4.Bölüm " Yeni Şehir"

36 11 8
                                    

Gözlerim yuvalrından fırlamadan önce hemen kalkttım yatakttan ve bağırmaya başladım. " Senin burada ne işin var ? " deyince çocuk yattığı yerden fırladı ve bana şaşkınlıkla bakttı. Kaşlarını kaldırdı şaşkınlığıyla ama daha sonra muzip bir gülümsemeyle " Canım istemiş olamaz  mı ? " Ah, ukala ! Kafamı her iki yöne salladım olumsuzca ve " Olamaz!" dedim aynı şiddeti koruyarak bağırdım. Yatakttan kalkttım ve çocuğun yanına gittim Kolundan tuttum ve çekmeye başladım. " Başka yerde yatar mısın ? Burada yalnız ve bir kızla yatmayı tercih ederimde! " dedim tıslayarak. Gülerek " Hadi canım! Umrumda sanki de," deyince sinir hücrelerim bir bir tepreşmeye başladı. Hayır yani derdi neydi bu çocuğun ? 


" Of! Gitsen olmaz mı ya ? " dedim sinirle ve yalvarışla. Son cümlemin üzerine durdu ve dikatlice gözlerime baktı. Ne yapmaya çalıştığını anlam veremedim. Kafamı saniyelik gözlerinde ayırıp yere eğdim. Kolunu bıraktığımda ayağa kalkttı. Gidiyordu. Sanırım.


Sevinçle gülümserken çocuk yorganını düzeltti ve tekrar yattı. Ona tekrar bakttım ve sinirle soludum. Lanet olsun! Tekrar yatmışttı. Ben ona sinrili bakışlarımı hücum ederken o sadece omuz silkti ve ifadesizce " Sadece yorganım biraz kırışmışttı," dedi masumuş gibi. Ah! Pislik çocuk! Her...neyse!


Hızla arkama döndüm ve yatağa ilerledim. Duvara döndüm. Çünkü o çocuğun iğrenç suratını görmeye meyilli değildim hiçte. Ellerimi yastığımın altına gömdüm. Gözlerimi yumdum. İnşallah rahat bir uyku çekebilecektim.


~


Sabah uyandığımda, burnum kaşınarak kalkmışttım. Gözlerim kapalıydı ama uyanıkttım. Gözlerimi açtım ve burnumu kaşıdım. Burnum çok gıdıklanmışttı. Adeta bir kedi sürtünüyormuş gibi. Ani bir şekilde hapşırdım ve kolumla ağzımı kapadım. Yatakta doğrulduğumda hala burum kaşınıyordu ve karşımda dikilen hödüğü görünce kaşlarım çatıldı ve sinirlendim. Beni güzel uykumdan uyandırmaya hakkı yoktu. Bana gülerek bakıyordu hala. Oysa ben oldukça sinirliydim ona karşın. Ani bir hareketle saçlarımı karıştırdı ve " Günaydın mavi!" dedi. Mavi de neyin nesiydi ? Tamam, aslında hoşuma gitmiştti. Ama mavi de neydi böyle ? " Derken ?" dedim anlamaz bir şekilde. Kafasını yana yatırdı ve gülümseyerek " Gözlerin...Senin lakabın. Mavi!" dedi sevinçle. Gülümsedim ve kafamı yere eğerek önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına aldım. Yatakttan kalkttım. O kapıdan çıkmışttı bile. Bu arada hiç adıyla hitap etmiyordum ona. Ama onun asıl adı bence 'Gerzek Kafa ' olmalıydı.


Odadan çıktığımda annem ve babamın kahkaha seslerini duydum. Birde Yener ailesinin tabii. Banyoyu bir kaç yerden sonra buldum ve tuvalet ihtiyacımı karşıladıktan sonra  yüzümü yıkadım. Banyodan çıkmam ile Cansu'yla  burun buruna geldim. İkimizde kırkırdadık ve " Günaydın," dememle o da " Günaydın...Mavi!" dedi. Ve buna bir şey dememe izin vermeden içeri girdi. Ah! Bir abin bir sen, bana neden Mavi diyorsanız artık! Yeter! Benim bir adım var değil mi ? Of!


Kafamı aldırmayarak salladım ve merdivenlere yol aldım. Aşağıya ulaştığımda babam hazır bir şekilde beni bekliyordu ve annem de babama yavaş adımlarla geliyordu. Bende yanlarına gittiğimde bir vedalaşma ile evden ayrıldık. Asında kahvaltı yapacaktık ama hem bizim evde işler yoğun hem de onların taşınma mevzusu olunca işler biraz kırıştı. Bu yüzden babam bunu kullanarak kendi ailemiz ile yakınlaşalım diyerek üçümüz birlikte bir restorana gittik. Güzel ve tatlı bir kahvaltı yaptıkttan sonra babam evdeki usta başını aradı. Ve güzel haberi alınca mutlulukla oradan ayrılıp eve gittik.

∞Mavi Kadar Sonsuzsun∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin