Heaven And Back

72 9 10
                                    

"Ne?" Diyebilmiştim sadece. O anki şaşkınlığımla tek kelime edebilmiştim. "Ne demek 'sahte sevgili'yiz?" Kaşları havalandı. "İnsanlara neden sevgili olduğumuzu söylüyorsun aptal!"

"Ne yani,insanların seni fahişe olarak bilmesini mi istersin? O zaman gidip yalan olduğunu söyleyeyim." Demiş ve kalkmıştı oturduğu banktan. Bende çömeldiğim yerden kalktım ve hızla kolunu tuttum.

"Tamam,tamam. Buna ayak uydurabilirim sanırım." O Minho'ydu. Eğer yalan söylediyse elbette bir planı vardı. Yoksa da olmalıydı.

Çalan telefonuyla beraber elini arka cebine götürdü ve telefonunu çıkardı. Gördüğüm kadarıyla arayan Seungmin'di. "Alo?" Ağzımı hareket ettirerek sesimi çıkarmadan 'haporlöre al' dedim. Dediğimi yaptı.

"Minho sen salak mısın? Sana güvenerek ifade alma görevini sana verdim! Sende Jisungla önce camı kırdın! Yetmemiş birde dinleme odasında kim varsa çıkartmamışsın! 'Sevgiliyiz' dediğin ses kaydı tüm haberlerde amına koyduğum!"

"Ne? Çalışana dinleme odasında ki herkesi çıkartmasını söylemiştim."

"Çıkartmış zaten. Sen kontrol etmediğin için tekrardan,birileri girmiş amına koyayım! Onunla kalmamış tüm ses kaydını almış ve haberlerde! Bu kişi her kimse konser günü ses kaydınızı alan kişiyle aynı. Ve muhtemelen Chaeryoung'un katili de o."

"Bir dakika ne dedin sen? Tüm ses kaydımızı mı almış? İfade odasında olanları da?" Dedim araya girerek.

"Jisung? Sende mi oradaydın?" Onaylar mırıltılar çıkardım. O da konuşmaya devam etti. "Evet, ifade odasındaki ses kaydını da almış ama onu hackleyip silmeyi başardık. Lakin Minho'nun 'sevgiliyiz' dediği ses kaydı hâlâ duruyor. Son bir şey daha soracağım. Siz gerçekten sevgili misiniz?"

"Hayır. O an öyle demem gerekti Seungmin."

"Bravo sana. Şimdi sahte sevgili rolü mü yapacaksınız cidden." Arkadan oflama ve alayla alkışlama sesi gelmişti. "Jisung o zaman sen şirkete söyle sahte sevgili olayını. Bizde ona göre hareket edelim. İkinizde işinizden olmayın." Demiş ve telefonu kapatmıştı.

Minho'ya döndüm. "Ben Chan'ı arıyım o zaman." Dememe kalmadan Chan beni aramıştı. Oflayarak açtım telefonu ve haporlöre aldım. "Efendim Chan?"

"Amına koyduğum sevgilin varmış."

"Merak etme, sahte."

"Ne?!" Demişti şaşkınlıkla. Sinirle güldüm ve konuşmaya başladım.

"Ben ifade verirken... camı kırdıkta. İnsanlar ilişkiye girdiğimizi düşündü. Minho'da adım fahişeye çıkmasın diye sevgili olduğumuzu söyledi."

"Sikeyim..." dedi aklı almıyormuş gibi. "O zaman insanlar senin sevgilin olduğunu sanıyor. Öyle mi?"

"Evet."

"O zaman sizin gerçekten sevgili gibi aynı eve çıkmanız lazım."

"Aynı eve mi?"

"Aynı eve mi?"

~
Bir hafta sonra

Minho'nun anlatımıyla

Jisung ve ben bizim evin önünde durmuş nakliyatçıların eşyalarımı çıkarmasını bekliyorduk. O ise telefondan birisiyle mesajlaşıyordu. Dudaklarını büzmüştü fark etmeden. Göğsümde birleştirdiğim kollarımı ayırmadan dirseğimle hafifçe dürttüm onu. "Hayırdır?"

"Bbama'yı Chan'a bırakacağım. O yüzden üzgünüm. "

"Bbama?"

"Cidden unuttun mu! Köpeğim."

Leave'MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin