Beşinci sınıfın ilk günü sabah erkenden kalkmış annem saçlarımı yaparken çorabımı giymeye çalışıyordum. "Işıl bir sabit dur çocuğum geç kalacağız" dedi annem. Çorabı giydikten sonra sabırla annemi bekledim. "Dön bakayım bana. Aman da aman ne güzel oldu benim boncuk gözlüm." "Sahiden güzel oldum mu?" diye sordum heyecanla anneme. "Herkesten güzel oldun." Annemin gözünden parıltı akıyordu.
Nazik bir şekilde üstümü başımı çekiştirdikten sonra onay verir gibi göz kırptı annem. "Hadi çıkalım artık."dedi. Ayakkabılarımı giyip annemi bekledim. Annem sırt çantamı,suluğumu ve beslenmeliğimi ellerinin arasına tutuşturmuş ayakkabı giymeye çalışıyordu. Bu haline gülmemek elde değildi. Kıkırdadıktan sonra merdivenleri indim.
Binadan çıkıp annemle kısa sürede okula vardık. Annem alnımın ortasına öpücük kondurup "Bugün anneannenin yanına gitmeliyim anneciğim ama okul çıkışına yetişmeye çalışırım. Sorun çıkarsa beni arayabilirsin" dedi. Benden onay aldıktan sonra gitti. Oradaki çocukların arasına sıvıştım birden. Bi grubun arasına girdim. Herkes ilk önce gözleriyle beni süzdü. Sonra gülümseyip konuşmalarına dahil olmama izin verdiler. Hepsiyle teker teker tanıştık. Daha şimdiden arkadaş bulmuştum kendime Talha,İdil,Ozan,Eftalya... Ama gözüm onlardan birine takılmıştı. Tanışmadığım ve bana gülümseyen çocuk. İdil elini çocuğa doğru uzatıp "İşte bu da Ulaş." dedi gülümseyerek. Adının Ulaş olduğunu öğrendiğim çocuğa "Kendini tanıtsana Ulaş ." dedi. O ise bişeyler mırıldanıp yanımızdan uzaklaştı.
Kendi aramızda bişeyler konuşup bahçeden sınıflarımıza doğru yol aldık. Sınıfa çıktığımda boş olan sıralardan birine oturdum. Yanıma Eftalya,önüme İdil ve İdil'in yanında Ulaş. Öğretmenlerimizle tanıştık,kendimizden bahsettik. Dörtlü olarak aramızda bişeyler konuşuyorduk. Ama ben Ulaş'tan başkasına bakmıyordum dinlemiyordum bile. Bişeyler anlatırken olan hali,gülüşü çok güzeldi. Öğretmenimiz hayalimizdeki mesleği sorunca Ulaş hiç düşünmeden mühendislik dedi. Öğretmen Ulaş'a teşekkür ettikten sonra sırayla İdil,Eftalya ve Ozan ile tanıştı. Sıra bana gelince öğretmenimiz
"Senin ismin ne peri kızı?" dedi. Kendimi tanıttıktan sonra kocaman bir gülümsemeyle teşekkür edip yerime oturdum.Gün içinde öğretmenler ile bunları tekrar ettik. Yeni arkadaşlarımla çabuk kaynaştık. Bahçeyi,spor salonunu,kantini öğrenip beraber gezip dolaştık. Ben Ulaş'ın yanından ayrılmadan onu,orta uzunluktaki saçlarını,kıyafetlerini izliyordum. Son dersi de geçirdikten sonra vedalaşıp bahçede ailelerimizi beklemeye başladık. Annem koşa koşa yanıma gelip
"Çok mu bekledin anneciğim?" dedi. "Hayır anneciğim sen neden koştun da yoruldun?" dedim. Anca yetiştiğini o yüzden koştuğunu söyledi ve birlikte eve doğru yol aldık.Eve girdik hemen banyoya geçip ellerimi yıkadım ve üstümü değiştirdim. Kısa süre sonra babam da geldi yemek yerken onlara günümü anlatmaya başladım. Ulaş'tan biraz fazla bahsetmiş olmalıyım ki annem de babam da "Kimmiş bu Ulaş böyle?" dedi. Kıkırdayıp düşüncelere daldım. Yemeğimi bitirip ikisini de öptükten sonra salona geçip favori çizgi filmimi izlemeye başladım. Bir yandan da bugünkü yeni okulumu,diğer sınıf arkadaşlarımı,kendi arkadaşlarımı düşündüm. Tabii ki en çok Ulaş'ı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Geleceği
Teen FictionBen Işıl. Işıl Giray. Diyetisyenim ve geçmişim bir platonik yüzünden yalnızlıkla dolu. Ulaş Eroğlu. Ona karşı hislerimin olmadığını zannediyordum. Aklımın ücra köşelerinde onu sakladığımdan bir haberdim. O tekrar hayatıma girene dek...