4.BÖLÜM:BU ADAM KİM?

126 83 57
                                    

Gözlerimi araladığımda yine aynı odadaydım. Ve yanımda yine Demir vardı. Sol tarafımda yatağa kafasını gömmüş uyuyordu.

Böyle boynu ağrımazmıydı? Uyandırsamıydım acaba?
Ben neden bunları düşünüyorum!

Ben yataktan doğrulunca bir anda kafasını kaldırdı ve uyku mahrumu gözlerle

"İyimisin?"diye sordu geri çekilirken.

"İyiyim de sen neden butada yattın. Yatağında yatsaydın keşke, boynun tutulacak"dedim. Ama dediklerimi sonra farkettim. Açık sözlü olmanın bazı zararlarıydı işte. Aklımdan ne geçiyorsa söylüyordum. Sinirle dilimi ısırdım

Sırıttı"Sen beni mi düşünüyorsun?"Dedi güzel gülüşü bütün suratınaa yayılırken.

"Ne alaka canım"dedim sonrada gözüm elimdeki seruma çarptı. Tam konuyu değiştirmelik ti.

"Buna ne gerek var"deyip elimi serumu çekmek için uzatmıştım ki elimi tutup durdurdu. Eli benim aksine sıcaktı. Bir an ne yapacağımı bilemedim. Damarlı ve iri eliyle bakışıp göz kırpıştırdım. Küçük bir dokunuşu sadece neden böyle oluyordu bana. Yavaşça çektim elimi.

Kafamı kaldırıp ona baktım. Kaşlarını çalmıştı
"Hiç bakma öyle. Çok yemekte yememişsin geldiğinden beri. Bırak bari bu kalsın inatçı." Dedi. İnatçı dediği kısımda yüzümü buluşturdu.

"Yemekleri mi beğenmedin?" Diye sordu

"Yok, Azra götü iştahımı kaçırıyor"dedim. Aklıma gelince bile tiksiniyorum kızdan.

Demir ise gülerek "Azra götü ha" dedi. Fazla samimi değilmiydik. Karşımdaki o eski adam yoktu sanki.

"Şu bana anlatmadığın şeyide anlatır mısın?"Dedi. Azra'nın  bizi böldüğü  konuşmamızda bahsediyordu

"Aslında dövüş kursuna gitmedim ama sokakta kaldığım süre içerisinde bir arkadaşım bana bayabir savunma dersleri öğretmişti, böyle yani. Peki sen nasıl anladın bir şeyler olduğunu."dedim

"Mesleğimin getirdiği bir kaç şey işte"dedi huzursuz bir sesle. Neyden huzursuz olmuştu?  Tam gözlerimin içine baktı.

"Sokakta mı kaldın?"Dedi. Yerimde rahatsızca kıpırdanıp o hariç her yere baktım sanırım.

"Bu konuyu konuşmak istemiyorum" dedim sesimi ne kadar düz çıkarmaya çalışsam da rahatsız olduğumu belli ederek.

"Peki, kolunda neden bu kadar çok yara var?"diye sordu. Ağırca yutkundum. Yurtta kaldığım zaman orada yapılmıştı bunların hepsi. Kollarındaki yaralara zor da olsa alışmıştım,alışmak zorundaydım. Çünkü zaman zaman açık kalıyordu. Vücudumda tek sevdiğim yara izi artık sadece kollarımdakiydi. Sevmezsem ne yapabilirdim ki?

"Bunu da konuşmak istemiyorum"dedim şuan ona anlatmak istediğimi sanmıyorum. Ben aslında hiç anlatmak istemiyordum. Buraya geldiğimden beri eski sayfalar açılıp önüme konuluyordu.
Ama bazı şeyler can yakardı değil mi?

Derin bir nefes alıp"Tamam, buna da tamam"dedi.Yerinden kalkıp"Arkadaşların dövüşecek yavaştan başladılar istersen yarın başlayalım."Dedi

"Hayır bugün başlayalım"dedim ve serumu hızla çıkardım. Kaşlarını çatıp
"Ne dedim ben sana?"Dedi hafif öfkeli bir tanımlama

Omuz silktim."Sıkıldım, adrenalin lazım biraz" dediğimde kaşları düz çizgi halini aldı ve güldü başını iki yana sallayarak

"Seni cidden çözemiyorum"dedi
Bense onu cevapsız bırakıp kapıya yöneldim.

Ayrıca biz neden bu kadar samimiydik? Biraz fazla değilmiydi?
Neyse bunda düşunmeyeceğim. Her şeyi oluruna bırakacağım

💥💥💥

Kırık Hayatlar|Ara VerildiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin