Bitch,I Said What I Said

163 10 18
                                    


Saat sabah 10'du. Çoğu insan için ne kadar normal bir saat olsa da Jisung için çok erken bir saatti. O genelde öğlenden sonra uyanırdı. Gece yine oldukça içmiş ve bir kızla geceyi geçirip uyumuştu.

Onu bu saatte uyandıran Chan'ın telefon aramasıydı. Zar zor ayılarak Chan'a bir küfür savurmuş ve telefonu açmıştı. "Ne var?"

"Yine içtin değil mi?" Jisung bıkkınlıkla oflayarak konuşmaya geri dönmüştü. "Kısa kes Chan." Chan Jisung'un bu vurdum durmaz hallerine derin bir nefes alırken Jisung'ta yataktan kalkmış ve dolaptan eşofman arıyordu.

"Şirkete çağırıyorlar seni."

"Siktir. Bu sefer bir şey yapmadım."

"Biliyorum biliyorum, bir konsere konuk olman için çağırıyorlar seni zaten." Jisung bu hafta sonu da boş olamayacağını anladığı için sağlam bir küfür savurmuş ve telefonu Chan'ın yüzüne kapatmıştı.

Bir tshirt ve eşofmanı giymiş mutfağa inmişti. Dolaptan kendine yulaf ezmesi,süt ve çilek çıkartmıştı. Bu onun tek öğünüydü. Akşamları barda takılırdı. Doktor ne kadar böyle yemeye devam ederse kansızlıktan öleceğini söylese de o bunu takmazdı. Her zaman ki gibi onun için kahvaltı olan yulafını yedi.

Son olarak parfümünü de sıkmış evin ve arabanın anahtarını cebine atmıştı. Gitmeden Bbama'yı sevmiş ve öpmüştü. "Ben gelene kadar eve kız atma."

Arabasına binmiş, kemerini takmış, koltuğunu ayarlamış ve son olarak radyodan rastgele bir şarkı açmıştı.  Çalan melodi ile gülümsedi ve şarkıya eşlik etmeye başladı. "Record man play my song on the radio..."

~

Minho duştan çıkmış beline havlusunu sarmış ve  eline aldığı küçük havluyla ıslak saçlarını kuruluyordu. Telefon çalma sesi ile mutfaktan aldığı yeşil elmayı tezgaha bırakarak salona döndü.  Telefonunu aldı ve açtı. "Efendim Lix?"

"Bu saatte neden uyanıksın?"

"Ah, normal uyanma saatim ve duş aldım. Sen neden aradın?"

"Ya ben senden bir şey isteyecektim." Minho bunu önceden tahmin etmişti.  Eğer Felix Minho'ya karşı nazik konuşuyorsa ya bir şey isteyecektir ya da bir olay anlatacaktır. "Söyle bebeğim."

"Bizim grup yarışmaya katılmışta bize arka dansçı lazım."

"Ee"

"Sen olur musun diyecektim." Minho duyduğu cümle ile sanki boğazına bir şey kaçmış gibi öksürmüş sonra da boğazını temizleyerek konuşmaya başlamıştı. "Ben mi? Ne alaka neden ben?"

"Ssnin dans ettiğin videoyu Hyunjin çekmişte-"

"Ananı sikiyim senin Hyunjin!"

"Ya hemen reddetme. Çok ünlü bir şirketin müzik yapımcıları da bizi izlemeye gelecek. N'olur gel! Yalvarıyorum gel!"

"Lan saçmalama. Çıkmam ben kimsenin karşısına ya."

"Ya of hyung! Sen benden bir daha bir şey istersin!" Demiş ve telefonu Minho'nun yüzüne kapatmıştı. Minho bunu reddetse bile biraz düşünecekti. Sonnie'nin ameliyatı vardı ve biraz pahalıydı. Minho durumu iyi biriydi fakat ailesi kedileri en başta istemediği için "o kedilerin masrafını biz asla karşılamayız." Diyorlardı ve ameliyat masrafını ödemiyordu. Para karşılığında belki bu teklifi kabul edebilirdi. Ama hâlâ çıkmama konusunda kararlıydı.  Sonnie, Donngie ve Dori'nin eğlenmelerine uzun bir süre dalmış sonra da iç çekerek odasına dönmüştü.

Minho giyindikten sonra biraz yürüyüşe çıkmıştı. Orman yolunu yürüyordu ve teklifi düşünüyordu.  Kedisine çok alışmıştı ve onu bırakmak istemiyordu. Yoldan geçen bir çift ve kucaklarında ki yavru kediye baktı. Minho'nun kararını değiştiren görüntü bu çift ve yavru kediydi. Minho verdiği kararla telefonunu çıkardı ve Felix'i aradı. Telefon kısa bir süre sonra açıldı. "Ne var hyung?"

"Kabul ediyorum."

☆☆☆☆☆

Normalde yazmayı dusunmuyordum ama pov videosu 1 ay sonra kesfete dustu

Vay amk

Herkes fic diye kudurunca yaziyim dedim  ve bu konunun nasil basladigini anlamaniz icindi

2. Bolum belki smut olabilir bilemiyorum artikk

Neyse benden size sarki sozu agalar

Senin kollarinda baslayan sabahlara

Leave'MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin