Dİ-3

145 11 1
                                    

Sesim o kadar komik çıkmıştı ki rezil olmama sebepti fakat onun o güzel gülümsemesini görmek için binlerce kez o sesi çıkartabilirdim. Ne saçmaladığımı bilmeden ona bakıyordum ve o sadece gülüyordu... Bir ara gözleri gözlerimi bulduğunda sopsoğuk kesildim. Çünkü çok içten bakıyordu. Tam olarak içten değil. Bu tarif edilemez bir bakıştı cidden bana hep böyle bakıp alt dudağını ısırması için dünyaları verirdim. Çok fazla piçti evet fazla piç. Bir ara o kadar sert bakmış olmalıyım ki beni düşüncelerimden sıyırıp hoş sesine tekrar çekti:

-Sanırım beni pek gözün tutmadı.

-Ha-ha-yır.

-Bayan kekeme.

Seni gözümde tuttu her yerimde tuttu demek isterdim fakat ilk günden sapık kız muamelesi görmiyelim. Bana bayan kekeme dedi. Çocuk benim kekeme olduğumu düşünecek artık düzgün bir dille konuşmalıyım. Tam arkasını dönmüş gidecekti ki ona yetişmek için tüm hızımla koştum. Hay aksilik! Yerlerin kaygan olması benim dizlerimin bir kez daha kanamasına neden oldu. Pat diye yere yapışmamla görevlinin yanıma gelmesi bir oldu.

-İyi misin kızım? Aileni arıyalım mı? Hastaneye gitmek ister misin ? Başın dönü....

-Çok iyiyim.

Yine o enfes lezzetli gelen muhteşem sesiyle konuşmaya başladı ve beni yine etkiledi;

-İyi bir şeyi yok ben ilgilenirim.

Ah benimle ilgilenecekti. Fakat buna şuan hazır değildim. Kolumdan tutup beni kaldırdı ve uzun koridorda sessizce yürümeye başladık. Ayak seslerimiz birbirini bozuyor biz ise hiç konuşmazken onun kim olduğunu dahi bilmiyordum. Bir odaya girdiğimde beni bir sandalyenin üzerine otutturdu ve bi bardak su getirdi. Bu suyu onun elinden almak bile bana en büyük kalp kriz başlangıcıydı.

-Bayan kekememiz sakarmışta.

-Yerler kaygandı benim suçum yok.

-Sonunda konuşmaya teşvik ettiniz.

-Sadece seni tanımıyorum.

-Zaman tanıtır.

Kalbim birazdan kan pompalamak yerine onu pompalayacaktı. O sıcak ve iç açıcı sesiyle konuşuyor ve bir türlü kendini tanıtmıyordu. Buradan gitmek istiyordum. Onu gördükçe aklıma Pamir geliyor ve bir hoş oluyordum. Başım fazla ağrıyor dizlerimin ağrısını unutuyordum. İlk günden 2 ders asmıştım buna inanamıyorum. Okula gitmediğim tek gün raporlu günlerimdi veya derse giremediğim günler öğretmenlerimle vakit geçirip ek ders aldığım zamanlar. Şuan ise hiç düşünmeyeceğim birisiyle beraber bir odada ikimizdik. Ve bu beni mutlu etmek yerine endişelendiriyordu. Onu tanımak istiyorum. Adım atmayacağını biliyordum çünkü aynı Pamir. Adı da Pamir çıksa şaşmam.

-Ben Derin.

Sessiz kaldı. Elimi uzattığım gibi geri indirdim ve usulca oturmaya devam ettim ona hakkımda her şeyi söyleyecektim sanırım. Kurnazdı. Onu öğrenemeden beni öğrenecekti. Buna izin vermeyecektim. Sadece adımı bilse yeter. Çocuk hakkında hiç bir şey bilmiyorum. Kalkmaya yeltendiğimde kolumdan 2. kez tuttu ve yakındık. Kafamı çevirdiğimde gözlerimi ve dudağımı süzüp dudağını yaladı. Bu hareketi yaparken bu kadarda tatlı olma lütfen. Kolumu ondan çekip bir adım geriye çekilmeye çalıştım fakat arkamda masa vardı masaya hafif yaslandım ve üstüme tekrar yürüdü elimi kaldırıp onu ittim fakat çok güçlüydü bir adım bile gitmemişti. Kulağıma yaklaşıp;

-Beni bu kadar merak etme sakar.

-Sakar değilim.

-Dikkat et okulda koridorlar 2 saatte bir silinir bu sefer yanında ben olmayabilirim.

Derin İzler-Düzenlemede-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin