2. Bölüm

58 3 12
                                    

Sabah uyandığımda güneşli bir güne açmıştım gözlerimi. Artık çok daha iyi hissediyordum.

İlk önce ılık bir duşun iyi geleceğini düşünerek ayağa kalktım. Kendi kıyafetlerim yıkanmış ve giyilmek için bir köşede bekliyordu. Üzerimdekileri çıkarıp kirli sepetine koydum. Saçımdaki tokayı ve kolyemi çıkarıp komidinin üzerine bıraktım, artık rahat bir duş için hazırdım.

Bir an gözlerimin kararması ile dizlerimin üzerine çöktüm. Sıkıntıyla gözlerimi ovaladım ama geçmedi. Sonra sert bir ses ilişti kulaklarıma:

- sonunda sana ulaştım, yaşıyorsun, hiç ölmemişsin. Bulucam seni lanet şey!

İşittiklerim bir süre öylece dizlerimin üzerinde oturmama neden oldu.

Kimdi bu? Nasıl konuştu benimle? Yok ölmemişsin, yok seni bulucam. Bide lanet şey mi demişti bana?!

Kesinlikle hala yaşadıklarımın etkisinde kalmıştım ve zihnim bana oyun oynuyordu. Belkide çarptığım başımın etkisi devam ediyordu. Hızla toparlanıp sıcak suyun altına attım kendimi. Aklımda hala az önce olanlar vardı.

Hızlı bir şekilde duş alıp çıktım. Kıyafetlerimi giyip kolyemi taktım. Açık sarı saçlarımı da tarayıp topladıktan sonra salona geçtim. Salonda kimseyi göremeyince seslerin geldiği mutfağa doğru ilerledim.

" Günaydın Talya"

- günaydın Alisa. Rahat uyuyabildin mi?

" Evet deliksiz bir uyku çektim." Diyip gülümserken Talya da karşılık olarak gülümsedi.

" Bende yardım edeyim. Ne yapabilirim?"

- istersen patatesleri soyabilirsin.

Onaylayıp soyacağı elime alıp patateslerin kabuklarını soymaya başladım.

" Boris yok mu? " Dedim bir yandan patatesleri soyarken.

- markete kadar gitti. Gelmek üzeredir.

- geldim bile!

Boris elindeki poşetleri bir kenara bırakıp bize döndü.

- oo kahvaltı hazırlıkları başlamış. Valla kartal gibi açım!

Ben Boris'e bakarken Talya da sesini düzeltmek istercesine öksürdü.

- abi ne diyorsun ne kartalı?

Talya'nın sorusu karşısında Boris hafif telaşlı gibi duruyordu. Kullandığı kelime benimde garibime gitmişti ama aynı zamanda çok da komik gelmişti.

" Kurt gibi açım değil miydi o söz? O kadar acıkmışsın ki kartal ile kurdu birbirine karıştırdın. "

Onlarda benimle birlikte gülerek karşılık vermişti

- haklısın valla nasıl acıktım.

Kıkırdayarak soyduğum patatesleri doğramaya başladım.

- neyse kızlar size kolay gelsin ben bir üstümü değişeyim.

Boris giderken Talya da arkasından hareketlendi.

- bende bir abime bakayım. Çıkardığı kıyafetleri ortalıkta bırakır yoksa.

" Tamam sen git ben devam edeyim. "

Talya giderken bende patatesleri kızarması için tencereye aldım ve içinde salatalık ve domatesten oluşan tabağı alıp masaya bıraktım. Tekrar mutfağa dönerken gelen sesler ile adımlarımı yavaşlattım.

- ne kartalı abi ya! Az kalsın açık verecektin. Kız farkında olmadan kurtardı durumu.

- ya tamam yanlışlıkla ağzımdan çıktı alışkanlık işte. Hem sana ne demeli? Ona kalması için hangi odayı verdiğinin farkında mısın sen?

Melez PeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin