8/8/2008 ~Pazartesi~
Azra'nın gözünden...
Bazenleri kıymetini bilmediğimiz anlar vardı,kıymetini bilmediğimiz ve anı doyasına yaşamadığımız anlar.
İçerde kocaman yaklaşık 21 kişilik bir masada oturuyorduk, yemek yiyor ve sohbetler eşliğinde ki kahkahalarımız masanın her tarafında duyulacak şekilde gülüyorduk.
Biz çocuklar masanın uzun kenarına ve ailelerimiz ve hemen karşımıza oturmuştu.
Yanımda yani sol tarafımda kumru sağ tarafımda ise sümeyye oturuyordu ve yemeği en sevmediğimiz bamyalar biz çoçukların önünde ki tabakta adeta "YEME BİZİ!" dercesine duruyordu.
Emir daha fazla açlığa dayanamamş olacak ki bamyadan bir kaşık aldı ve anında öksürmesi bir oldu yanında duran Yusuf Emir'in bu haraketine güldü ve yavaşça(hiç yavaş olmayacak şekilde) Emir'in sırtına vurdu,herkes kıkıdırdamaya başladı,bende elimde çatal ile Emir ve Yusuf'a bakarak gülüyordum.
Sümeyye yanda masanın altından gizlice 'Ebumendil' ismini verdiği ve bizim toplucana, yani: Emir,Kumru,Yusuf,Elif,Beril,Sena,Gül,Zeynep ve benim almış olduğum Peluş maymunu ile oynuyordu.
Biz küçüklükten bu yana hep berbaber olmuştuk,hiç ayrılmamış,aynı yatakta uyumuş,aynı kıyafetleri giymiş ve belki de aynı tabaktan yemek bile yemiştik.
Emir ve Yusuf bizden sadece 1 yaş büyüktü,yani onlar 8 biz 7 yaşındaydık.
Bir de küçük Alisa vardı Emir'in kardeşi,daha sadece 5 yaşındaydı o kadar tatlı duruyordu ki helimizde onu koruma iç güdüsü vardı.
Babalarımızın hepsi askerdi ve aynı timde görev yapıyolardı biz de bu yüzden aynı lojmanda oturuyor ve beraber büyüyorduk.Ben yemeğimi bitirince kalkmak için yeltendim ama kalkamadım çünkü yanımda Sümeyye vardı,Sümeyye'nin kulağına doğru eğildim ve sessiz olmaya çalışarak ince bir ses tonu ile konuştum,
"Şey,Sümeyye yemeğim bitti de kalkmak istiyorum accık çekilsen de kalksam olur muu?" dedim son kelimede dudaklarımı büzerek ve tatlı bir anlatım ile.
Sümeyye çok beklemedi ve tatlı bir şekilde kıkırdayarak,"Oluuur Azra kalkıyim tabii. Zaten benim de yemeğim bitmişti,içerde Ebumendil ve Civcikcik'i oyun oynatalım azcık,Ebumendil çok sıkılmış" dedi üzgün bir ses ile.
Civciki benim peluş civciv oyuncağımdı ve biz Sümeyye ile Ebumendil ve Civcikiyi beraber oynatmayı çok severdik.Bunu duyan Kumru hemen yandan atladı ve "Bende geliyimmi çok sıkıldım burda,hem bende sizle oynarım"dedi ve o şekilde masadan kalkmış olduk.
Biz masadan kalktığımızda babalarımız derin bir sohbet içerisindeydi yani bizim kalktığımızı fark etmediler bile ama biz kalktıktan sonra bizim peşimizden sırayla Yusuf,Sena,Elif,Gül,Beril,Zeynep,Alisa ve Emir'de geldi.
İçeriye oyun odasına geçtik ve oyun oynamaya başladık,ilk önce hep beraber evcilik sonra da araba yarışıçılık oynadık.
İlk oynadığımız evcilikte ikişer Aile olmuştuk,ilk aile Yusuf ve Elif'in ailesiydi.
Yusuf evin babası,Elif evin annesi,Gül evin ilk çocuğuydu ve son olarak ise ,evin ikinci çocukları olan Beril ile Zeynep vardı,onlar evin ikizleriydi.
Beril ve Zeynep'i ne yapsak ayıramazdık,birbirlerini çok sever asla ayrılmaz her oyunda da ikiz olmak isterlerdi,artık buna alışmıştık.İkinci Aile ise Emir ve Kumru'nun ailesiydi.
Emir evin babası,Kumru evin annesi,Sena evin ilk çocuğu,Sümeyye ile ben evin ikizleri ve son olarak evin en küçük çocuğu Alisa.Evcilik oynamaya başladık ve evcilik oynamak günden gübe daha güzel bir hal alıyordu.
Yusuf baba rolüne kendini fazla kaptırmış olacak ki Gül'e -yapay olarak kalınlaştırdığı sesi ile- ,
"Gül kızım buraya gel bakayim,harçlığın var mı senin?" diye bağırdı.Gül hiç bozmadan Yusuf'un yanına gitti ve,
"Var babacım ama azcık daha versen bişey olmazkine" dedi.Yusuf "Ne kadar var kızım?" diyince gül pis bir sırıtış ile Yusuf'a baktı ve,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan Lekesi
Teen FictionBiri diğerinden masum,birbirinin parçası,hep beraber büyüyen 10 asker çocuğu ve gine biri diğerinden daha suçlu,birbirinden koparılmaya çalışan ama koparılmayı becerilemeyen sadece zedelenen,ne acılar yaşayacaklarsa beraber yaşayacak olan 10 gençin...