2. BÖLÜM

28 4 6
                                    

Selamlarızzz, Nasılsınız ben çok iyiyim bu bölüm bomba gibi sahneler var. Herkese kolay gelsin :))

&
&
&

Çarşamba Gecesi.

Çok fazla bağırmaktan boğazıma ağrı girmişti muhtelemen sesim kısılmıştı. Şuan arabadaydım ve sanki kapıdan kaçacakmış gibi kapıya yapışmıştım. Evet doğru duydunuz bu kapıyla aramda kuvvetli bir bağ oluşmuştu. O adam yanımda telefonda birileriyle konuşuyordu ve oldukça sinirliydi. Ama gözümden birşey kaçmamıştı. Her sinirle bağırdığında sıçradığım için eliyle kolumu tutup 'korkma' diyordu.

Boğazım yırtılırcasına ağrı kesici istiyordu, midem açlık zillerini çoktan devreye sokmuştu. Ve böbreklerim bize su ver diye isyan ediyordu. Çok yorulmuştum sebepsiz bir şekilde üşümüştüm ama gözümü bir saniyeleğine bile kapatmaktan çok korkuyorum. Az kaldı uyudum uyuyacağım ama direnç göstermeye devam ediyordum. Adam sonunda telefon konuşmasını bitirmişti. Ortalık bian sesizleşti. "O kapı seni benden koruyamaz yalnız." Bişey diyememiştim gücüm kalmamıştı.

Anlıma bir el deydi kafamı çekmeye çalıştım ama hareket ettirememiştim bile. "Çok yoruldun uyu." Hayır, hayır uyumayacaktım. Anlımdaki eli bianda omzuma inmiş ve kucağına düşmemi sağlamıştı. Ağzımı açıp bırak diyememiştim bile. Elleri bianda ayakalarıma gitti geri çekmeye direnmeye çalıştım ama olmadı. Beni biraz daha göğsüne kaldırmıştı. Ayaklarımı alıp koltuğa koymuştu. Her nekadar istemesemde bunu yapmıştı ve üstelik ben karşı çıkamamıştım.

"Uyu artık." Gözlerim kapanacakken tekrar direndim ve bir umut "s-su." Diye bilmiştim. Öne doğru hafifcene eğilince kokusu burnuma dolmuştu. Neden bu kadar rahatlatıcı bir kokusu vardı? Elindeki su şişesine minnetle baktım. Kapağı açıp ağzıma doğru uzattı hiç düşünmeden büyük bir yudum aldım. Boğazımdan inişini hissetmiştim. Tekrar bir yudum ve tekrar bir yudum daha almıştım. "Bu kadar susadığını bilmiyordum." Demişti. Ağzımı su şişesinden çektim. Ben çektikten sonra beni tekrar kucağına yatırmıştı.

Bedenim hâlâ daha yorgundu. "Bidaha söylemeyeceğim!" Kızmıştı. "O gözlerini kapat artık beni sinirlendirmeye başladın!" Nasıl güvenecektim ben uyurken ya organlarımı alıp satarsa? Hayatta olmaz uyuyamazdım. Elindeki benim içtiğim su şişesini kapatmadan bir yudum almıştı. Bir yudum... Benim içtiğim sudan? Bir yudum... Vay be.

Kollarımdan tutup beni aniden yukarı kaldırmıştı. Kafam tavana değiyordu bi anda kafam onun boyun ile omuz arasına düşmüş, kollarım onun kollarının arasında kalmış, bacaklarım ise az önce yattığım kucağının üzerine çıkmıştı. "Bırak beni!" Dedim ve geri çekilmeye çalıştım ama ne fayda imkanı yoktu. Kafamı okşamaya başlamıştı. Hayır! Hayır! Bu hareket olmaz, hemen uyurum ben olmaz!

"Sözlerimi dinlemezsen annen ile babana küçük bir sürprizim olucak!" Piskopat bir ses tonu ile konuşmuştu. Korkudan hemen gözlerimi kapadım. Allah'ım sen koru beni yarabbim! "Uslu kızım, benim sözümüde dinlermiş. Aferin kızıma." Saçlarımı okşarken bir taraftanda bunu demişti. Gözlerim daha ben kapatmadan kendi isteğiyle kapanmıştı. O adam saçlarımı okşarken bende o rahatlatıcı koyuyu içime çekip uykuya dalmıştım.

&
&
&

KARAL KESKİN

O şuanda yanımda ve hatta kucağımda uyuyordu. Minik kız... Beni her ne kadar peşinden koşturduğundan bi haberder kucağımda mışıl mışıl uyuyordu. Onu o ormanda ilk gördüğüm günden beridir bu günün hesabını yapıyordum. Tam 3 yıl...

KARALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin