"Fısıltılar, her yerdeler.
Ve susmayacaklar.
Ta ki sen, delirene kadar."06/10/2024
Sahya'nın Bakış açısından;Saat akşam yedi buçuktu ve okuldan eve dönüyordum. Üniversitenin son senesinde, bir psikoloji öğrencisiydim. Sabah dokuzda uyanmıştım ve okula gelmiştim saatlerdir dersten derse giriyordum. Karnım çok acıkmıştı. Acaba eve gidince ne yeseydim? Ama evde hiçbir şey kalmamıştı, markete girmeliydim. Annem ile babam beş yıl önce ölmüştü ve tek başıma yaşıyordum. Bazen yalnızlık beni esir alıyordu ve çok üşüyordum.
Artık tek başına olmayacaksın.
Korkuyla arkamı döndüm. Biri bana cevap vermişti. Arkamı döndüğümde arkamda kimse yoktu, sokak bomboştu. Ama sokakta biri olsa bile bana cevap veremezdi ki, içimden konuşuyordum. Acaba yalnızlıktan deliriyor muydum?
Korkarak önüme döndüm ve hızlı hızlı evime doğru yürümeye başladım.
Evimin önüne geldiğimde elimdeki anahtarla kapıyı açtım ve hızlıca içeri girdim. Kapıyı kapattım ve sırtımı kapıya yasladım. Sırtım kapıda, yavaşça kayarak yere oturdum. Kalbim, maraton koşmuşum gibi hızlı hızlı atıyordu. Derin derin nefesler aldım ve kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Bu, belki de sadece beynimin yalnızlıktan bana oynadığı bir oyundu.
Oyun mu? Ben oyun oynamıyorum, güzelim.
Çığlık atarak ayağa kalktım ve sırtımı duvara yasladım. Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı ve etrafı tarıyordu. Ama evde tek ben vardım. Ne oluyordu? Artık gerçekten korkmaya başlamıştım. Galiba ben, delirmiştim. Evet evet, kesinlikle delirmiştim. Başka açıklaması olamazdı çünkü.
Gözlerimi kapatım alnımı ovuşturdum. Artık yalnızlıktan delirmiştim. Çantamı koltuğun üzerine bıraktım ve odama çıktım hızlı hızlı. Odama girdim, kapıyı kapattım ve giysi dolabımı açtım. İçinden bir gecelik takımı çıkardım ve onu da hızlıca giydim.
Odamdan çıktım ve banyoya girdim. Makyaj temizleme suyu yardımıyla yüzümü temizledim. Ellerimi ve yüzümü yıkayıp banyodan çıktım.
Karnım gurulduyordu. Bu gün o kadar yoğundu ki, sadece sabah içtiğim kahve ve yediğim tostla duruyordum. Mutfağa gittiğimde buzdolabını açtım ve neler yapabileceğime baktım. Ama çok kötü bir detay vardı, ben korkudan markete girmeyi unutmuştum! Evde neredeyse hiçbir şey kalmamıştı. İnternetten söylemem gerekiyordu, ama param kısıtlıydı. Ölen babamın maaşını alıyordum ve onunla geçiniyordum.
Oflayarak dolabın içindeki çikolatayı aldım ve dolabı kapattım. Bir tepsiye ekmek, su ve çikolata koyarak salona gittim. Televizyondan rastgele bir dizi açtım ve çikolatalı ekmeğimi yiyerek izlemeye başladım. Birkaç dakika sonra zil çaldı. Bu saatte kim gelmişti ki?
Koltuktan kalktım kapıya gittim ve kapıyı açtım ama kapının önünde kimse yoktu. Biri basıp kaçmıştı herhalde diye düşünerek kapıyı kapatıyordum ki, yerde bir pizza kutusu gördüm. Bu benim en sevdiğim yiyecekti! Pizza kutusunu yerden aldım ve kapının dışına çıkarak etrafa bakınmaya başladım ama kimse yoktu. Tekrar korkma başlamıştım. Neler oluyordu? Bu saatte benim kapımda bir pizzanın ne işi vardı?
Senin için, güzelim.
Olduğum yerde titredim. Bu sefer aynı ses tam arkamdan gelmişti. Elimde pizza kutusuyla kapının önünde öylece kalmıştım ve arkamı dönmeye korkuyordum.
Bana dön, güzelim. Seni görmeyeli yıllar oldu.
Elimdeki pizza kutusu yere düştü ve daha çok titremeye başladım. Her yerim titriyordu. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve yavaş yavaş arkamı döndüm. Gözlerimi açmak istemiyordum. Öyle çok korkuyordum ki her an bayılabilirdim.
Aç gözlerini, korkma benden.
Gözlerimi yavaşça açtım. Karşımda bir adam vardı. Simsiyah giyinmişti. Saçları ve gözleri simsiyahtı. Gözlerine bakarken o da, benim gözlerimin içine baktı ve göz göze geldik. Kalbim titredi ve sanki şimşekler çaktı beynimde.
"Artık benimle tanışmanın zamanı geldi, güzelim."
🌪️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISSIZ KALP
Fantasy"KALDIRIMLAR BUZ GİBİ, HAVA SİSLİ. FISILTILAR, HER YERDE. GÖLGELER, BİR ADIM ARKANDA. BURASI, ZİFİR; LANETLENENLERİN ŞEHRİ."