2

92 9 28
                                    

Aradan geçen uzun bir sessizliğin ardından ben telefona dalmış olacaktım ki Shin'in boğazını temizlemesiyle gelen garsona baktım.

- Teşekkürler.

Nasıl bu kadar çekici konuşabiliyordu? Sesi nasıl bu kadar harikaydı konuşurken. Hayranlığımı gizlemeye çalıştım.
- sormadım ama aç değilsin değil mi?

Elimdeki telefonu yavaşça masaya bıraktım.

- Hayır değilim.

Hafif gülümsedi ve başını salladı. Garsona bir seyler fisildadi. Garson tamam dercesine başını salladi. Adamın gitmesi ile küçük küçük sorular sormaya başladım.

- Ne iş yapıyorsun?

- psikoloğum.

Şaşırdım, aslında sakinliği ve tavırlarından az çok anlaşılıyordu.

- Sevgilin var mı?

Sorduğum soru garip gelmiş olacak ki elleriyle oynamaya başladı. Yüzüme saçlarının altından baktığında sorgulayıcı bakışları ve garip şekil alan yüzünü gördüm. Gözlerini masanın yanındaki eşyalara ve duvarlara kaçırınca konunun açılmaması gereken bir konu olduğunu anlamıştım.

- Neyse lavaboya gidiyorum.

Yürürken stilettolarımdan çıkan ses yüzünden herkes bana bakıyordu. Ya bu insanlar da bana bakmaya neden bu kadar istekli?? Kendime baktım. Hafif makyajımı tazeledikten sonra yerime oturmak için Shin'in sandalyesine dokundum.
Umurunda olmazcasına telefonuna bakmaya devam ediyordu. Görüş alanıma giren bir kaç cümleyi okumaya başladım.

Karina: arıyorum .

Ryujin: açamam iş yerinde değilim
( görüldü )

Geldiğimi fark ettiğinde elindeki telefonu bıraktı. Karşısına oturdum ve bardağımdaki içki ile ufak çaplı bir bakışma yaşadım. İçki sevmiyorum ki ben. Kokusunu aldığım anda midemin bulanmasini durduramasam bile dayanmaya çalıştım. Karşımdaki güzel kokulu bayan da eskisine göre daha rahat bir şekilde oturmuş, bir eliyle yarıya indirmiş bardağı diğer eliyle de çenesini tutup masanın üzerindeki çatal ve kaşığa bakıyordu.

- Sevgilim yok.

Aniden dediği bu cümle ile zaten oturduğum yerde gebermiş durumda olan ben daha da terledim.

- Pardon şu pencereyi açar mısınız?

Garson duymadı. Bir daha deme istediği duymadan sandalyemden hafif gıcırtı ile ile kalktım. O da kalktı.
- Ben açarım gerek yok.

Pencereyi açmaya çalışırken tek hareketi ile açtığında rezil olmuş gibi hissettim.

- A

Dediğim tek harf ile gülme krizine girmişti. Sanırım gerçek kişiliğini yavaş yavaş öğreniyordum.

- Yeji hanım birazcık güçsüz sanırım?

Gözlerimi istemeden devirdim.

- yoo

Çocuk gibi verdiğim cevaptan utandım.

Daha da rahat olduğundan sevindim, belki de ismini söyleme kararı da almıştır? Sanırım ben lavabodayken yemek gelmişti masaya. Ben de her ne kadar aç değilim desem de çok fazla acıkmıştım.

Tell me | Ryeji | ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin