I'll Be Your Man

56 7 1
                                    

Sarsılmanın verdiği refleksle vücudumu jisung'un üstüne kapattım. Onu olabildiğince sarmıştım. Sırtımda hissettiğim cam kesiği acılarıyla inledim(ne yazsam bilemedim fesat anlamayın)

Arabanın artık durduğunu hissettiğimde Jisung'un üzerinden kalktım. Ellerini belime dolamıştı. Ben üstünden doğrulucunda çekti. Ellerimle yüzünü tuttum. "İyi misin?"

"E-evet. Sen?" Onaylamak için başımı salladım. Arabadan hafif yanık kokusu geliyordu.

"Arabadan inmemiz lazım." Başını salladı ve kapısını açtı. Bende arabadan indim ve koşarak yanına gittim. Ona destek olmak için kolunu boynuma sardım ve onu kucağıma aldım. Şort giydiği için bacakları açıktı ve dizleri kanıyordu. Biraz hızlı adımlarla arabanın yanından uzaklaştım ve onu bir ağacın yanına oturttum. Biz uzaklaştıktan bir kaç saniye sonra araba patladı. Her yeri yanıyordu. "Dayan biraz tamam mı?"

"Sırtından kanlar akıyor."

"Sorun değil." Dedim ve telefonumu çıkardım. Neyse ki bir şey olmamıştı. "Alo,size söyleyeceğim adrese ambulans ve itfaiye getirebilir misiniz? Kaza oldu ve araba patladı. Tamam adresi söylüyorum..."

Telefonu kapattım ve Jisung'a baktım. Hıçkırık sesleri geliyordu. Elleriyle yüzünü kapatmış ve ağlıyordu."Jisung?" Ses vermiyor ve hâlâ ağlıyordu. "İyi misin?" Yine ses vermemişti. Belki sakinleşir diye ona sarılma gereksimi duydum. Normal şartlarda böyle bir şey yapmazdım. Beni bir kere görüp yatmak isteyen birine neden sarılayım ki? Sahiden, bu adamın içinden nasıl böyle çocuk ruhlu biri çıkmıştı?

Her şeyi bir kenara bırakıp ona sarıldım. Evet, yaptım bunu. İlk baş şaşırmış olacak ki tepki vermedi. Daha sonra kollarını boynuma doladı ve kafasını omzuma gömdü. Gözyaşları beyaz tshirtümü ıslatıyordu ve hıçkırık sesleri çoğalıyordu.

O an neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum ama... Ben onun saçını öptüm.

Öptüm,saçında ki o güzel kokuyu içime çektim.

Ve bunu sadece ben yapmıyordum.

Jisung'ta ciğerlerini benim kokumla dolduruyordu.

~

Hastanedeydik. Aynı odalarda farklı yataklarda yatıyorduk. Benim başımda Hyunjin, Felix, Seungmin ve Jeongin vardı. Jisung'un yanına ise sadece Chan gelebilmişti. Jisung panik atak geçirdiği için sakinleştirici vermişlerdi ve uyuyordu. "Minho, biraz konuşabilir miyiz?" Dedi Chan.

"Olur." Dedim ve kaş göz yaparak Hyunjinleri odadan çıkarttım.

"Biz kahve almaya gidelim o zaman." Demiş ve çıkmışlardı. Jisung hâlâ uyuyordu. Chan yanımdaki refakatçi koltuğuna oturdu.

"Kazanın nasıl olduğunu hatırlıyor musun biraz da olsa? Vereceğin her bilgi bizim için önemli. Bir çalışanımız öldü. Onu geçtim özel hayatınızın gizliliği kalmadı. Sırf bu yüzden sevgili rolü yapmak zorundasınız."

"Kazada frenler tutmamıştı. Sanki biri frenle bağlantılı kabloları kesmiş gibiydi."

"Kasten yapılmış bir şey yani." Dedi ve iç çekti.

"Ayrıca," dedim. "Rol yapmaktan rahatsız değilim."

"Jisung'u düşündüğün içinde teşekkür ederim onun yerine."

"Önemli değil. Cidden." Dedim içini rahatlatmak için. O sırada Jisung sayıklamaya ve kıpırdanmaya başlamıştı.

"Ba...baba? Lütfen...yap-ma," gözünden yavaşça yaşlar akıyordu. Hızlıca yattığım yerde oturur pozisyona geçtim ve ayaklanmaya başladım ama Chan izin vermedi. Benim yerime o kalktı ve Jisung'un yanındaki komidinden su doldurup Jisung'a verdi.

"Jisung? Uyan abicim." Jisung gözlerini araladı. Gördüğü yüz ile şaşırmıştı.

"Sevgilim nerede? M-minho nerede?"

Sevgilim mi?

-

Gunun 4. Bolumu

Bolum atiyorum cunkh sinavlarim basladi ve calisiyorum bu sene sinav senem

Anlayis gosterin lutfen

Leave'MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin