeri de elindeki sigarayı ayağını uzatan adamın karşısına geçip içine çekerek dumanını dışarı veriyordu. Merdivenlerden tamamen inince tekli koltuğa oturanın bakışları bana döndü.

Yüzüne çapkın gülümsemesini takıp "Prenses de buradaymış." demesiyle diğer ikisinin de bakışları bana döndü. Sigara içenin bakışları ayağımdan başlayıp yüzüme geldiğinde cebinden telefonunu çıkarıp bir şeyler yaptı. Yanlarından geçip mutfağa gideceğim sırada koltuğa uzanan bir anda yerinden kalktığı gibi bileğimden tutup yanına çekti.

Yanına oturduğumda elini kafamın arkasından geçirip omzumu okşamaya başladı. Elimi kaldırıp kolunu üzerimden ittiğimde eliyle belimi sıkıca tuttu. "Sakin ol prenses. Adın neydi senin?" dediğinde terleyen avuç içlerimi eşofmanıma sürerek elimi sildim. "Siktir git. Bırak beni!" diye elinden kurtulmaya çalıştım.

İğrenç bakışlarını atarak gülümsedi "Eğleniyoruz işte ne güzel." diyince tüm gücümle elini ittim. Ayağa kalkıp önünde durdum. "Bir daha elini bana sürersen seni öldürüm." diye arkamı dönecektim ki şarap içen ayağa kalkıp önümde durdu. "Hadi ama yavrum, eğleneceğiz biraz." diyerek elimi tutacaktı ki izin vermedim.

"Bırak beni, defolun gidin." diye gidecektim ama tekrar önüme geçip gitmeme izin vermedi. Panik tüm vücudumu sarmış yüzüm terlemeye başlamıştı. Ne kadar belli etmesem de korkuyordum. Ya bana bir şey yaparlarsa? Bana doğru yaklaşıp eşini tişörtüme koydu. Aram olmadığı için kazak bulamamıştım ve tişört giymiştim.

Ne olduğunu anlamdan tişörtü iki kenara yırtınca ağzımdan çığlık koptu. Yırtığı parçaları burununa götürüp kokladı. Korkudan gözlerim dolmaya başlamıştı. Yana geçeceğim sırada oturan ayağa kalkıp beni kendi aralarında sıkıştırdı. Ellerimle itemeye çalışıyordum ama izin vermiyorlardı. Koltukta oturup sigara içene baktığımda kafasını yukarı kaldırmış gözlerini kapattığını gördüm.