Yazın başında noel bölümü yazınca kızlar 🧚🏼♀️____
Regulus' pov.
Kış kendini daha da belli etmek ister gibi kar ve yağmur yağdırıyordu. Haftanın son dersine giricektim.
Önce ki gece Pandora ile konuşmamdan sonra çok güzel, derin bir uyku çekmiştim.Derse Evan ve Barty ile gelmiştik, onlar bir sıraya sarmaş dolaş oturduktan sonra gözlerimi devirip boş bi sıraya oturdum. Ders başladıktan biraz sonra bi anda kapı açıldı ama kimsenin girdiğini görmedim.
Derse tekrar odaklanıp bi kaç not almaya başladığımda diğer kalemlerinden birinin hareket edip defterimin kenarına bi şeyler yazdığını gördüm. İlk önce hayaletlerden biri olduğunu düşündüm ama hiç bi hayalet defterime 'Bugün de çok güzelsin Black, iki saat sonra okul çıkışında seni bekliyor olucam.' yazıp yanına iki kalp koymazdı.
Kendi kendime gülüp boşluğa doğru kafamı salladım. O sıra da bana bakan Barty ne oluyor der gibi bana baktı ben de yok bi şey manasında kafamı oynatıp önüme döndüm. O sırada da tekrar kapı sesinin duyulmasıyla küçük kahkahalarım biraz büyüdü.
✮✮✮
Dersten çıktıktan sonra hızlıca kızlara haber verip slytherin ortak salonuna, ordan da odama çıktım. Beş on dakika sonra da kızlar ve çocuklar geldiler.
Önce ne giyiceğimi düşünüp onu hazırladık sonra da hızlı bi duş aldım.
Üstümü giydikten sonra kızların bana hafif makyaj yapmasına izin verdim.
Saçımı tarayıp küçük siyah çantamı takıp okulun önüne doğru yol aldım.James'in beni orda beklediğini görünce adımlarımı biraz hızlamdırdım. Yanına geldiğimde de selamlaştık. "Çok güzel olmuşsun Regulus. Yani her zaman ki gibi tabi. Ama işte randevuya böylesine önem vermen daha mutlu etti beni. Neyse şey ben bunları senin için aldım." dedi ve bana yıldız çiçeklerinden oluşan bir buket verdi.
O an dünyanın en önemli, en değerli ve en sevilen kişisi benmişim gibi hissettim. Ayrıca onun da hakkını yememek lazım çünkü gömleğinin üstüne giydipi kırmızı süveteri, siyah pantolonu ve büyük ihtimalle tarayıp saç spreyi sıktığı saçlarıyla çok yakışıklı gözüküyordu. Ben bunları onun yüzüne söylemeyecek kadar çekingen olduğum için sadece bana söylediği sözlere ve verdiği çiçeğe teşekkür etmekle yetindim.
Okuldan çıkıp biraz sohbet ettikten sonra hogsmadein de çıkışında olduğumuzu fark ettim. Gülümseyerek "Beni nereye götürüyorsun Potter? " dedim o da londranın içine gidiceğimizi söyledi. İlk defa muggelların bu kadar kalabalık olduğu bi yere gidicektim o yüzden biraz heyecan yapmıştım. James heyecanımı anlamış gibi "Merak etme iki üç kere Lily getirdi bizi buraya ve burayı artık avucumun içi gibi biliyorum ama seni iyi hissettiricekse pantolon cebindeki asanı küçük çantana koyabilirsin." demişti.
Biraz daha yol gittikten sonra bir sürü ışıkların olduğu büyük bi meydana gelmiştik. Bu meydanın ortalarında bi yerinde durup şık bi restorana girip teras kısmına çıkmıştık. Belli ki terası bize kapattırmıştı. Tam oturucakken sandalyemi çekmiş ve oturmamı sağlamıştı. Kendi de oturduktan sonra siparişlerimizi verip beklemeye başlamıştık.
Ufak garip bi sessizlik olduktan sonra james konuşmaya başlamıştı. "Regulus öncelikle ben bu randevu teklifini kabul ettiğin için çok mutluyum ve sana da teşekkür ediyorum. Böylesine umutsuz bi aşığın yaşam sebebisin. Ayrıca önce ki olumlu konuşmalarımızdan da yola çıkarak mutlu bir ilişki yaşicağımızı düşünüyorum " dedi bir çırpıda.
"James ben söylediğin şeyler için rica ederim ve seninle aynı şeyleri düşünüyorum ve senden bi konu da özüe dilemek istiyorum. Güven sorunlarım ve ailem baskısından dolayı seni iki sene beklettiğim için özür dilerim. Çünkü sen bu sene mezun olucaksın ve ben bu iki yılın katili olmuş gibi hissediyorum." dedim. Bunlar gerçek hislerimde ve her şeyi konuşmak istiyordum.
Ben bunları söyledikten sonra tam konuşmaya başlicak iken siparişlerimiz geldi. Garson gelip gittikten sonra "İnan bana ben seni beş altı yıl daha bekleyebilirdim sadece güvenini kazandıysam ne mutlu bana. Ayrıca madem her şeyi açıklığına kavuşturduk ve hiç bi engel kalmadı o zaman galiba bunu yapabilirim." Cebinden bir kutu çıkardı içinde yıldız şeklinde bi bileklik ve geyik şeklinde bi yüzük vardı. Bunlae gerçekten çok güzeldi.
"Yüzüğü sen al ben de bilekliği alim ve birbirimizi tamamlayalım çık benimlw Regulus Black" dedi. Kafamı sallayıp elimi takması için ona uzattım. Geyiği bi an için anlamamıştım ama sonra hogwartsda yanıma gelen geyikle bir ilgisi olduğunu anladım. Bana onun kendisi olduğunu söyledi yüzüğü takarken.
Bundan sonra biraz daha yemek yemeğe odaklandık. Arada sohbet ettik arkadaşlarımızdan ya da derslerden. Yemeğimiz bittiğinde kalkıp o meydanı gezmeye başladık el ele ve güvenle.
Tekrardan okula dönmek için otobüs beklemeye başlamıştık o sıra da bir birimize sarılıp öptük. Bu sıra da susadığımı fark ettim ve barty nin çantama koyduğu suyu içtim james de biraz isteyince ona da verdim.
Kısa bir süre sonra otobüs geldi. Hava soğuk olmasına rağmen terleyip yanmaya başlamıştım otobüsten dolayı olduğunu sanmıştım ama inince de bi şey değişmemişti. Sonra bi an da neden bilmem aklıma şişe geldi. Çantamdan çılarıp şişenin altına üstüne bakarken barty nin notunu gördüm. 'yemek yedikten sonra bi de birbirinizi yersiniz 😋"
Barty suya azdırıcı koymuştu ve biz şu an da okulda gece yarısı birbirimize bakıp kalmıştık.
.ೃ࿔*:・
L
WÖFŞWÖVPWMFPWÖFŞEÖGPWÖFŞ
Barty i bundan sonra bi posta dövücek
Ama çarşamba günü biraz 😋😋 bi bölüm gelicekBahsi geçen yıldız çiçeği buketi
bunlarda randevuya çıkan bebişler 🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
God's Game 'jegulus
Ficțiune generalăJames İddianın sonucunu heyecanla bekliyor olucam Black