Merhaba. Ben Yazmira, Yazmira Gözkaya.Her zamanki gibi okul için çalan alarmımı kapattım. O kadar yorgundum ki, göz altlarım şişmişti.
Boktan derslere geç kalmamak için istemesemde sıcacık yatağımdan kalktım. Ne gereksiz bir boktu bu okul? Delirtiyordu resmen insanı bu okul denen cehennem.
Yatağımı düzeltmedim, çünkü çok üşengeç bir insanımdır. Yüzümü dahi yıkamadan okul formamı giydim. Sanki iyi bir bokmuş gibi okul formalarımla beraber tekrar sıcacık yatağıma girdim ve telefonumu elime aldım.
Birazcık internette gezinsem ne olabilirdi ki?
Yaklaşık on dakika sonra kafamı sert bir cismin düşmesiyle gözlerim kocaman açıldı. Ah... Şu lanet olası telefon.
"Burnum acıyor!" çığlık attım. Şerefsiz telefon! Kaydırak gibi burnumu bükmek istiyor sanırım. Neden herkes düşman bana ya?
Aklım başıma geldiği için yataktan kalktım. Akşamdan hazırladığım boktan çantamı boktan okuluma götürmek için sırtıma taktım.
"Lanet olası okul. Allah belanı versin!" tam kapıdan çıkacakken telefonuma bir bildirm geldi. Aptal google haberleri. Tam telefonu geri kapatacaktım ki, gözüm bir şeye takıldı.
Ünlü yazar Yaren Atay'ın intihar yüzünden vefat ettiği kanıtlandı!
Okuduğum cümleyle şok içinde donup kaldım. Elimdeki telefon yere düştü. "Yaren Atay? Görkem Atay... Çağlar... Atay!" hızla telefonu yerden aldım. "Bu benim çocukluk arkadaşım Görkem'in annesi değil mi lan?!" dedim telaşla. Hemen haberin üzerine tıkladım.
Ünlü yazar Yaren Atay'ın intihar yüzünden vefat ettiği kanıtlandı! Hala araştırılmalara devam edilsede on yıldır neden intihar ettiğinin sebebi bulunamadı! Yakında sizlere bomba gibi haberlerle geleceğiz! Beklemede kalın.
"Ama nasıl olur? Yaren teyze kalp krizi geçirdiği için ölmüştü..." diye mırıldandım şaşkınlıkla. İçime bir his binmişti. Pişmanlık...
Ben Görkem'in annesinin bıraktığı tek hatırayı kendi ellerimle bilerek denize fırlatmıştım.
Ben Görkem'i öldürmüştüm resmen.
İç çektim. "Herneyse. Zaten çoktan unutmuştur. Acaba yaşıyor mu? Yok be ölmüştür. Yaşıyor mu ki? Of!" telefonu çantama attım ve ayakkabılarımı giyip yola çıktım.
Günler her zamanki gibi sıkıcı geçiyordu Yazmira'ya göre. Aylar geçti, yıllar geçti. Yazmira artık yirmi üç, Görkem ise artık yirmi altı yaşındaydı. Büyümüşlerdi. Artık ikiside farklıydı.
Çocuk değillerdi...
-Yazardan-
Yazmira atölyesine gitmek için yola çıkmıştı. Minik atölyesine girdi. Atölyesinin duvarlarında resimler vardı. Kendi renklendirmişti, kendi boyamıştı bu duvarları. Atölyenin her bir yanı emek kokuyordu.
Eline aldığı fırçayla bir resim çizmeye başladı Yazmira. Siyah çiçekli bir kolye çizecekti.
Yarım saat sonra sonunda bitirmişti resmini. Resmin fotoğrafını çekmek için telefonunu eline aldı. Telefonu resime doğrulttu. Tam fotoğrafı çekecekti ki, birden telefonunun çalmasıyla duraksadı. Telefonu açtı ve kulağına götürdü. Yabancı bir numaraydı bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH ÇİÇEKLİ KOLYE
ChickLit''Daha çocuktum Görkem! Bilmiyordum!'' ''Ben de çocuktum Yazmira! O kolyeyi denize fırlattığında henüz ben de çocuktum!''