4- Koca Adam.

59 4 0
                                    

Hoş geldiniz, yazım yanlışlarımı umarım anlayışla karşılarsınız.
İyi okumalarr!
-

*1.5 ay sonrası.*

Hayatımızda istemeden yaşadığımız şeylerin etkisini hiç bir zaman atlatamayacak şekilde yaşamaya devam ederiz. Bazen acı çekerek, bazen mutlu olacak.

1.5 aydır, uyuyamıyordum. Kabuslarla dolu geceler, bu sikik hastane odasına beni kitlemişti. Her kabusumda gördüğüm o sahneleri beynimden silmesi için Tanrı'ya yalvarmaktan başka bir çarem yoktu ve ben bunun ağırlığı altında ezilmiştim.

Zayıflamıştım, beslenemiyordum doğru düzgün şayet psikolojim yüzünden çokta umurumda değildi. İlk gecemde defalarca kabus görürken serumumu çekip koparmıştım ve kolum yara kaplıydı. O günden sonra her gün terapi gördüğüm psikoloğum uyurken ilaç almam gerektiğine karar vermişti. Birini kabuslara mahkum bırakmak nasıl düzeltecekti bir şeyleri?

1.5 aydır her gün Nehir yanıma geliyordu, annem benim yanımda olup her şeyi öğrendiğinde kahrolmuştu. Ki ona da bir sakinleştirici verildiğini hatırlıyordum.

Henüz 1 ay önce bana tacizde bulunan adamın hapishanede öldürüldüğü haberini almıştım Nehir'den, Baran Hoca bu olaylardan sonra okula gelmiyordu ve hâlâ yeniden başlamamıştı. O geceye ait her bir anı gözyaşlarımın yeniden akmasına neden oluyordu, onun kırgın bakışlarımı hatırladığımda kendime kızıyordum. Beni kurtarmaya çalışırken ona nasıl çığlık attığımı bilmek kalbime bir bıçak saplıyordu. O gece ikimizinde suçu yoktu ama ikimizinde canı oldukça acımıştı..

1.5 ayın sonunda psikoloğumla görüşürken taburcu olacağımı düşünüyordum. Beyaz önlüklü kadın yeniden karşımda oturmuş bana sorular soruyordu.

"Bugün nasılsın Miray?"

Nasıl görünüyordum? Çökmüş bir beden içerisinde mutlu olmam gereken neydi bilmiyordum ama kendimi toparlamaya çalışmak zorundaydım. En azından Nehir ve Annem bu şekilde söylüyordu bana. Ne için toparlanacaktım oysa? O okula bir daha giremezdim, asla.

"Kendimi toparlamaya başladığımı hissediyorum, teşekkür ederim."

Gülümseyerek tepki verdiğinde samimiyetinden hâlâ şüphe ettiğim bu kadın notlara bir şeyler yazdığında ayağa kalktı, neden tek soru sormuştu? Beni sorulara boğması gerekmiyor muydu? Ayağa kalkıp bana doğru yaklaştı ve sedyemin ucunda durup gülümsedi.

"Gerçektende başarıyorsun Miray, doktorunla da konuşup bugün taburcu olabileceğine karar verdik."

Gözlerimin pek umutla parladığını söyleyemezdim ama buradan çıkacağım için mutluydum. Sahte bir şekilde gülümsediğimde kadın bana bir kaç kağıt imzalatıp odadan çıktı. Bu beyaz odadan ve hastane kokusundan kurtulacak olmanın verdiği huzuru hissedip telefonuma uzandım. Kişilere girip Nehir'i aradım. Telefon açıldığında Nehir meraklı bir sesle konuştu.

"İyi misin Miray, bir şey olmadı değil mi?"

Gülümsedim, yanında bir arkadaşının olması kesinlikle güzel hissettiriyordu. Güldüğümü duymuş olacaktı ki derin bir oh çekti. Çatlamış dudaklarımı konuşmak için araladım.

"Bugün çıkıyorum, kurtuluyorum bu beyaz odadan."

Nehir'in şaşırdığını buradan duyarken kıkırdadım hâline. Hevesle konuşmaya başladığında gülümsedim.

"Çıkışımda hemen oraya geliyorum, akşam beraber çıkıyoruz!"

Onu onaylayarak gülümsediğimde dikkatli olmamı söyleyerek telefonu kapattı, okulda olduğu için onu da darlamak istemiyordum. Okul diyince aklıma gelenler gözlerimin dolmasına neden olsa da gözlerimi elimin tersiyle silip komodinin üstünde duran takviye ilacımı elime alıp küçük bardakta ki suyla ağzıma atıp yuttum.

KUZEY IŞIKLARI • (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin