Buz Mavisi /bxb/

2: Yağmur

Ayaz'ın arkadaşının ismini değiştirdim.

Ayaz ve Baran özel

Ayaz: aptal orospu cocugu seni

Ayaz: babam gelmeseydi o sırada seni bi benzetirdim ben

Ayaz: ama yok o kadar kolay kaçmak falan

Ayaz: bittin sen

Baran çevrimiçi

Baran: tamam

Ayaz çevrimiçi

Ayaz yazıyor..

Ayaz: tamam?

Ayaz: olm o kadar mı eziksin lan

Baran: hayır sadece ne yapabilirim ki

Baran: sen beni dövmeye kalkacağın zaman sana nasıl engel olabilirim ki ben

Baran: sana karşılık verecek halim yok

Baran: görme engelliyim ben, aptal değil.

(Görüldü 21.05)

-

Ayaz
(Sonraki gün, 14.03)

"Sonra baban ne dedi ki sana?"

Dora'nın sorduğu soruyla oflayarak başımı oturduğum koltukta geriye attım bıkkınlıkla.

Dersimiz falan olmadığı için kampüsün oralarda hep gittiğimiz bir kafeye gelmiştik beraber. Dora'dan başka insanı şu an kafam götürmeyeceği için sadece onunla gelmiştim. Aşırı derecede baş ağrımın olmasının nedeni dün gece yine dağıtmış olmamdı. Biraz içerim diye bizim kızlardan birinin partisine gitmiştim ama günün sabahında kendimi yabancı bir yatakta yanımda yatan bir kızla bulmuştum, başımda ise davullar çalıyordu.

Güneş gözlüğümü kafenin içinde olsak bile gözümden çıkarmadan uzanır gibi oturduğum yerden Dora'nın sorusunu cevapladım, dün kör çocuğun üstüne sinirle atlayacağım sırada babamın gelmesinden bahsediyordu. Babam olaya girince herkes rektörün benim için geldiğini anlamıştı tabii. Babam ise beni kampüsten çıkarıp boş bir yere sokmuş, bir kez daha kavgaya karışırsam ve yüzümdeki yaraları tazelersem beni ciddi ciddi okuldan atacağını söylemişti.

"Zırvaladı bir şeyler işte amına koyayım. Sikimde bile değil." Diye mırıldandım. Aşırı ses şu an bu kafayla en büyük düşmanımdı çünkü.

Dora hafifçe güldü masanın üzerinde duran ice lattesinden bir yudum alırken.

"Tabi canım. Öyledir de... bence bu sefer cidden kavgaya karışmasan iyi sanki?"

Kaşlarımı çattım direkt.

"Saçmalama, ne yaparsam yapayım beni okuldan atacak göt yok onda."

Babamı iyi tanırdım. Neyin ne olduğunu bilmeye başladığımdan beri ise çok daha iyi tanıyordum. Yani bir sonraki hamlesine kadar neler yapacağını çok iyi biliyordum, beni okuldan falan atmayacaktı. Ben onun adını karalasam bile beni karşısına almayacaktı çünkü sadece ikimizin bildiği şeyleri korumaya çalışıyordu.

"Eminsin mi kanka?" Diye sordu alayla Dora.

Hafifçe doğrulup masanın üzerinde duran filtre kahveyi alıp kafama sanki shot atar gibi diktim. Kahve bardağını tekrar masaya bırakırken Dora merakla beni izliyordu.