Bu durumu henüz söylemeyecektik, gerek yoktu. Mert çok geçmeden kendi odasına döndü ve bende saat geç olduğu için yatağıma uzandım, yorganı kafama kadar çekip uykuya daldım.
Sabah alarmın sesiyle yerimden hopladım. Hemen saçımı geriye atıp elimi telefonuma götürdüm, telefonu açıp Oğuzu aradım ve aşağıda olup olamdığını sordum, aşağıdaydı. Bende oyalanmadım ve hemen lavaboya girip duş aldım. Duşum biter bitmez hemen giyinme dolabına yöneldim ve üzerime hem rahat hem de şık bir kıyafet giymiştim. Daha sonra aynada şipşak bir makyaj yapıp kapıya yöneldim. Ayakkabılarımı giyip hemen aşağıya indim ve arabaya doğru hızlı adımlarla ilerledim, arabada Oğuz ve Uğur, Mert vardı. Hızlıca kapıyı kapattım ve yola çıktık her şey hızlı gelişiyordu. Tam tamına 30 dakikada o konuma varmıştık. Bir park yerine park edip arabadan aynı anda indik. Heyecanım yoktu ama mutluydum. Kapıdan içeri girer girmez bir kadın sıcak bir tebessümle 'Ayda hanım hoşgeldiniz.' demişti. Şaşırmıştım, bende gülümseyerek 'Hoşbuldum.' dedim Fransızca. Kadın bizi bekleme salonuna aldı ve ismimiz seslenince içeri geçicekmişiz. Yaklaşık 12 dakika boyunca bekledim ve sonunda ismim söylenmişti. Hemen içeri girdim ve 'Merhaba.' dedim. Herkes sıcak kanlı ve sevimliydi.
Birkaç dakika sonra adım duyuldu ve salona geçtim.
Salon o kadar büyüktü ki burada abartısız OFF-ROAD yapabilirdiniz. En sonda bir kocaman sahne vardı ve orada
sesimi test edip bana ona göre stajyerlik formu vereceklerdi.
Yandaki adam gelip elime mikrofon verdi ve ekipler mikrofonu ayarlayıp beni sahneye aldılar. En arkadan bizimkiler beni izliyor ve motivasyon veriyordu. Uzun sakallı başında şapka olan bir adam içeri girdi ve önüme geçip, 'Ben notları tutucam, sen keyfine bak.' dedi ve yana geçti. yandan bir çalışan kısık sesle bağırdı '3..2..1.. Başla'
ilk enstürmanlar şarkıya girdi ve bende ardından şarkıya girdim. Biraz stres olmuştum ama belli etmiyordum, Mert beni hayranlıkla izliyordu. Şarkı bittiğinde ekip toplandı ve not almaya başladılar. Daha sonra bende Mertlerin yanına giderek beklemeye başladık, tam sohbet edecekken şapkalı adam gelerek, 'Hepimiz sesini hayranlıkla dinledik ve kararımıza vardık, al bunu! Sen çok iyi bir şarkıcı olabilirsin hepimizin güveni tam.' elime bir belge verip lobiden onu imzalatmam lazımmış, eğer imzalarsam Pariste yaşamamız lazım. Hızlı adımlarla lobiye geldik, artık her şeyi göz önüne almıştık.
Lobide bana verdikleri kartı aldım ve inceledim. Cuma günü yine buraya gelip vokal ses kayıtları alacaktık ve ilk şarkımızı denemiş olacaktık. Otele dönüp odama girdim ve gerekli şeyleri özel cüzdanıma koyup bazı belgeleri bavuluma yerleştirdim. Daha sonra otelden çıkıp hastaneye doğru ilerledik. Hastaneye gelip Nehirin koridoruna girdik ve bekledik. Dokttor gelip bize maske vb. giydirdi. Yine ilk Oğuz girecekti ve sonra ben. Oğuz çabuk çıkmıştı. Daha sonra gecikmeden ben girdim.
*Hazırız arabada bekliyoruz zaten şuan.Yeni geldik.*
Arabaya gitmişlerdi çoktan. Arabanın yanına gittiğimde Mert dışarda beni bekliyordu. Yanıma gelip elimden tuttu ve öptü beni, alışmıştık birbirimize bende onu öptüm ve arabaya binip ilk olarak ses kaydı için yola çıktık. Şirketin kapısının önüne geldiğimizde arabadan inip içeri geçtik. Ben resepsiyona gelmeden hemen çalışan kız sıcak kanlı bir gülümsemeyle beni karşıladı. Hemen bana bir asistan ayarlayıp beni vokal salonuna götürdü, Mertler ise girişte bulunan kocaman oturma yerinde oturup kahve yudumluyorlardı. Ben deneyimi olduğum için hemen ses
kayıt etmeye başladık. Hiç bir şey duymuyordum.
Kulağımdaki kulaklık çok güçlüydü. Arkamdan bir ses geldi,
'3..2..1... Kayıt..' Kağıttaki yazıları benim için Türkçe ye çevirmişlerdi, mutluydum.
Yaklaşık bir buçuk saat deneme ve kayıt aldıktan sonra dışarı çıktım ve Uğurlara doğru yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Curse Of The Skull - COTS
FantastikAyda arkadaşlarıyla çıktığı tatilde her şey normal giderken hepsinin içindeki o huzursuzluk yakında büyümeye başlar ve maceraları böyle başlar.
