36. Bölüm

788 51 130
                                    

Yaklasik bir haftadir yeni bolum atmıyorum, tikanmis haldeyim

'Yazar iyi mi?' diye soran okuyucularim, yazariniz mezardan yaziyo bu bolumu. Oyle bitmis durumdayim ki neden oldugunu bile bilmiyorum

Kitabi bitirmek istiyorum ama daha konuyu toplarlayamadim, mutlu bir sona ulastirasiya kadar yazmaya devam yani kizlarim

İyi okumalar dilerim🤍

////////////

Kafasını boynuma gömmüş konumda olan Minho'nun yumuşak saçlarını okşuyordum. Minho'yla ne olduğumuz, neden bu pozisyonda olduğumuz ya da nasıl böyle olduğumuz hakkında en ufak bir fikrim yoktu. İçimde ki bu boşluk hissi git gide büyüyordu, bilinmezlik içinde yaşama devam etmek korkunçtu.

Kafamda dönen sorulardan en çok merak ettiğim şey şuan Minho ile ne olduğumuzdu, eminim ki benim kadar oda bilmiyordu

Boynuma konan öpücüklerle birlikte kafamı geriye doğru yasladım, Minho'nun bana en ufak dokunuşu bana tüm düşüncelerimi unutturuyordu. Bu histen hem çok hoşlanıyordum hem de oldukça nefret ediyordum. Bana böyle hissettirmesini istemiyordum, rahatlatıyordu beni fakat ne olduğumuzun belli olmadığı bir adamla bunları yaşamak hoşuma gitmiyordu.

Minho'nun öpücükleri yavaşça yerlerini ısırıklara bıraktıklarında ellerim saçlarından ensesine doğru gitti
Ne tepki vereceğimi bilmiyordum, tek bildiğim kendimi Minho'ya bırakmam gerektiğiydi.

"Minho.." Kendimi ondan olabildiğince uzaklaştırmaya çalıştım, şuan yüzünü görebiliyordum en azından

Ellerinden birisi ince belimi sardığında bir diğeri ise önüme gelmiş olan saçımı geriye atmakla meşguldü

"Hm?" Sorgularcasına mırıldandığında onun bu hallerine daha fazla dayanamayacağımın farkına varabilmiştim.

Ensesinde ki elim ile birlikte onu kendime doğru çektim usulca, gözlerimi kapattım ve dudaklarımı bir süreliğine güzelliğinden mahrum bırakmış dudaklarına bir öpücük bıraktığımda Minho geri çekilmeme izin vermemiş, minik öpücüğümüzü ilerletmişti.

Utanıyordum, ya da ne yaptığımı bilmiyordum işte her hangi bir şey vardı. Fakat akışına bırakıyordum, içimden bir ses öyle yapmam gerektiğini söylüyordu.

Dudaklarımı hafifçe ısırdığında küçük bir inilti bıraktım, ağzıma gelen metalik tat ile istemeyerek de olsa kendimi bir kez daha Minho'dan uzaklaştırdım
Dudağımı kanatmıştı muhtemelen, sızlıyordu

Minho bir kez daha beni kendisine doğru çektiğinde ellerimi ensesinden çekip göğsünün üzerine koydum ve usulca onu uzaklaştırdım
"Tıpçı odasındayız burda olmaz Minho..."

İsyan edercesine sesler çıkardığında kıkırdamadan edemedim, elinden şekeri alınmış ufak bir çocuk gibi davranıyordu.

Ellerinden birisini belimden çektiğinde onun ardından oluşan karıncalanma hissiyle bu çocuğa gerçekten de bağlandığımı anlamıştım, vücudum da dokunduğu yerler sanki yanıyordu ya da ben kafayı yemiştim

Aşağıya doğru sarkıttığım bacaklarıma yüklenerek kendimi Minho'nun kucağından kaldırdım. Bunu istemiyordum, tek isteğim ona saatlerce sarılabilmekti. Ama burda olmazdı, malum Newt bey her an odaya dalabilirdi.

Kalktığım yerden hala oturan Minho'nun çene hizasına doğru eğilerek ufak bir buse bıraktığımda onun ellerinden çekip onuda ayağa kaldırdım

Birbirine kenetlenmiş ellerimizi ayırmadan onu çekiştirerek odanın dışarısına sürükledim "Hadi Minho!"

Arkamdan sürüklenen Minho'nun homurdanmaları beni git gide daha da çok gülümsetiyordu, bu boşluğun içerisinde mutlu olmak diye bir şey de varmış demek ki.

////////////

Of kestigim icin ozur dilerim ama devamini suan yazamiyorum🎀

Bu aksam muhtemelen devamini atarim guzellerim

Labirent Ve AdelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin