1. bölüm

10 1 3
                                    

Umarım beğenirsiniz, konu benim acayip hoşuma gitti.
Bölümler düzenli olarak cumartesi yayınlanacak.
Eğer sabır edemeyip farklı günlerde atarsam o farklı tabi dhhdhdh.
Lütfen kötü yorum yapmayın.
Hadi başlayalım.

♧♧

Saat gece bir olmuştu ve yarın erken uyanmam gerekiyordu ama ben hala uyuyamamıştım. Neden mi? Çünkü karşı komşum son ses müzikle evde artık ne yapıyor bilemem.

Yatağımda doğrulup oturdum. Elerimi saçlarıma geçirdim ve ayağa kalkıp duvarı yumruklamaya başladım. 

Bir işe yaramayacak gibiydi. Kalkıp üzerimdeki pijamaları bile umursamadan kapısına dayandım.

Kapıyı yumruklamaya başladım. "Aç lan kapıyı!" Kapı birden açılınca yerimde sendeledim sonra dikleşip kaşlarımı çatarak konuşmaya başladım.

"Seni bilemem ama benim uyumam gerekiyor ve sende şuan iyi bir komşu olup şu sesi kısıyorsun." Dedim ve kollarımı göğsümde bağlayıp cevap bekledim. Karşımdaki adam konuşmaya başladı.

"Neden kısacakmışım?" Diye sorunca kaşlarımı tekrar çattım. "Çünkü gecenin biri oldu aptal!" Diye bağırınca kulaklarını kapattı.

"Bağırmasana kızım." Deyince daha çok sinirlendim. "Son ses açtığın müzik yerine benim bağırmamdan mı rahatsız oluyorsun." Dedim ve göz devirip "boş versene." Diye ekledim ve evime girip kapıyı sertçe çektim.

Yastıkla kulaklarımı kapattım ve zor olsada uykuya dalmayı becerdim.

Sabahın saat beşinde çalan alarmla oflayarak yatağımdan kalktım. Üç saatlik bir uykuyla dans dersine gitmek zorundaydım.

Elimi yüzümü yıkadım ve üzerime kalçamın biraz altında biten kumaş bir bale elbisesi ve ayağıma da bale botlarımı giydim ve saçımı sıkı bir topuz yaptım.

Kol çantamın içine pinte ayakkabılarımı koyup iki parça da yedek kıyafet koydum. Evden çıkıp kapıyı kitledim.

Arabamın olduğu yere gelince daha çok sinirlendim, biri arabamın önüne arabasını park etmişti ve park alanından çıkmamı engelliyordu.

"Kahretsin, geç kalıcam!" Diye söylendim ve arabanın tekerine tekme attım. "Arabama neden vuruyorsun." Diyen sesle ağazım bir karış açıldı ve arkamı dönünce onu görmemle gözüm seğirdi.

Karşı komşum Kaya tam karşımda duruyordu. "Arabanı çek geç kalıcam." Dedim hızla. Birşey demeden arabasını çekti ve geçmem için yol verdi. Siyah Mercedesime binip hızla oradan uzaklaştım.


"Daha çok eğilmelisin Gökçe." Dans hocamın kurduğu cümleyle bu güne lanet ettim.

"Tamam bu kadar yeter. Toparlanın yarın devam edeceğiz. Saat akşam sekizde herkes salonda olsun büyük gösteriye az kaldı." Derin bir nefes alıp soyunma odasına gittim.

Hızlı bir duş aldım ve üzerime evden getirdiğim siyah eşofman ve siyah swetshirtü giydim. Ayakkabılarımı da giyip saçlarımı kurutmadan arabay binip eve geldim.

Asansöre binip yukarı çıkacakken asansöre biri daha bindi. Of yine bu.

"Yinemi sen." Diye mırıldandım. "Ya senin benimle ne alıp veremediğin var?" Dediğinde güldüm. "Ya! Senin yüzünden uyuyamıyorum şu müziği kismiyorsun asla." Dedim sitem edercesine.

"Tamam da sende müzik açıyorsun çoğu zaman biz bisey demiyoruz." Dediğinde ona bakıp "Ben gecenin köründe son ses Rock müzik açmıyorum." Dedim ve tam o birşey diyecekken asansör birden durdu. Korkuyla Kayanın kolunu tuttum.

"Noldu?" Diye sordum birden. "Bilmiyorum ama sanırım kaldık." Kurduğu cümleyle daha çok korkarken bildiğim bütün duaları okudum.

"Ne yapacağız?" Dedim ve o da çok rahat bir şekilde yere çöktü ve oturdu. "Bekleyeceğiz ne yapabiliriz." Nasıl ya. "Nasıl bu kadar rahatsın ya." Dedim korkuyla. Omuz silkti.

Yaklaşık onbeş dakikadır asansördeydik. Ben kapıya vurup vurup duruyordum ve yardım istiyordum. Kaya ise yerde oturup öylece bekliyordu.

"İmdat!" Diye otuzuncu kez bağırdım. Kapıya bir tane tekme geçirdim sinirle ve ayağım çok kötü acıdı. Yerimde inleyip küfür savurdum. "Kahretsin." Kaya bana bakıp endişeyle sordu. "Ne oldu" ayak bileğimi tutup yere oturdum. "Ayağımı burktum sanırım." Dedim ayağa kalkıp yanıma geldi. "Neden kapıya tekme atar ki bir insan." Dedi ve oturup bileğime bakmaya başladı.

Geri çekildim "Ne yapıyorsun?" Soruma şaşırmış olucakki bir kaç dakika cevap vermedi. "Ayağına bakıyorum." Dedi anlamaz gözlerle. "Sanane benim bileğimden, ben bakarım." Dedim ve bileğime bakmaya başladım.

Göz devirip tekrar yanıma çömeldi. Bileğim resmen mosmor olmuştu, çok da acıyordu. Birkaç dakika sonra asansörün kapısı açıldı. Şükür ederek asansörden indim ve görevlilere teşekkür edip bileğime yüklenmemeye dikkat ederek evime girdim.

Yaklaşık bir saattir televizyon izliyordum. Bileğim mosmor olmuştu ve evde sadece bir krem vardı. Onu sürüp beklemiştim ama bir fayda etmemişti. Bileğim daha kötü olunca dayanamayıp Kayaya yazdım.

Siz: evinde sargı bezi varmı?

Kaya 178no.: var, neden ki?

Siz:sence? Bileğim burkuldu ya.

Kaya 178no.:sen hâlâ  sarmadın mı bileğini? Geliyorum.

Daha cevap bile yazmadan kapım çaldı. Dikkatlice ayağa kalkıp yavaşça kapıya ilerledim. "Gökçe sen sıkıntılımısın?" Sorduğu soruyla kaşlarımı çattım. Ben daha bişey demeden beni bir anda kucağına aldı.

"Hey napıyorsun." Dedim. "Yürürsen daha kötü olur bileğin." Dedi.

"Ben kendim halledebilirim." Dedim. "Öyle görünmüyor ama." Dedi ve ona göz devirdim.
Beni koltuğa oturtup bileğime evinden getirdiği bir krem sürmeye başladı sonra da bir sargıyla bileğimi sardı.

"Teşekkür ederim, gerek yoktu." Dediğimde güldü. "Gerek vardı Gökçe." Dedi ve ayağa kalkıp bir yastığı bileğimin altına koydu. "Çok kıpırdatma, bir haftaya iyileşirsin." Dedi ve bişey demeden çekip gitti. Sıkıntılımı bu?

Bileğime dikkat ederek koltuğa iyice yayıldım ve üzerime pikeyi örtüp orada uyuyakaldım.

___________

Birinci bölümü nasıl buldunuz, bence baya iyi. Yorumlarınızı eksik etmeyinnnnn.

Gönül DavasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin