Blue Wines & Pink Lights // Jaywon, Heejake

BW&PL: Bölüm 12 [Eski Anların Altında]

Heejake

Heeseung yeniden konuşmaya başladı "Lütfen sadece gel benimle"

Derin bir nefes verdi Jake, 'tamam' dedi kendi kendine 'bu seferlik gideceğim ama sadece bu sefer'

~○~

"Bir kardeşin olduğunu bilmiyordum"

"Kardeşim değil zaten

"Ah öyle mi?"

"Belinden tutan kişi kimdi?"

"Niki'yi mi diyorsun? O sadece kardeşim"

"Ben de senin kardeşin olduğunu bilmiyordum"

"Ama yatakta nasıl olduğumu biliyorsun"

Jake ona göz devirerek geldikleri odadan çıkmak için geriye döndü. Heeseung onun kolundan tutarak gitmesini engelledi "Nereye gidiyorsun?"

"Senin olmadığın bir yere"

"Anlaşmamız vardı Bay Sim"

"Ama şu an geçerli değil Bay Lee"

"Geçerli olmadığını kim söyledi?"

"Ben"

Heeseung Jake'e arkadan sarılarak onu pencereye doğru ilerletti. Manzarayı göstererek "İlk günkü gibi bir manzara değil mi? Ay ışığının altında.."

Jake hatırlamıyordu tabi ki. O gün hatırladığı tek şey aldığı zevkti.

Heeseung arkadan Jake'in kalçasına baskı uyguladığında Jake'in yüzündeki tüm ifadeler gitmişti, adeta donmuştu sanki.

"Ne yapıyorsun Lee?" Sesi muhtaçmış gibi titrek çıkarken Heeseung sırıttı

"Eski anıların altında seni bu geceye davet ediyorum bebeğim"

Jake boynunda hissettiği sıcak nefesle yutkundu. Vücudu kesinlikle aklına uymuyordu. Arkasına dönerek Heeseung'la yüzlerini yakınlaştırdı. "Bu gece seni memnun edeceğim Lee"

Dudaklarını Heeseung'ın gülümsemekten gerilen dudaklarına değdirdi. Evet beyni istemiyordu bu birlikteliği ama vücudu muhtaç bir şekilde yalvarıyordu. Lee Heeseung ona hiç iyi gelmiyordu, tanrısal bir yüze ve vücuda sahipti, Lee Heeseung'la birlikte olduğu o andan beri asla aklından silinmemişti o beden Jake'in.

Eski anlar aklına gelirken onun bedenine daha da yaklaştırdı kendini. Heeseung Jake'in başlattığı öpücüğü derinleştirdi. Birbirlerinin ağzına giren dilleri durmadan çarpışıyordu.

Heeseung'ın elleri gömleğin içinden Jake'in ince beline sızdı. Yavaşça belini okşayan elleri ağzındaki diline oldukça zıttı.

"Bunu burada mı yapmak istiyorsun Lee?"

Jake ıslak sesle ayrıldıkları öpücüğün ardından nefesleri arasından konuşmuştu. Kendisi kesinlikle burada yapmak istemiyordu çünkü her an birileriyle burada karşılaşabilirlerdi.

"Seni evime götürmemi mi istiyorsun?" Heeseung sırıtırken Jake kafasını olumlu anlamda salladı.

"Sen nasıl istersen prenses" Jake'in sarı saçlarını eliyle karıştırdı ve kapıya doğru yöneldi

"Gelmiyor musun?" Jake de onu takip etmeye başlayınca birlikte odadan çıktılar ve aşağıya indiler. Arka kapıdan çıkmayı planlamışlardı çünkü ön kapıdan çıkarlarsa fazla dikkat çekebilirlerdi.