11-Dante'nin Cehennemi

2 2 1
                                    

fujin tozlanmış köşeleri güveler tarafından yenmiş halın üstünde derin bri uykudaydı. kabusunda gördüğü kalbine aldığı bıçak yarası onu ölümden diriltmiş gibi uyandırdı. nerede olduğu analamk için etrafına baktı. her tarafta tozlar içinde tablolar masa ve sandalyeler, üstlerinde hayvan şeklindeki camalrın içinde şaraplar altından bardaklar vardı. üstlerindeki örümcek ağları ve tozları saymazsak mükemmmel eserlerdi. gözelrini gezdirirken karşısındaki tahta oturan adamı yeni farketmişti. onun varlığını nasıl fark etmediğini anlamadı. fujinin ona baktığını anladı ve ihtişamlı tahtından ayağa kalktı. üstündeki kırmızı pardüsüsündeki tozlar etrafa saçıldı. uzun saçlarının ardındaki kan kırmızısı gözleri fujini sanki delip geçecek gibiydi. fujin zorlanarak ayağa kalktı. maaline ile yaptığıdövüş ona büyük hasar vermişti. hatta öldüğünü düşünmüştü ama birisi onu dövüştükleri yerden buraya getirmişti. 
sen sir dante olmalısın. 
evet fujin. ben sır dante, gümüş kalkanın eski baş komutanı.
fujin ismini nasıl bildiğine şasırarak , adımı nasıl biliyorsun?
benim kalemde derin bir uykuya daldın savaşcı. burada sen ve rüyaların benimdir. 
fujin elinde hançeri belirdi dövüş pozisyonuna geçti, ben hiç kimsenin malı değilim benim olan sadece benimdir başaksının olmaz.
dantenin yüzünde alaycı bir tebessüm belirdi, suan dövüşecek durumda değilsin fujin. sadık savaşcım seni oldukça yıprattı. gölgemle bile dövüşecek durumda değilsin.
fujin bu söylemlerin doğru olduğunu biliyordu. ayakta zarzor durabiliyrodu sadece karşısındakine inat ayakta duruyordu.
neden burada olduğunu biliyorum, dante keskin uzun tırnaklı bembeyaz elini pardesüsünün içine soktu. iç cebinden bir bez parçası çıkarttı. bunun için geldiğini biliyorum. 
haritayı fujine doğru attı. havada narince süzülen bez fujinin eline düştü. bu haritanın diğer parçalrından biriydi.
-bu kadar kolay elde edilen herşeyin altında bir şeytanlık vardır
-gittiğin yolda yeterince derdin oldu ve olacak fujin. benim niyetim sana zorluk çıkarmak değil. zaten benim için bu savaş çoktan bitti. elimde kalan tek şeyde o bez parçası.
derin bir nefes aldı, başınıyere eğip elini alnında gezindirdi.
-ailem sıradan bir çiftçiydi. koyunları otlatırdım tarlayı eker biçerdim, odun keser babama yardım ederdim. bir gün ordu savaş için bütün çocukları topladı. ne annem nede babam itiraz etmedi . gümüş kalkan için herşeylerini feda etmeye herzaman razıydılar. ben ve binlerce çocuk yıllarca eğitildik. gün be gün güçlendik . ne kadar sağlam kaslarımız, mükemel savaş zekamız olsada en büyük düşmanızmızn büyülerine karşı zayıfdık. saraydak bilginler büyülere karşı dayanıklı olmak için yaptkları iksirleri yemeklerimize boca etti. en büyük zanaatkarlar zırhlarımızı büyüleri yok edecek rünlerle doldurdu. sayısız savaşa girdim. galip çıktığım her biri için rütbem yükseldikçe yükseldi. onlarca silah arkadaşı kaybettim, dost, kardeş. en sonunda kralın sağ kolu ordunun baş komutanı oldum. 
-efsanelere konu olan o gün geldiğinde gümüş kalkan mordikeni savaşta yendiğinde, herşey bitti demiştim kendime. savaşlar bitti. artık huzur olacak askerler eşlerine çocuklarına kavuşacak. ben babamın annemin yanında olacaktım . artık tenime deyen zırh annemin eli olacaktı.
-kralımız düşmanı kendi topraklarına kadar sürmemizi emretti. bütün mordikeni yakıp yok edeceğimizi söyledi. günlerce onları kovaladık  yakalananları öldürdük. bazıları hala büyü yapıyor aramızda görünmez kalkanlar toprakdan golemler oluşturuyorlardı. her büyüyü bertaraf ettik, sadece armamıza kısa mesafeler koydular kaçmak için az bir zaman. ölen her büyücüyle kralın gözü dahada karardı. ordumuzun yorulduğunu zayıfladığını farketmedi itirazlarımız kabul etmedi.
-en sonunda onların topraklarına geldik. dev karanlık tekinsiz ormanlara girdik. krala askerlerin isyan etmeye ramak kaldığını anlattığımızda oramanda kampalr kurmaya karar vedik. ordumuz dinlenip güçlendiğinde tekrar saldırıya geçecekti. ne de olsa mordikenin sınırları çok yakındaydı.
- kötü günler yeni başlamıştı. bilmediğimz topraklardaydık. yiyecek avlanacak şeyleri hepsine yabancıydık. bazılarımız yediğimz bitkilerden öldü. hiç görmediğimz yaratıkları avlarken bir çok asker heba oldu. burada her şeyin içinde büyü vardı. yediğimiz içtiğimiz her şeyin içinde de. günler aylara , aylarda yıla döndü. büyüye karşı güçlendirilen bedenlerimize giren her büyülü şey bizi zehirledi. bir çoğumuz öldü. geriye kalanlar güçlendikçe güçlendi. yeryüznde görülemyen güçlere  kavuştuk. dante kısa bir süre sustu, yüzünü duvardaki bir tabloya döndü. tabloda ölü bir sürü asker ve ayakta başında taç takılı bir kişi duryordu.
-koca ordudan geriye inanılmaz güçlere sahip bir avuç kişi kalmıştık. kral, prens noah, ben , gervis ve diğerleri. yaratıktan farkımız yoktu. ormanda avlanacak yiyecek bir şey kalmayınca mordikenin sınırlarına yöneldik. kral hayvan sürüsünün alfası gibi en öndeydi. zorlanmadan dev taştan sınır duvarlarını yıktık. yaşayan herşeye saldırdık evleri sarayları paramparça ettik. savaştan dolayı nüfusları zaten azdı. her şey hızlıca bitti.
-bir anda sanki gözlerimin önündeki perde indi. ellerimdeki kanı,  yerde yatan cesetleri farketttim.  sanki o iğrenç yaratıkdan insana döndüm. etrafıma baktığım kendim sebep olduğu bir cehennemin içindeydim.
-mordikenin sınırları içerisinde ormanın içindekileri vahşete sürükleyen büyüsü gitmişti. büyü meclisi tarafından sınırları korumak için yapılmıştı bu. bazılarımız yaptıklarına dayanamayıp kaçtı. içimizden birisi olduğu yerde göğe doğru bağırıp kendi kafsını kopardı.
-kralın yüzüne baktığımda pişmanlığa dair hiç bir şey görmedim. şatodan aldığı savaş ganimetelrini geri kalanlarımıza dağıttı. hiç birimiz konuşmadık. olanları anlatabilecek tek kelime dahi yoktu. sağ kalan atlara binip geri gümüş kalkana dönmemiz için yola çıktık. yolda bazılarımız ormandan uzaklaştıkça güçsüzleşti ve öldü. 
-sarayın kapılarına geldiğimizde gardiyanlar bizi tanıyamadı. nerdeyse iki yıl olmuştu. herkes düşmanı def ederken öldüğümüzü düşünmüştü. üzerimiz haraptı ellerimiz kanlı. gözlerimizdeki derin karanlığı gören halk hiçbir zaman sevinmedi. bir şeylerin kazanılmadığını herkers fark etti. kral aklımızda kalanlar ile mor dikene giden bir harita yaptırdı. dörde böldü . başlangıcını gervise verdi iki parçayı bana ve oğlu noaha verdi. son ve en önemli kısmını kendisi aldı. harita olmadan kimse mordikene gidemiyecekti. büyü ve sebep olduğu hiç bir kötülük oradan gelemeyecekti. kral oğluna gümüş kalkanı bizede özgürlüğümüzü verdi. her birimiz farklı yerlere dağıldık.
-ailemin yanına dönemezdim. oğullarının neye dönüştüğünü görmemeleri gerkiyordu. atımın gidebilidiği yere kadar gittim. terk edilmiş eski bir kale buldum ve buraya yerleştim. damarlarımdaki büyü dolu kanı kullanarak sadık iki komutanımı, guilhem ve maaline golem formunda bu dünyaya geri getirdim. benden korkularına  yıllarca zenginlerr ve bürokratlar kalemi ziyaret etti. yanlarında değerli resimler saraplar sanat eserleri getirdiler. bense sadece izledim, hiç bir şeye müdahele etmedim. hiç bir şeye karışmadığımı anladıklarında zamanla korkuları kalmadı. kaleme kimse gelmez oldu. ben ve heysey tozla kaplandı kalemin ismide yalnızlık kalesi oldu.
dante sustu. etrafı sessizlik kapladı. fujin yere doğru eğik kafasını danteye doğru kaldırdı.
-herşeyin sorumlusu sizlersiniz.eğer başladığınız işi bitirseydiniz şuan ailem yaşıyor olurdu. fujinin gözünden tek damla yaş yanağından çenesine doğru süzüldü. 
- ve şimdi eksik bıraktığımız işi sen tamamlıyacaksın evan(fujin).
fujinin arkasındaki işlemeli dev kapı aralandı. hurray guilhemin dev zırhlı kafasını yerde sürüyerek içeri girdi. kafayı dantenin ayağına doğru attı. kafa dantenin ayak ucunda durdu. nerdeyse boyutu beline kadar geliyordu.
-sır dante sen olmalısın. fujinin yanına gelip elini omuzuna attı. fujin rahatsızlığını belirterek omzunu geriye çekti. hurray bozuntuya vermeden,
-gardiyanın bir türlü ölmek bilmedi. bir çok defa param parça etsemde tekrar bir araya geldi. sadık bir gardiyan. hehe.
dante hurraye soğuk bir bakış attı,
-beni öldürmeden askerlerimi öldüremessin.
-demek sıradki rakibim sensin. hurray ellerini birbirine vurarak danteye doğru adım attı ama fujin eliyle onu durdurdu.
-burada işimiz bitti hurray. hurray fujinin kulağına eğilerek
-onu yenebilrim fujin. o gardiyanı öldürürken hiç zorlanmadım. savaşa biliriz.
fujin elindeki haritayı gösterdi ve
-alacak olduğumuz şeyi aldık burada işimiz bitti. fujin arkasını döndü gitmeye başladı hurray da onu takip etti. dantenin elinde baştan aşşağıya kızıl bir kılıç belirdi ve bunu fujine aatı.
-bunu al fujin . maaline böyle istiyor. zamanı geldiğinde değerini anlıyacaksın.
fujin arkasını dönmeden havada kaptı ve yürümeye devam etti.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RÜZGARIN SERT YUMRUKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin