Sabah uyandığımda bileğim düne göre daha kötü olmuştu. Mosmor olmuştu ve davul gibi de şişmişti.
Ayağa dikkatlice kalkıp üstüme bir tayt ve swetshirt giydim saçımı da tepeden toplayıp ayakkabılarımı giyindim. Bu halde araba kullanmayacağım için bir taksi çağırdım ve hastaneye gittim.
Hastaneye girip randevumu oluşturdum ve beklemeye başladım. "Gökçe Aktaş." Asistan adımı seslenince içeri girdim.
Doktora bileğimi gösterdim ve oda damar damar üstüne bindiğini söyledi. Bileğime sardığım amatör sargıyı çıkartıp yerine daha kalın ve tıbbi bir sargı sardı. Bir süre kıpırdatmamam gerektiğini söyleyip bana kol değneklerini verdi.
Kol değnekleriyle zar zor taksiye bindim ve eve geldim. Eve girdiğim gibi dans hocama bir kaç gün gelemeyeceğim söyledim ve oturup dizi izlemeye başladım.
Zilin çalmasıyla zorla ayağa kalkıp değneklerle kapıya doğru yürüdüm. Tabi ben gidene kadar kapı üç kez çalındı.
Kapıyı açınca karşımda Kayayı gördüm. "Bir sorun mu var?" Bana endişeyle bakıyordu.
"Nasıl olduğunu merak ettim ama değnekleri görünce anladım." Dedi ona bakıp anladım der gibi başımı salladım.
"Ee gelsene içeri kahve yapacaktım sana da yaparım." Dedim.
"Yok yok, ben hiç seni yormıyım sende çok ayakta kalma zaten." Kurduğu cümle o kadar tatlıydı ki. Ne tatlısı be, Gökçe kendine gel.
"Sen bilirsin." Dedim, iyi geceler diledim ve kapıyı kapattım. İçeri geçip üzerime bir şal alıp balkona oturdum.
♡
Gözlerimi araladığımda hava aydınlanmış ve güneş bana göz kırpıyordu. Balkonda uyuyakalmışım. Havanın güzelliği içime su serperken dikkatle ayağa kalktım. Bileğim daha iyi gibiydi. Yineden değnekleri kullanmaya dikkat ettim.İçeri geçip kendime hızlıca bir sandviç yapıp resmen mideme gömdüm. Bu gün saat 12.45 de dersim vardı. Evet ben hâlâ üniversite öğrencisiyim.iki sene sonra Tiyatro bölümünden mezun olacaktım ve sene sonu için Romeo ve Juliet yapacaktık.
Evet çok klasik ama biz bu oynun senaryosunu değiştirdik ve iki perdelik oynu dört perde yaptık.
Hatta ben juliet rolünü kapmıştım. Onun haricinde dans ediyorum, yaklaşık üç yaşımdan beri bale yapıyordum, onbir yaşıma girince modern dansa döndüm. Ailem bu iki işi birden yapacağımı düşünmüyordu ama beni hep destekliyorlardı.
Ailem Bozcaada'da oturuyorlar, bende yaklaşık yedi ay önce bana gelen bir kulüpten teklifle buraya yerleştim, normalde üniversite için yurtta kalıyordum ama dans kulübü oraya çok uzak olduğu için tatlış bir mahallede ev tuttum ve burada yaşıyorum. Arada bir de annemleri ve orada yaşayan arkadaşlarımla akrabalarımı ziyarete gidiyordum.
En yakın arkadaşım Derya ve çok sevdiğim kuzenim Cansu benimle aynı üniversiteye geliyorlar. İkisi benim sayemde çok yakın arkadaş oldular ve biz ayrılmaz üçlü gibi bişey olmuştuk.
Cansu şuan 22 yaşındaydı, Derya ve ben ise 20 yaşındaydık. Yaklaşık beş yaşımızdan beride Bozcaada komşuyduk. Evlerimiz iki katlı ve çok tatlıydı ailelerimiz de tanışıyordu.
Cansu stilist olma yolunda ilerlerken Derya da Heykeltıraşlık okuyordu hatta iki sene sonra da kendi sergisini açmak istiyordu.
♡__________
Çok alakasız bir yerde böldüm ama karakterleri vericem bir sonraki bölüm devam ederiz.Gökçe
Derya
Cansu
Kaya