X.

43 5 544
                                    

2130, almanya

dışarıda birinin olup olmadığını anlamak için kafasını harabe olmuş evinden dışarı uzattığında kulaklarının çınlaması yüzünden ses gelmediğini fark etmesi uzun sürmüştü

kimsenin olmadığını anlayınca sırtındaki kardeşiyle evden çıktı ve koşmaya başladı. nereye koştuğunu bilmiyordu, ama koşması gerektiğini biliyordu

koşmalı ve kendisine yardım edecek birilerini bulmalıydı

"kyouka! duyuyor musun beni? hadi bir şey söyle"

sırtındaki kardeşini ayık tutmak için sürekli ona sorular soruyor, onu konuşturmaya çalışıyordu. biliyordu ki biricik kardeşi şimdi susarsa, bir daha asla konuşamayacaktı

"duyuyorum"

duyduğu sesle biraz olsun rahatladığını hissetti. deli gibi yağan yağmura inat adımlarını hızlandırdı

"merak etme kurtaracağım seni"

bütün gücüyle koşarken yolda gördüğü şeylere dikkatini vermemek çok zordu. her yeri kanla kaplı uzanan insanlar, patlamalar sonucu etrafa dağılan kollar ve bacaklar...

köy, insanlarıyla beraber gerçek bir harabeye dönmüştü

atsushi, o an kız kardeşinden başka bir şey düşünmemesi gerektiğini biliyordu. yine de gözleri önünde öldürülen annesinin ona bakarak "kardeşine göz kulak ol" dediği anı zihninden silemiyordu

"çok iyi göz kulak olacağım, söz veriyorum"

başını hafif yana çevirdi ve kontrol etmek amacıyla tekrar kız kardeşine seslendi

"kyouka?"

cevap gelmedi

"kyouka? duyuyor musun beni?"

sorusunu karşılayan sessizlik, gözünün kararmasına ve adımlarının çarpıklaşmasına yol açtı

"hayır, hayır! kyouka!"

dengesini kaybedip yere düştü. tekrar ayağa kalkacakken yanında beliren figür ile duraksadı

"sen kimsin?"

ne zaman akmaya başladığını bilmediği gözyaşlarıyla yanına gelen adama baktı

"ka-kardeşim" diye kekeleyerek konuşabildi anca

"kardeşim yaralandı, yardım et!"

sırtındaki kardeşini alıp nazikçe yere yatırdı

"sakin ol, sana yardım edeceğim"

iki parmağını yerde uzanan kızın nabzına götürdüğünde kızın hala yaşadığını fark etti, nabzı çok yavaş olsa da atıyordu

"doktor, doktor bulmamız lazım"

atsushi, kız kardeşinin vücudundaki kan lekelerini silmeye çalışırken telaşla konuştu. yağan yağmur zaten bunu yapabilirdi ancak atsushi kardeşinin üzerine öyle kapanmıştı ki su damlaları kyouka'ya ulaşamıyordu

üstündeki üniformadan asker olduğu anlaşılan adam bir süre yerde yatan kıza ve abisine baktı. hayatta kalan biri var mı diye son kez kontrol etmek için bu köye geldiğinde diğer askerler çoktan çevredeki köylerden kurtulanlarla birlikte geri dönme hazırlığı yapıyordu. kızın nabzının atış hızına bakarak da fazla dayanabileceğini sanmıyordu

onu zamanında götürebilir miydi?

cevabı hiç istemese de biliyordu

kendisine yalvaran beyaz saçlı oğlanı omzuna aldığında ağzından sadece "üzgünüm" kelimesi çıktı. ardından tıpkı az önce beyaz saçlının yaptığı gibi koşmaya başladı

"bekle! ne yapıyorsun? dur! kyouka!"

atsushi kurtulmak için rastgele tekme ve yumruklar savururken ses tellerini epey zorlayan şekilde bağırıyordu. kız kardeşini kurtarmak, ona göz kulak olmak, hiçbirini yapamıyorsa onunla beraber ölmek için çırpınıyordu

"indir beni! hemen! bırak!"

artık bağıracak gücü bile kalmadığında bir elini sanki ona ulaşabilirmiş gibi ileri doğru uzattı

kız kardeşi tıpkı kan lekeleri gibi ellerinin arasından kayıp giderken bu adam ve yağmurdan başka şahidi olmadı


•••


2148, japonya

"her şey yolunda, 5 dakikaya biter"

son durumu bildirdikten sonra kulağındaki kulaklığı çıkardı ve rastgele bir yere fırlattı. zaten kafasındaki sesleri susturamıyorken bir de insanların onunla konuşmasına katlanamıyordu

mecazi anlamda değil, gerçekten kafasındaki sesleri susturamıyordu

çünkü kafasındaki sesler ona ait değildi

hiçbir şeyi ona ait değildi

arkasına yaslayarak gözlerini kapadı. az önce raporunu verdiği şeyin yolunda olup olmaması gram umrunda değildi, her ne kadar bunu bilmeme gibi bir seçeneği olmasa da

yapması gereken tek şey birkaç tuşa basmaktı ama bunun nasıl bir işkence olduğunu bir kendisi bir de varlığından emin olmadığı tanrısı bilir diye düşünüyordu

derken, bir ses duydu

kafasındaki diğer sesleri bir anlığına da olsa bastırabilen bir ses

dikkatini diğerlerinden ayırıp sadece kendisine ve sahibine vermesini sağlayabilen bir ses

"sigma? orada mısın?"

az önce yere fırlattığı kulaklığından ona seslenildiğinde hiçbir şey duymadı. kulaklık kulağında takılı olsa bile duyamazdı

sigma, diğerlerinin duyamadığı sesler duymaya alışmış ve bunu normali haline getirmişti

bu sefer normal karşılayamadığı bir sesti bu

diğerlerinden daha farklı bir ses

diğerlerinden daha tanıdık, ıstırap dolu bir ses


☼☼☼


her seferinde bi sonraki bolumu erken aticam diyip her seferinde gec atmayi nasil basariyorum acaba
yine kendi kendime ben ne yaziyorum amk diye hasbihal ettigim bir bolum oldu bu sebepten kutluyorum kendimi 🎊🎊
birkac bolumdur soft gidiyorken gidisati degistik cunku asla bir sonraki hamleni tahmin etmelerine izin verme 😎
atsushinin diyaloglari yazarken az biraz utandim ama duygusal bi sahne o tamam mi 😔😔😔
ve son olarak yeni karakterimiz s*gmaya hos geldinlerimizi sun(may)alim 🤗🤗
<3


see you againHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin