12. Bölüm

23 1 0
                                    

Gözlerim gördüklerine inanamayarak tekrar tekrar baktı masadaki adama.

Zihnime akın eden farkındalıklar beni kendime getirdi. Şimdi Roger ateş Krallığı'nın Prensi miydi? Biz dünyadayken bir kere evi basmıştı ve onun haricinde birkaç kez zihnime girmişti kolyem yokken. Şimdi ise karşımda oturuyordu.

Sofia bizi bırakıp yemek salonundan ayrıldığında baş başa kalmıştık. Roger ilk başta baştan aşağı süzdü beni. Elbiseyi ise fazla fazla süzmüştü. Eminim içinden seçtiği elbisenin üstümde nasıl durduğu hakkında yorumlarda bulunuyordu.

- seni tekrar görmek güzel. Masaya otur ve yemeye başla. Yoksa aç kalacaksın.

İçimi ürperten sesiyle emrini verdiğinde içten içe sinirlendim. Bir kere aç değildim kahvaltıyı yeni yapmıştım zaten. Ayrıca emir verilmesinden de hiç hoşlanmazdım.

Sinirle hala ayakta dikilirken başını yediği yemekten kaldırıp gözlerime öyle bir bakmıştı ki masanın onun karşısında kalan diğer ucuna oturmama sebeb olmuştu.

- yemek servisin buraya açıldı buraya otur.

İşaret ettiği yer ise tam yanındaki sandalyeydi. O kadar da dibine girmeye niyetim yoktu.

" Burası iyi. " Dedim son derece umursamaz ve sakin tavrımla. Ama o bu cevabımdan çok ta memnun olmamıştı.

Elindeki çatalı sertçe tabağa koyduğunda çıkan ses irkilmeme neden oldu.

- sana buraya otur dedim! Servis buraya açıldı.

İçimden söve söve kalkıp onun burnunun dibindeki! Sandalyeye oturdum. Oturmamla beraber sanki az önce hiç sinirlenmemiş gibi tekrar sakinleşip keyifle yemeğini yedi.

"Psikopat mıdır nedir ya? "

O yemeğini yerken bende gözümü bir noktaya dikip öylece bekledim. Tabiki bu tavrımın da onu sinirlendireceğini önceden hesap etmiş ve olabilecek şeylere kendimi hazırlamıştım.

- yemeğini ye soğuyacak.

" Aç değilim."

Roger elindeki çatalı tekrar tabağa sertçe koyduğunda bu sefer biraz daha fazla sinirlenmişti.

- sana yemeğini ye dedim! - diye adeta kükrediğinde bir askerin ve Sofia'nın hızla içeri girdiğini gördüm.

Sofia sana onu kızdırma demiştim dercesine bakıyordu ve asker de ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Roger tek eli ile onlara gitmesini işaret ettiğinde hiç bir şey sorgulamadan geldikleri gibi geri dönmüşlerdi.

Aslında Roger'in bu tavrına karşı bende asi davranırdım ama bu kendimi tehlikeye atmak olurdu. Tek hamlede beni öldürebilirdi ve kız gücüyle ne kadar karşı koyabileceğim meçhuldü. Üstelik neden burda olduğumu öğrenmem gerekiyordu ve bunun için de onu kızdırmamalıydım.

Âni verdiğim karar ile bir anda tüm tavrımı değiştirerek masada bulunan tavuktan ve yanına salatadan da tabağıma koyduktan sonra yemeye başladım.

Roger bu halimden memnun olmuşcasına sırıtıyordu. Her ne kadar ondan iğrensem de yemeğime devam ettim.

Yemeğimiz bittiğinde tatlı servisi yapıldı ve bu süre boyunca hiç konuşmadık.

Tatlıdan bir çatal aldıktan sonra nihayet konuşmaya karar verdim.

" Neden ateş Krallığı'na getirildim? "

Sorduğum soru bir kaç saniye cevapsız kalsa da nihayet Roger cevap vermeye karar vererek çatalını bıraktı.

- Çünkü ben öyle istedim.

Melez PeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin