5- Yaklaş Biraz.

52 4 0
                                    

Günün ilk bölümünü biraz geç atıyorum, iki bölüm birden atmaya çalışacağım. İyi okumalarr!
-

Baran'dan;

Bir amaç uğrunda ilerlerken yaptığımız farklı şeyler, belki korkutucu oldukları bizi gerdikleri için eğlendirirler bünyemizi. Şayet gerçekler ki yapmamamız gereken şeyler vardır, düz yolumuzdan sapmak, bir şeyleri değiştirmek gibi.

Telefonumu yatağın kenarına bırakıp yüzümde ki gülümsemeyi silmeden yatağımda doğruldum. Attığım ses kaydından sonra mesajımın altında beliren kalp emojisiyle gülümsemem yüzümde daha da genişlediği için ses kaydında duyulan kıkırdamam etkisini sürdürüyordu henüz.

Siyah çarşafın dağıldığı yataktan kalkarken üstümde ki siyah gömleğin düğmelerini tek elimle çıkarmaya başladım. Düğmelerini çözdüğüm gömleği tek elimle çıkarıp yatağa fırlatırken derin ve rahatça bir nefes aldım. Tüm gün bu gömlekle dolaşmak boynumu ağrıtıyordu, yine de dışarıya yansıtmak istediğim o mükemmel adamı yansıtmama yardımcı olduğu için mecburdum giymeye.

Yatak odamın kapısını açıp aşağı katta ki mutfağa adımlayacaktım ki yatağın üstünde ki telefonumun zil sesi odada yükselmeye başladı. İçimden "bu gün kaçıncı?" diye düşünürken telefona ilerledim. Elimde küçük kalan telefonu alıp gelen aramaya baktım. Doruk beni arıyordu, önemli olduğunu düşünerek boğazımı temizledikten sonra telefonu açtım.

"Efendim Doruk, ne oldu?"

Telefonu açtığımda Doruk gergin bir nefes vermişti, bir sorun olması ihtimaliyle kaşlarım telefonun başında çatıldı. Telefonumu omuzumla kulağım arasında tutup sigaramı ve çakmağımı alıp odamın balkonuna yürüdüm.

"Yeni bir adım için gerekli bilgilere ulaşamadık abi."

Kaşlarım daha da çatılırken bir sigara yakıp dudaklarımın arasına yerleştirdim. İçime çektiğim duman rahatlamama yardımcı olurken telefonu yeniden elime alıp sakin bir ses tonuyla konuştum.

"Bekleyeceğiz o zaman Doruk, başka çaremiz yok."

Doruk, yıllardır yanımda olan bir arkadaşımdı. Küçüklüğümüzden beri beraber büyümüştük, aramızda ki 3 yaşa rağmen Doruk saygı da kusur etmez bana abi diye seslenirdi. Abi demesi hoşuma gitmese de bir yerden sonra itiraz etmemeye başlamıştım. Ne de olsa benim gibi bir adama saygı duyulması gerekiyordu değil mi?

"Bu sırada sen ne yapacaksın abi?"

Doruk'tan merakla gelen soruyla telefonun başında dudaklarım gerilerek gülümsedim. Sigaradan çektiğim dumanı yıldızlara bakarak üfledim. Parlayan yıldızlar gözlerimde ki ateşi körüklüyordu. Üflediğim dumandan sonra bir nefes çekip söze girdim.

"İşimi yapacağım Doruk."

Doruk'tan yükselen kıkırtı kulağıma iliştiğinde yüzümde ki gülümseme büyüdü. Sigaramdan son dumanlarımı çekerken Doruk'la görüşürüz dedikten sonra telefonu kapatmıştık. Biten sigaranın izmaritini avucumun arasında bastırıp sertçe yumruğumu sıkarak gülümsedim ve ay ışığına bakarken konuştum.

"İşim bittiğinde sen bile canımı sıkmazsın."

Ay ışığına karşı nefretim, geçmişimi hatırlatması yüzündendi. Avucum arasında ki izmariti küllüğe bırakırken aklıma gelen geçmişe ait kareler dişlerimi sıkmama neden oldu. Kendimi sakinleştirmek için sıcak bir duşa ihtiyacım olduğuna karar verdim. Odamda ki banyoya doğru ilerledi adımlarım, girdiğim gibi sıcak suyu hızlıca açarken altımda ki kıyafetlerden kurtuldum. Soğuk gelen klimanın içerinin havası bozmaması açısından kapımı kapattım ve suya doğru adımladım. Sıcak su saçlarımı ıslatıp bedenime akarken rahat bir nefes aldım. Geçmişle ilgili hiç bir şey, bugün sahip olduğum bu mükemmelliği bozamazdı. Kendi kendime sırıtışım yüzüme yerleşirken narsist düşüncelerim için kendimi eleştirirken kıkırdadım.

KUZEY IŞIKLARI • (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin