1.BÖLÜM - PARİS TATİLİ

11 2 0
                                    

Sabah camdan içeri giren deniz kokusunun burnumu yakmasıyla uyandım. İç çekerek kalktım ve telefonu açtım, bugün perşembeydi, tatildi. Yatağın ucuna oturdum ve terliklerimi giydim, Kalktım, aynaya baktım saçıma kedi saldırmış gibiydi. Her şeyden önce lavaboya gitmeliydim. Sabah duşu aldım ve kahvaltı yapmak için mutfağa gittim. Klasik sabah kahvaltısı yaptım. Yemeğimi bitirdim ve kalkıp tezgaha doğru ilerledim. Tabakları, bardakları bulaşık makinesine yerleştirdim. Odama gittim. Dışarı yürüyüş yapmak için çıkacaktım. Tam üstümü giyinecekken Mert aradı. Kalbim hızlı atmaya başlamıştı, heyecanlanmıştım.

**Alo Ayda günaydın**-**Günaydın Mert. Bir şeymi oldu?**-

**Ben, Nehir, Oğuz, Uğur Bu tatil Paris'e gideceğiz malum tatil sende gel.**-**Tabikide gelirim. Saat kaçta burada olursunuz?**-**Yarın sabahtan alıcam seni zaten hazır olursun.**-**Tamam bayy...***

Mertle konuşmak çok huzur vericiydi. Biraz cilve yaptıktan sonra giyinmeye geçtim. Giyindim. Salona geçip anahtarımı ve gerekli eşyalarımı alıp kapıya gittim. Ayakkabımı giydim kapıyı açıp çıktım. Merdivenden inerken bizim binanın kedisi olan Nohut'u gördüm. Beni görünce hemen yanıma geldi, biraz sevdikten sonra apartmandan çıktım. Evim denizin yanında olduğu için biraz kıyıda yürüyüş yaptım.

Bir buçuk saat falan yürüdükten sonra bir banka oturdum. Denizin dans eden dalgalarını izlerken yanıma sahilde koşu yapan bir adam geldi ve yanıma oturdu.

**Selam sendemi koşu yapıyorsun?**-**Hayır öyle bir hava alamaya geldim. Siz burda yenimisiniz?**-**Aslında yeni sayılmam tam 1 Yıl önce buraya yerleştim. Adım Ya-Öhm Ömer.**-**Bende Ayda memnun oldum.*** Adamla çok muhattap olmadım, kalkıp gittim. Evin önüne geldiğimde saat tam öğleni bulmuştu. Nehiri aradım ve biraz sohbet ettik. Bize gelmesini söyledim. Çok geçmeden geldi.

(Sohbet edip kahve içerler saat geç olur)

**Nehir bugün dışarı yürüyüşe gittim ve bir adam ben banka oturunca oda yanıma oturdu. Adamla biraz sohbet ettim. Adını söylerken sanki Yavuz diyecekti ama Ömer dedi o yüzden biraz şüphelendim o adamdan dışarıda gezerken dikkat etmek lazım.**-**Kızım belki adamın dili dolanmıştır, ama sen gene de dikkat et. Bu arada saatte geç oldu ben kalakayım artık iyi akşamlar sana.***Nehir kendi evine gitti çünki Oğuz (Nehirin kocası) evde tekti. Bende çok geçe kalmadım, yatak odama doğru yürüdüm, yatağın önüne geldim, terliklerimi çıkardım ve yatağa uzandım. Telefonumdan bir şarkı melodisi çalmaya başladı. Aklıma Merti getirmişti ,hüzünlendim ve gözlerim doldu. Her şeyin imkansız olacağı psikolojisini yenmeye çalışırken yatakta uyuya kalmışım.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Şarkı;Balmorhea - Remembrance 


Sabah olmuş. Hala şarkı çalıyordu, sabah sabah duygulanmıyayım diye kapattım. Birden telefonum çaldı ve

ekranda Mert yazısını gördüm ve hemen telefonu açtım.

**E-Efendim Mert.**-**Günaydın. Ben bizimkilerle aşağıdayım seni bekliyoruz.**-**Tamam hemen geliyorum.*** Ben hazır bile değildim hiç çaktırmadan hızlıca hazır oldum. Aşağıya indim.

**Ayda günaydın. Siz Mertle aynı arabada gidin ben Nehir ve Uğurla gideceğim.**-**Tamam Oğuz siz yerleşin.*** Ben Mertlemi gidecektim cidden? Kalbim güm güm atıyordu kendimi kelebek gibi hissediyordum.**Ayda bavulunu ver bagaja koyayım senin elin yorulmasın.**-**A-Al...*** Dedim utanarak. Acaba oda beni seviyormuydu? Her neyse çok

geçmeden yola çıktık. Daha yolun başındaydık ve ben çok sıkılmıştım. Off, üff yaptığımı gören Mert müzik açtı ve sesi yükseltti. Şarkıyı duyunca hafif mırıldandım ve Mertte bana eşlik etti. Birlikte şarkıya kapılık şarkıyı söylemeye başladık. Çok eğleniyorduk. Yandaki arabada bizimkiler bzi gördü ve bizi birden yakıştırdılar aslında böyle huyları

pek yoktur ama yakışıyorduk yalan yok. Sonra birden Mertin en sevdiği şarkı çalmaya başladı, tabiki şarkı ezberimdeydi. Ben birden şarkıyı söylemeye başladım Mert

sesimin güzel olduğunu düşündüğü için şarkı söylemeyi bırakıp beni dinledi.**Ayda sesin çok güzel. Eğitim aldınmı?**-**Hayır abartma sesim çok kötü**-**Sen öyle san.***

Ne demek istemiştiki? Her neyse önümüzde mola verilebilecek bir kafe vardı. Arabaları oraya park ederek arabadan indik. Dükkandan içeri girdik, girer girmez gözüme bir adam çarptı bu benim yanıma oturan adamdı, burada karşılaştık ama pek umursamadım. Kahve alıp geri arabaya döndük. Arabada biraz oturup yola devam ettik.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gripin - Aşk Nerden Nereye


Yolda trafik kazası olmuştu. Geçerken kaza yapan arabanın içine bakayım derken yanında yine o adamı gördüm, in midir cin midir her yerde karşıma çıkıyor. Artık dayanamadım arabaları durdurup olan biteni bizimkilere anlattım. Mert hemen beni korumaya başladı. Uğurun sevgilisi olmadığı için Oğuzla Nehire göz kulak oluyordu.

Yavaş yavaş akşam oluyordu ve hava esmeye başlamıştı. Benim hemen uykum gelmeye başladığı için uyya kalmışım Mertte üstüme şal örtmüş. Sabah uyandığımda **Mert neredeyiz (esneme)**-**Parise geldik bile.** Parise bu kadar çabuk ulaştığımıza şaşırmadım sonuçta altımızdaki araba pahalı araba. Çok geçmeden Otele gelmiştik. Mert arabadan indi ve kapımı açtı. Bavulları o taşımaya kalktı ama...**Şşş Mert sen git aslan parçası ben taşırım.*** Dedim... Oda tamam kardeşim dedi. Biraz gülmüştüm. Otelin içine girdik ve resepsiyondan anahtarlarımızı alıp odaya çıktık. Erkekler ve kızlar ayrı odada kalıcaktı. Odalar karşılıklıydı.

**Ayda ben bu dolabı alıcam sende şunu al senin daha fazla kıyafetin var.*** Odaya yerleştikten sonra otelin dağıttığı öğle yemeyi servisi kapıyı çaldı. Yavaşça kalkıp kapı deliğinden baktım ve kapıyı açtım.**Servisler bu saattemi yapılıyor?**-**Evet hanımefendi. Akşam servisi yatağın yanında bulunan telefonla bilgilendirirlip gelicektir.***

Nehirle oturup biraz atıştırdıktan sonra üstümüzü giyip e birazda makyaj yapıp odadan çıktık. Erkeklerin kapısını çalıp bekledik. Uğur **Ooo nereye böyle kızlar?**-**Çok konuşmayında sizde giyinin. LunaParka gidicez ordanda yata gidicez.**-**Tamam siz aşağıda bekleyin bizi.***

Ben Nehirle aşağıya inerken... evet... yine o adam....

Hemen Nehir söyledim ve bizimkilere telefon açıp haber ettim. Acaba bizimi takip ediyordu. Neyse çok umursamadık

zaten bizimkilerde gelmişti.

Oğuz... **Şimdi nereye gidiyoruz?**-**İlk önce arabaya binelim ordanda Lunaparka.**-**Evet Uğurun dediği gibi yapalım hadi.*** Hepimiz limuzinle Lunaparka gittik. Burayı anlatmama gerek yok. Daha sonra Yata gittik.

Yat o kadar güzeldiki inanılmazdı. İlk Mert bindi ve teker teker hepimizi yata aldı. Gün batımında hava çok az esiyordu, bişeyler içiyorduk ve müzik çalıyordu.

Oğuz...**Aklıma ne geldi. Bizim otele yakın bir tane korku evi varmış. Oraya gitsek hem çok eğleniriz hemde korkarız bence güzel fikir.**-**Saçmalama Oğuz korkudan ölürüz.**-**Nehir bence çok eğlenceli olur zaten hemen biter. Oğuz 5 kişilik randevu alabilirmisin?**-**Aldım bile ayrıca bu kadar korkmana gerek yok Nehir ben yanındayım (öper)*** Evet korku evine gidicektik hemde yarın. Pek korkum yoktu zaten korkmam böyle şeylerden sadece

oradaki bulmacaları severim. Ha bu arada yattan çıkıp otele geldik. Otele girdik, Uğur o adama çarptı adı Ömerdi galiba onun adını aklımda tutucak değilim. Uğur **afedersiniz...**dedi, ama adam sert bir şekilde **Kör müsün? Önüne baksana!** Dedi ve hepimiz adama

**Hayırdır? Sıkıntımı var?.** adam yutkunarak

**H-H-Hayır. İyi günler...*** Dedi ve uzaklaştı. Etraftakiler bize bakıyordu ve bizde çok oyalanmadan odalara çıktık.

Odanın kapısını açtık ve o an içinde iz yokken servis edilmiş akşam yemeği vardı.Çok soğumamıştı zaten Nehirle alıp yedik. Sonrada duş alıp yattık.

Curse Of The Skull - COTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin