umarım hata yokturr, iyi okumalar!!
*ੈ✩‧₊˚
lee felix
minho'yla birkaç kere daha konuştuktan sonra sonunda kafamda oluşan soru işaretleri zihnimi terk ettikten sonra bir süre daha düşünmemek için elimi hızlı tutmuş ve babamı arayarak artık minho'yla yaşamak istediğimi söylemiştim.
babam birkaç soru sorarak saçmaladığımı, henüz erken olduğunu söylese bile ona uzatmamasını ve ev sahibiyle konuşup en kısa zamanda evden çıkacağımı söylemesini istedim.
belki de hızlı hareket ediyordum, ani bir istekle hata da yapıyor olabilirdim ama babamın hâlâ yaşadığım evin kirasını ödüyor olması aklıma geldikçe beni rahatsız ediyordu.
minho'yla ilişkimiz aynı eve taşındıktan sonra bitecek kadar ucuz ya da yeni değildi. birbirimize güveniyorduk, birbirimizi anlıyorduk. olgun kişilerdik ve bir sorun olduğunda konuşarak halledebiliyorduk. özellikle minho'nun beni kırmayacağını biliyordum ve ben de ona aynı şekilde yaklaşmaya çalışıyordum. onun bana hissettirdiklerini aynı şekilde ona hissettirmek ve hissettirebildiğimi anlayabilmek beni mutlu ediyordu.
aklımda birilen soru işaretlerini ona çekinmeden sorabiliyordum, ondan çekinmiyordum ve o da benden çekinmiyordu. ondan hoşlanmaya başladığım ve bizi sevgili hayal ederken bu kadar sağlıklı bir ilişkiye başlayacağımızı tahmin etmemiştim. ama hayallerimden daha güzeldik şimdi.
evi arkadaşlarımla ve minhoyla toplamaya başladım. fazla eşyalarımı ihtiyaç sahiplerine verip bazılarını da chan hyung'un yardımıyla sattıktan sonra bir hafta sonucunda bu zamana kadar yaşadığım ev bomboş kalmıştı.
buraya ilk geldiğim günü hatırladım boş görünce. ailemden ayrıldığım ve benim haberim olmadan bakılan ev. ailemin beni kendilerinden uzak tutmak için tuttukları ev.
yine de çok düşünmedim bununla ilgili, ailemle ilgili olan travmalarımı aşamayacak olsam bile sürekli düşünüp kendimi yoramazdım.
evi boşalttıktan sonra birkaç araba yardımıyla minho'nun evine koliler geldi. minho da benim birkaç eşyasından vazgeçmek zorunda kalmıştı beraber kullanmak adına. mesela benim dolabım ikimize de yeterdi.
ev kolilere boğulmuş durumda değildi şu an da. başta bütün koliler geldiğinde kalabalık görünüyordu etraf ama şimdi o kalabalıktan eser kalmamış, sadece birkaç parça eşya ve koli kalmıştı.
minho eşyalarımı yerleştirene kadar işe gitmeyecekti. beni bu karmaşanın içinde tek bırakmak istememişti. aynı şekilde hyunjin ve jisung da bize yardım etmek için sınavlar bittiği için okula gitmiyor ve devamsızlık haklarını kullanarak bize yardım etmeye geliyorlardı.
chan, seungmin ve jeongin de eski evimi toplarken bana yeterince yardımcı olup çoğunu satmama ve birilerine hediye etmem konusunda yardım ettikleri için tekrar zahmet etmelerini istemediğim için yardım tekliflerini bu ev için geri çevirdim.
minho ve hyunjin minho'nun eski kitaplığını tahtalarına ayırıp yerine benimkisini koyacaklardı. bu yüzden tahtalarını ayırmaya çalışıyorlardı. ben de minho'nun kitaplarını ayak altından kaldırmaya çalışıyordum.
"jisung şu telefonu elinden bırakıp biraz yardım etmek ister misin?" dedi minho yerde oturup telefona jisung'a hitaben.
jisugn telefonunda birilerine mesaj yazmaya devam ederken kafasını kaldırdı ama gözlerini telefonundan çekmedi. "ediyorum zaten."
"nasıl ediyorsun tam olarak?" minho gözlerini kısarak kafasını salladı.
"psikolojik. yapabilirsiniz, size güveniyorum diyorum." elimdeki kitaplarla uğraşırken felix'in dediğine güldüm ve minho'nun tepkisine baktım. gözlerini devirip tahta parçalarıyla uğraşmaya devam ederken bu sefer hyunjin'in sesini duydum. "kiminle konuşuyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
black star, minlix ✓
Fanficvücuduna küçük dövmeler yaptırmayı seven felix ve yıllardır gittiği dövmecisi minho.