prologue

200 16 6
                                    

birbirinden eşsiz tabloları hayranlıkla izlerken onu görmemle birlikte kalbimin neredeyse yerinden fırlaması bir oldu.

karşımda hem zarif hem sert görüntüsüyle dikilirken nefes almakta zorlanıyordum. o tapılası yüzünden hiçbir şey kaybetmemiş aksine olgunlaşmış yüzü onu daha da çekici kılmıştı.

sanki ona baktığımı hisseder gibi kafasını kaldırıp bana baktı. beni gördüğünde gözlerindeki şaşkınlığı görebiliyordum. ben de onun kadar şaşırmıştım. uzun zaman olmuştu sonuçta.

bakışları üstümdeyken nefes alamadığımı hissediyordum. burdan bir an önce ayrılmaya ve dışarı çıkıp temiz hava almaya ihtiyacım vardı. adımlarımı çıkış kapısına dogru yönlendirdiğim sırada sırtımdaki delici bakışlarını hissedebiliyordum.

her şeyin ilkini yaşadığım, sevginin, aşkın anlamını öğrendiğim, yanında deliler gibi güldüğüm, kollarında ağladığım, sabahları beraber uyandığım, aynı zamanda en büyük kırgınlığım olan o adamı yıllar sonra görmek tuhaf hissettiriyordu.

choi seungcheol yine her zaman yaptığını yapmış, tüm dengelerimi altüst etmişti.

rush | jeongcheolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin