Herkese merhaba 🤗 bol olaylı bir bölüm olacak. Sıkı durun. Beklenmedik gelişmeler var. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. İlerleyen zamanlara doğru bölümleri daha sık paylaşacağım. Şu an odağımda olanlar çok farklı. Hemde Gecenin Şarkısı'nı bitirmek üzereyim. Şimdiden destekleriniz için teşekkürler keyifli okumalar. 📚
12. Bölüm
(2023, Günümüz)
Alevler her yeri kaplamıştı. Malikanenin sınırları bir alev çemberiyle sarılmıştı. Phoebe alevlere yaklaşma cesaretini kendinde buldu ve ileriye doğru atıldı. Babası ve May halasını göremiyordu. İs kokusu her yere yayılmıştı. Vampirlerin uğultusu etrafı kaplamıştı. Gözleri Kaiden'ı arıyordu. Ama hiçbir yerde yoktu.
Phoebe panik içindeydi ne yapacağını bilmiyordu. "Baba!" diye haykırdı ve yanan malikaneye doğru girdi. Alevler her yerini yakıyordu ama duramazdı.
Harlı alevlerin içinden bir çift yemyeşil göz gördü. Ama Phoebe bu gözlerin kime ait olduğunu bilmiyordu. Bir ses yükseldi. Yine aynı ses, yine aynı cümle bütün her yeri kapladı.
"Gizemlerin karanlık perdesi altında, lanetin gölgesi yükselir. Gelecek, lanetli bir kaderin izlerini taşır ve gölgelerin arasında kaybolmuş gerçekler, lanetin sonsuz döngüsünü besler."
Alevlerin arasında çok tanıdık semboller önünden geçip gitti. Etrafı korkunç bir sessizlik kapladı. Sessizliğin içinde sadece alevlerin yoğun çatırtısı duyuluyordu. Etrafı yoğun bir duman sisi kapladı. Dumandan dolayı Phoebe'nin gözleri sulanıyordu. Gözlerini tekrar açtığında gözleri bir figürü işaret ediyordu, ancak bu figürü tanıyamıyordu. Duman yavaşça dağıldı ve Phoebe etrafına bakındı. Etrafında, karanlık ve gizemli bir orman vardı. Ağaçlar, gölgelerin içinde gizlenmiş gibi görünüyordu.
Aniden, önünde beliren figür konuşmaya başladı. Ses, derin ve gizemliydi, Phoebe'in içine doğru nüfuz ediyordu. "Phoebe," dedi figür, "karanlık bir kaderin izlerini taşıyorsun. Sana verilen lanet, sadece geçmişte değil, gelecekte de varlığını sürdürecek."
Phoebe, figürün sözlerini dinliyordu, ancak ne söylediğini tam olarak anlamıyordu. "Kim... kim... sen...?" diye sordu titreyen bir sesle.
Figür gülümsedi, ancak yüzü hala gölgelerle kaplıydı. Sadece yeşil gözleri parlıyordu. "Ben, geçmişin bir yansımasıyım. Senin soyunun gizli sırlarını biliyorum. Ve şimdi, geleceğin karanlık yollarında seni bekleyen tehlikeleri görmelisin."
Phoebe, figürün sözlerini anlamaya çalışıyordu, ancak kafası karışmıştı. "Ne... ne demek istiyorsun? Ben kimim? Ne laneti taşıyorum?"
Figür, derin bir nefes alarak konuşmaya devam etti. "Sen, lanetli bir soyun mirasçısısın. Geçmişin ve geleceğin arasında sıkışıp kalmış bir ruhun parçasısın. Şimdi, önünde iki yol var: Ya lanetin kölesi olacaksın, ya da onu kırıp özgürlüğünü kazanacaksın. Karar senin."
Phoebe, figürün sözlerini sindirmeye çalışıyordu. Aniden, etrafındaki orman kaybolmaya başladı ve o sıcak ateşin içinde buldu kendini tekrar. Gözleri açıldı ve kendini alevlerin ortasında buldu. Alevler tenini yakarken çığlık attı.
Phoebe yataktan sıçrayarak uyandı. Nefes nefeseydi ve terlemişti. Kolundaki yanık izine baktı. Gözleri irileşti ve çığlık attı.
Kaiden, Phoebe'nin çığlıyla birlikte kulübeye daldı ve onun dibinde bitti. "Ne oldu, Phoebe?"
Phoebe, Kaiden'ın endişeli yüzüne bakarak bir an durakladı. Gördüğü rüyanın etkisi hala üzerindeydi, kalbi hızla çarpıyordu. Kolundaki yanık izi hâlâ acıyordu, sanki rüya gerçekmiş gibi. "Kaiden, rüyam... çok gerçekçiydi. Alevlerin içinde kaldım ve bu yanık izi... bu gerçek," dedi titreyen sesiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LANETLİ SOY- MELEZ PRENSES
VampirosVampirler terk ettikleri toprakları Cadılar ile kurt adamlardan almak için geri dönmüşlerdir. Vampirlerin dönmesiyle büyük bir savaşın ilk kıvılcımları yanar ve büyük bir savaş başlar. Cadılar ve vampirler yıllar süren bir savaşa girer. Fakat savaş...