4. bölüm

2 1 0
                                    

(Üstteki Gökçe'nin kıyafeti)
Yaklaşık dört dakikadır boy aynasından kendimi izliyordum. Üzerime mavi uzun bir etek ve beyaz bisiklet yaka bir badi giymiştim. Ayağındaki beyaz sendeletler ve takılarımla tam bir yaz kızı olmuştum.

Kapının çalmasıyla aynada kendime bakmayı bırakıp kapıya yöneldim. Gelen kişi kayaydı. Ben daha bişey demeden beni kolumdan tutup içeri çekti ve sırtımı duvara yasladı.

O kadar yakındık ki nefesini hissedebiliyordum. Heyecanla çırpınan kalbime rağmen konuşmayı başarabilmiştim.

"Kaya, n-ne yapıyorsun?" Sorumla bana daha çok yaklaştı ve dudaklarıma bakarak konuştu.

"Ben daha fazla dayanamayacağım Gökçe, özür dilerim." Bir anda dudaklarıma yapıştı. Gözlerimi kocaman açtım ve şok içinde tepkisizce beni öpmesini izledim.

Kendime geldiğimde kalbimin sesini dinleyip bende ona karşılık verdim. Bundan cesaret almış olucakki belimden tutup beni kendine çekti bende elimi saçlarına koyup onu kendime çekti. Kapının çalmasıyla irkilerek ondan ayrıldım, boğazımı temizleyip önce aynada kendime bir çeki düzen verdim ardından kapıya ilerledim.

"Ezgi kızım hep beraber aşağıdaki çardaklarda oturacağız, hazırsanız gelin."

"Tamamdır Ufuk abi siz geçin bizde geliyoruz." Kapıyı kapatıp içeri geçtim ve eteğimi tutup yatağa oturdum.

"Ee, ben arabaya geçiyorum." Dedi Kaya ve başımla onaylayınca el sallayıp bahçeye çıktı. Kalbim hâlâ küt küt atıyordu. Sanırım, sanırım ben aşık oldum...

Elimi yüzümü soğuk suyla yıkayıp odadan çıktım. Arabaya doğru ilerleyip Kayanın yanına oturdum. "Aslında on beş dakikalık bir yol yürüyelim mi?" Yürümeyi çok seviyordum nedeni yok hareket etmek hoşuma gidiyordu.

"Olur, ama hava kararıyor bunu da giy." Üzerinden gri hırkasını çıkartıp omuzlarıma bıraktı. Beraber yürümeye başladık.

"Neden sana Ezgi diyorlar?" Sorusuna şaşırmadım çünkü sormasını bekliyordum.

"Babam bizi ben küçükken terk etmiş, ama bana da bir not bırakmıştı. Kimseye gostermememi de yazmıştı. Haliyle sanada söyleyemem." Duraksadım ve devam ettim "Annem babamdan nefret etsede ben babamı hala çok seviyorum ve Gökçe ismi annemle babamın ortak koyduğu bir isim miş. Babam gittikten sonra annem bana Ezgi demeye başladı sonra adımı Ezgi olarak kabullendi."

Cümlemi bitirip önden önden yürümeye başladım gözlerimin dolmasını ondan gizlemek istiyordum.

"Hey, ağlama." Yanıma gelip gözlerimdeki yaşı sildi.

"Tamam tamam ağlamak yok." Dudaklarıma buruk bir gülümseme yerleştirdim ve burnumu çekip elini tuttum.

Annemlerin yanına varınca yanlarına geçip oturduk ve çay içip hasret giderdik.


Uykudan gözlerim bi açılıp bir kapanıyordu. Kayanın omzuna yasladığım başımı kaldırıp.
"Artık eve mi geçsek, hem çok soğuk oldu hava." Kaya başıyla onayladı ve ayağa kalkıp elini uzattı. Elini tutup bende ayağa kalktım.

"Biz artık kalkalım, tekrar çok memnun oldum ufuk abi ve Sevim teyzeciğim." Kaya eğilip ikisinin de elini öptü.

"Bizde çok memnun olduk oğlum."

"Hadi size iyi geceler."

Hepsine iyi geceler dileyip odamıza geçtik.

"Gökçe, şimdi biz seninle neyiz?" Sorusuna karşı bir cevabım yoktu sadece uzanıp dudaklarına bir öpücük kondurdum. Tam içeri giricekken.

Gönül DavasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin