"İnanmaz bazen en yakınların olanlara, yaşananlara
Niye bitmez ki derdim, ormanlar büyür topraklarda
Sevgiler buluşunca kalpleri dolanlara
Bazen herşey bir istek kadar yakın olmazsa...""Yardım et Asrın."
"Edemem..."
"Bana yardım eli uzatmayacak mısın?"
"Benden kaçarsan sana yardım edemem. Uzaklaşma benden."
"Sen uzaklaşıyorsun benden. Sen unutuyorsun beni,beni unutma Asrın, beni unutma..."Arkamdan omzuma dokunan bir el hissettiğimde irkildim. Yavaş hareketlerle kafamı çevirdigimde gördüğüm şey,bendim. Her yerde ben vardım. Klonlanmış bir ben. Ben onlara baktığımda onlar bana bakıyordu. Ne olduğunu anlayamadan bir saçımdan tuttu ve beni yakaladı.
" Ne oluyor bırak beni."
Attığım çığlıklara rağmen beni bırakmamıştı.Karşımda gördüğüm, görebileceğim en korkunç surat vardı. Yüzü simsiyah, kan kırmızısı gözler ve bembeyaz dişler. Bana bakıyordu. Nefesim bir an o kadar çok hızlandı ki. Ne olduğunu anlamadım.
Karşımda duran şeyin yüzünü anlayamıyordum. Neydi bu yada kimdi?
Sadece simsiyah bir surat.Bana baktı ve esaslı bir kahkaha patlattı. Ölümün bana yaklaştığını hissettim. Sanki beni öldürecek ve bunu isteyerek, zevk alarak yapacaktı.
Kahkahası hâlâ devam ediyor ve kan kırmızısı gözleriyle bana bakıyordu. Gözlerimi elleriyle sımsıkı kapattı ve bir çığlık sesi duydum.
"Asrın sadece sen..."Uyandığımda yanımda Atlas'ın olduğunu gördüğümde şaşırdım. Yatağımdaydım ve başımda bekliyordu.
"Ne bekliyorsun başımda zebani gibi." Diye mızmızlandığımda bana baktı.
"Günaydın küçük hanım. Sonunda uyanabilmişiz."Ne olmuştu bana nasıl yatağa gelmiştim?
Atlas neden başımda? Dün akşam gördüğüm kişi kimdi? Neydi bu bir sürü soru benimle uyanmıştı bugün?"Neden burdasın." Diye sordum Atlas'a yatakta doğrulurken. Aklımda hâlâ oturmamış parçalar vardı.
"Sen aradın." Dedi kaşlarını kaldırarak.
" Beni sen aradın ama hiç konuşmadın bende telaşlandım hemen geldim."
" Ben seni aramadım ki nasıl olur?" Diye sorduğumda gözlerini üzerime dikti ve sert bir bakış attı.
"Nasıl aramadın, bak arama var." Diyerek telefonunu gösterdi.
"Gerçekten aramışım." Diye mırıldandım şaşkın bir şekilde.
"Nasıl girdin içeriye?"
"Kapı açıktı, baktığımda banyoda yerde baygındın."Atlas'ın lafını telefon sesi böldü.
"Kim arıyor Atlas."
"Onur" diye yanıtladı.Ne oluyordu? Dün ne olmuştu? Helin'e yada bana bunu kim yapmıştı? Neden yapmıştı? Ne duymuştum en son.
"Uyanma vakti..."
Ne uyanması. Kimdi dün arkamdaki? Neden hatırlayamıyorum. Derin bir nefes aldım. Sanki bütün dertlerim bu nefesle bitecekti."Ne oldu Asrın?" Kafamdaki düşüncelerden uzaklaşıp Atlas'ı yanıtladım.
"Bilmiyorum, kafam karışık."
Tebessüm ederek elimi tuttu.
"Sorun yok, ben burdayım. Her zaman sana yardım etmeye hazırım biliyorsun."{Kalbim ne oluyor oğlum yavaş at. Nefes alamıyorum.}
"Biliyorum." Tebessüm ederek karşılık verdim.
"Onur ne dedi?"
{Asrın bir anı da bozma be kızım.}
"Helin'in iyi olduğunu söyledi. Eve geçmişler,akşama konuşalım dediler."
"Bende konuşmak istiyordum. Dün akşamdan sonra."
"Dün akşam ne oldu Asrın? Seni bıraktıktan sonra ne yaptın?"
Derin bir iç çektim ve herşeyi bir bir anlatmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜYA'NIN SONU - UYANIŞ
Fiksi RemajaHayatta size verilen bazı işaretleri dikkate almanız gerekir tabii görebiliseniz... Sizi olaylar bakımından uyandırabilir. Belki de uyanmanız gereken bir olay yoktur. Takipte kalın!..