4.bölüm

242 18 13
                                    

"Artık,inan aklımdan bizi silmek için elimden ne geliyorsa yaparım."

"Ben boşuna demiyorum bu adamın taşşağına beton yetiştiremiyorum diye." Yiğit'i öven Gökay gururla gülümsedi,Karan hariç hepsi güldü bu duruma.

"Harbiden ha,"
dedi Metehan ciddi bir şekilde "bu iş burda bitmeyecek deyip bela sikmek bu olsa gerek."

Bu sözlerine karşılık sadece gülümsedi Yiğit,
Alp yanlarındaki yatakta uyuyordu.
Ameliyattan yeni çıkmıştı ve durumu iyiydi,yarası çokta ağır değildi.

Aralarındaki alaycı sohbeti, Karan'ın duygusuz sesi dağıttı "o kızı bulmamız lazım,bir şeyler var o kızda, seziyorum."
Hepsi olumlu anlamda başını sallarken "hangi örgütte olduğunu öğrenmeden kim olduğunun bir önemi yok." Dedi Asena,

"James...onu tanıyor gibi hatta gibi değil,baya baya tanıyor onu ilk gördüğü ânı hatırlarsanız bakışlarından her şey anlaşılıyordu." İzem düşüncelerini ortaya atarken,Karan ayağa kalktı.

"Nereye?" Diye sordu Turan

"Hakkari'ye,James piçine,o kadının kim olduğunu her şeyi en ince ayrıntısına kadar öğrenmem lazım,onu konuşturunca tekrar dönerim buraya." Tam çıkacakken, Ahmet, "komutanım bir not var." Diyerek ayağa kalktı
Karan ise dönüp elini uzattı.Ahmet notu eline bırakıp oturdu.Karan'ın gözleri not da yazan cümlede gezindi ve odanın içinde ki çöp kutusuna attı. "Gereksiz." Lafı biter bitmez,kendinden emin adımlarla odanın kapısına ilerledi tam çıkacakken omzunun üstünden time baktı.
"Alp uyanırsa ararsınız,iyi olduğundan haberim olsun yeter."
Aklına gelen diğer sözünüde söyledi. "Dikkat edin.Allah'a emanet," dedi ve gözden kayboldu.

*
*
*
*

Yumruk ve inleme sesleri odayı doldururken,Karan hızını alamayıp tekmesini James'in karın boşluğuna geçirdi.

Sandalyeyle birlikte yere düşen James acılar içindeydi.

Karan Hakkâri'ye gelmişti ve ilk işi James'i görmek olmuştu iki saattir buradaydı ve tek kelime dâhi öğrenememişti.
Derince bir iç çekti ve ayağını James'in karnına koyup bastırdı "söyle!"
Telefonuna gelen bildirim sesiyle durdu.Telefonu çıkarıp kısa bir an ekrana baktı, gülümsedi ve tekrar James'e döndü

"Konuşacak mısın artık?!"
İğrenç bir şekilde güldü James. "Asla!"
James'e doğru eğildi Karan, "öyle mi?" Başını salladı James, "evet."
Dudağının kenarları usulca kıvrıldı Karan'ın ve telefonunu çıkarıp telefondaki görüntüyü James'e çevirdi "bak... biricik karın." Dudak büzdü, "ne yazık yakında toprakla buluşacak,tabii sen konuşmazsan."

Görüntüler eline yeni ulaşmışken karısını koz olarak kullanmak işine yarardı çünkü biliyordu James'in eşine olan aşkını.

James şok olmuş ifadesi ile ekrana bakarken, "sakın..." Diye mırıldandı "onun kılına zarar gelirse-"

"Ne yaparsın?" Diye atıldı Karan. "Hmm ne yaparsın söylesene.Sen burada elin kolun bağlı iken ne yapabilirsin?"

Dişlerini hırsla sıktı James, "konuşursam onu zarar vermeyeceğiniz ne malûm?"
Ters bir bakış attı Karan. "Bizi kendinizle karıştırma."

Sustu James.

Karan ise bekledi biraz zaman tanıyabilirdi ona.

Saniyeler,dakikalara dönüştü.

James dudaklarını araladı. "KC örgütü." Dedi tek nefeste,dikkatle onu dinlemeye koyuldu Karan.
"Açılımı katliam canavarları,New York'ta kurulu olan bir örgüt amaçları ise Türk istihbaratını yerle bir etmek."

geçmişin iziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin