Dİ-1

278 18 0
                                    

😍Binlerce kez ölmek kötü bir şey. Aynı insan için başkalarından vazgeçmek.. 9 senedir beni ona bağlayan ne bilmiyorum ama onu o kadar seviyorum ki.. Tarif edilemez bir duygu bu. Beni sevmesine muhtacım evet hem de çok. Ona muhtacım. Ona aşığım. Onu  en sevdiğim kahve fincanım gibi içtikçe bitmesini istemiyorum. Ama o bana öyle davranıyor ki.. Dayanamıyorum çünkü  ona yenik düşüyorum her defasında ona sırılsıklam bağlanıyorum. Elde etmek istiyorum.. Bazen keşkelerin niye bu kadar zor tekrar edileceğini anlıyamıyorum.. Pamir'e olan aşkım her geçen gün artarken onun beni sevmesine artık beni fark etmesine gereksinim duyuyorum.  Ama o Pamir Atasoy. Zor ve güçlü. İsminin analizini bile biliyorum. Dile kolay koskoca 9 sene.. İsim analizi gibi sert bir yapıya sahip. Hala öyle. Belki sadece bana karşı öyle ama bu beni kırıyor. Artık onu unutmak istiyorum. Bütün yaklaşımlarım karşısında benle dalga geçti. Her defasında beni rezil etti. Bu davranışları aklıma geldikçe deliriyor ve onu nasıl sevdiğimi hatırlamaya çalışıyorum. Bundan 9 yıl önce 7 yaşındayken tutuldu kalbim ona. İlk mahalleden sonra sınıfların birleşmesinden tanıştık. İlk 7 sene çok iyiydik. 14 yaşında koptu her şey.. Pamir o kadar değişti ki beni tanımaz selam vermez benle sürekli dalga geçer bir kişiliğe sahipti artık o. Ben onun bütün ergenliklerini çekerken beni bırakıp gitti. Yıl başı yeni bir sene yeni bir okul ve lise başları.. Pamir'i bulmaya gidiyorum aynı sınıfta olmadığımızı duyunca o kadar üzülüyorum ki.. Fakat bu Pamir'in umrunda dahi değildi. O gün anladım benden soğuduğunu. Ama bunun bir sebebi olmalıydı. Pamir ellerimden kayıp giderken saçlarını bir kere daha kokluyamazken gitti. Gitti ve arkasında bir hiç olan beni böylece bıraktı. 1 sene sonra telefonuma gelen mesajla irkildim. Diyiceksiniz ki sen telefonu 1 sene eline almadın mı da ? Evet bu sorunun yanıtı şu Pamir'den sonra asosyal oldum fakat okuduğum kitaplar beni değiştirdi birazda olsa derslerim iyice kötüleşmeye başlayınca kendime çeki düzen verdim.. Neyse işte 2 Ocak sabahı telefonuma gelen mesaj beni o kadar mutlu etti ki. Bu zil sesini bir yerlerden tanıyordum.. Ah Pamir için mesaj sesi yapmıştım bu fonu.. Beraber sevdiğimiz ve beraber bağıra çağıra söylediğimiz şarkı. Onun zil sesinin farklı olması bundan 1-2 sene önceleri mesaj attığında geç cevap verirsem kızmasıydı.. O kadar üzdü ki bu mesaj beni onu unutmaya çalıştıkça kendini hatırlatıyordu sanki hançer vuruyor ve bütün iç organlarımı zedelemek istiyordu. Artık yeni düşüncem buydu. Telefonu elime aldığımda onla mesajlaşmaya başladık ama eskisi kadar mutlu ve huzurlu değildim. Yüzümde buruk bir gülümseme kalbimde hafif bir sancı.. Bana attığı mesaj bir hayli uzaktı...

-Merhaba eski.


                                                                                                                                                                    06.01.2014


-Aylarca veya haftalarca onu kalbimde taşıyıp durdum. Her zaman ki gibi ona minnettardım. Sevmeyi öğretmişti. Ama o gün umursamadı. Sanırım beni sevmediği günlerden biriydi. Birden gitti. O gün anladım ki aşklar ölmeden önce keman falan çalmıyor. Oysa ki onunla nefes almanın dahi zevki vardı. O gün ilk kez ona 'Sevme' diye bağırmıştım. İlk kez. Tam gidecekti ki arkasından koşup 'Ya da sev. Buna muhtacım' demiştim.  Kollarımı tuttu beni kendine çekti ve kulağıma şunu fısıldadı ;

'Asla gitmeyeceğim.'

Bu cümleyi söyleyen herkesin gitme yetkisi olduğunu kavradım zamanla. Zamanla. Çok bir zaman değildi. Az sürede gitti. Platonik aşık olmak istedim. Çünkü en güzeli o; hayaller, hisler... Camdan karın yağışını izlemek gibi. Sonra biraz olgunlaştım ve ergenlikten çıktım;

'Nasıl diye merak etmiyorum. Kimle oluyorsa olsun. İyi mi diye de merak etmiyorum. Madem bensizliği seçti. O zaman ne bok yiyorsa yesin.' -








Derin İzler-Düzenlemede-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin