Yazarın Notu: Hikayeyi okurken medyadaki müziği dinleyin.
Not 2: Bu hikayedeki çoğu unsur kurgusaldır.
Volkan: Avni İbn-i Tahir çeksin cezasını mı? Bu nasıl parola?
Yahya: Teşkilat'a üye olunca anlatırım.
Harun: Peki bu İkiz Kuleler'e neden uçak çarpmış? Bir bilgi aldınız mı?
Volkan: Füzeydi o!
Harun: Hayır, uçaktı!
Yahya: Tamam uzatmayın. Teşkilat bana rapor verdi. O uçakları ya da füzelerin amacı beni öldürmekmiş.
Volkan: Hadi canım! Bir adamı öldürmek için 2 füze atılır mı? Hem ayrıca Pentagon'a da atmışlar onun manası ne?
Yahya: Füzeyi (ya da uçağı) atmalarının tek sebebi bu değilmiş. Ama sebeplerinden biri buymuş. Ben Teşkilat'ın üyesiyim ya o yüzden.
Harun: Diğer sebepleri neymiş?
Yahya: Söylemediler.
Harun: Amaan.
Volkan: Peki kim bu uçağı çarptıran "Teşkilat Düşmanları"?
Yahya: İsimleri belli değil. Teşkilat'ta bu yıllarca tartışıldı. Bazıları "Illuminati" diyor bazıları "Tapınakçılar" diyor bazıları "Bohemian" diyor. Bu heriflerin kim olduğu hakkında ortak bir karar verilemediği için onlara "Komplocular" diyoruz.
Harun: Bu "Komplocular" ile yüz yüze görüştünüz mü veya savaştınız mı?
Yahya: Ben görmedim ama kıyafetlerini falan gösterdiler Teşkilat üyeleri falan. Herifleri görsem tanırım. Önceki Teşkilat üyeleri savaşmış bunlarla.
Volkan: Tamam, o zaman biz Türkiye'ye geri dönelim. Teşkilat'a katılalım. Parola neydi?
Yahya: Avni İbn-i Tahir çeksin cezasını.
Volkan: Hah, tamam. Siz de gelecek misiniz?
Yahya: Evet benim de Türkiye'ye gelmem gerek aslında. Beraber gidelim.
Yahya, Volkan ve Harun uçağa binip hemen Türkiye'ye uçtular.
Ertesi gün...
Tarih: 13 Eylül 2001
Yer: İstanbul
Bizim üçlü Türkiye'ye gelmişti sonunda. Yahya Bey kendi evine gitti. Harun ve Volkan ise Teşkilat'ın sığınağına gittiler. Adrese varınca 5 dakika aradılar sığınağı ama buldular.
Parolayı yazdılar "Avni İbn-i Tahir Çeksin Cezasını".
Kapı açıldı. İçeriye girdiler uzun ve garip döşenmiş bir koridordan geçtiler.
Yerde siyah-kırmızı bir halı vardı. Sonunda Teşkilat üyelerinin olduğu odaya ulaştılar.
Yaklaşık 40 kişiydiler. Baş köşede ise yaşlı bir adam oturuyordu.
Teşkilat üyeleri hemen silahlarını çektiler ve bağırdılar:
-Kimsin!
-Parolayı nereden biliyorsun!
-Yere yat!
Volkan: Sakin olun. Biz düşman değiliz. Ben Volkan Özdemir, yanımdaki ise Harun Keser. Bizi Yahya Öztürk yolladı. Teşkilat'a üye olmamızı istiyormuşsunuz.
Teşkilat Üyelerinden Biri: Ne dersin dede?
"Dede diye çağırdığı kişi büyük ihtimalle baş köşedeki yaşlıdır." diye düşündü Volkan.
Dede: Gelin bakalım gençler, dedi ve bizim ikiliyi çağırdı.
Dede: Ben Abdullah. Fakat bana burada "Dede" diye hitap ederler. Teşkilat'ın şu anki lideri benim. Ama artık yaşlandım. Bu dünyadan göçme vaktim yaklaştı.
Teşkilat Üyeleri: Demeyin öyle dede.
Dede: Herkes ölümü tadacaktır evlatlarım. Volkan! Harun! 937 yıldır işlevde olan Teşkilat-ı Mahsusa'ya katılmak istediğinize emin misiniz?
Volkan ve Harun: Eminiz! Ülkemiz için!
Dede: Sizi Teşkilat'a hemen almayı isterdik ancak 937 yıldır devam eden geleneğimizi bozamayız. Sizi çeşitli sınavlardan geçirmeliyiz.
Harun: Her türlü sınava hazırız.
Dede: Yalnız bu sınav 3 sene sürecek.
Volkan: Yok artık. Şey demek istediğim... Neden 3 sene?
Dede: Bu hala gizemini koruyor yalnız 937 sene boyunca hep üyeler kabul edilmeden önce 3 sene sınava tabi tutulmuştur. 3 sene boyunca tıpkı Teşkilat'ın üyesi gibi bize istihbaratlarda, savaşlarda ve bu tür şeylerde yardım edeceksiniz. Başarılı olursanız Teşkilat'a resmi olarak Teşkilat'a üye olacaksınız.
Harun ve Volkan: İyi, tamam kabul ediyoruz...
------------------------------------------------------------------------------
Arkadaşlar bu ilk bölümler sıkıcı olabilir ben de farkındayım ama hikayenin oturması için gerekli. Biraz daha sabır lütfen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teşkilat-ı Mahsusa
Ficción histórica1911'de kurulup 1918'de yıkıldığı sanılan Osmanlı'nın gizli teşkilatı Teşkilat-ı Mahsusa'nın aslında yaklaşık 1000 yıldır var olduğunu ve hala da varlığının devam ettiği öğrenilir. Volkan Özdemir ve Harun Keser ise bu teşkilata katılır... Onları ne...