2.Bölüm:Bazı Ayrılıklar

24 6 4
                                    

Annem ile her sabah okula hazırlanıp bir telaşla evden çıkıyorduk. Akşam beni almaya geliyor ve birlikte eve geçip vakit geçiriyorduk. Bazen tatlılar,bazen akşam yemekleri hazırlıyor,bazen canımız evde yemek istemeyince dışarıda yiyorduk. Annem her gün anneannemin yanına gitmeliydi. Bazen bu nedenle beni anneannemin evine getiriyordu. Bu döngüden canım epey sıkılmıştı. Neyse ki artık arkadaşlarım vardı. Gündüz onlar için bir heyecanla okula gidiyordum. Oyunlar oynuyor,doyasıya eğleniyorduk. Eftalya ve İdil bana çok yakın davranıyorlardı. Eftalya çok güzel saç yapıyordu. Belime kadar gelen saçlarımı harika bi şekilde örüyordu. İdil'in çok çevresi vardı ve canımız hiç sıkılmıyordu.

Ve tabii ki Ulaş. O çok yumuşak biriydi. Herkese karşı öyleydi. Onunla oyunlar oynamak, derslere girmek,bahçede oturmak bile hem çok huzurlu hem çok mutlu hissetmeme sebep oluyordu. Bizden biraz daha uzun boyu vardı. Açık kumral yumuşacık görünen saçları ve bal rengi gözleri... Onu hem tatlılığından hem bize olan davranışları sebebiyle çok sevmiştim. Annesiyle annemi bile tanıştırmıştım bir okul çıkışında. İdil ile anasınıfından beri arkadaş oldukları için İdil'den onu biraz daha öğrenmek istiyordum. Onu görünce bile içim kıpır kıpır oluyordu. Nasıl olmasın ki...

                                            🧚‍♀️

Hayatımda günlerim,haftalarım ve aylarım geçiyordu. Çekirdek ailemle rutin yaşamım devam ediyordu. Sadece ben biraz daha büyümüştüm. Annemle,babamla olduğundan daha fazla vakit geçiriyorduk. Dediğim gibi bunlar alışkın olduğum şeylerdi. Sadece zaman hızlı akıp gidiyordu.

Arkadaşlarım dolayısıyla sevdiğim okulumda da aynı şekildeydi. Bazılarımızın düşünce yapısı farklılaştığı  için bölünmüştük. 8.sınıf olmuştum ve yanımda kalan arkadaşlarımla güzel anılar biriktiriyorduk. Sadece Ozan ve İdil ile biraz daha mesafeliydik. Eftalya ve Talha ile aynı samimiyetimiz devam ediyordu. Ve Ulaş ile... Onunla dört seneyi beraber bitirmiştik ve ben ondan artık hoşlanmadığımı, ona düpedüz aşık olduğumu çok iyi biliyordum.

Sabah onun için hazırlanıp okula gitmek,öğlen onu görebilmek için birçok saçma şey yapmak ve akşam da sosyal medya hesaplarından çıkamamak benim için rutin haline gelmişti. Ama ben onu ne kadar çok sevsem, ne kadar çok aşık olsam da onun beni sevmediğini-en azından ilişki olarak-ve benden hoşlanmadığını çok iyi biliyordum. Bunu hissedebiliyordum. Ona olan hislerimi belli etmiyordum çünkü arkadaşlığımız onu başka şekilde gördüğümü bildiği an biterdi. Ben bunu asla göze alamazdım. Bu yüzden onun davranışlarına, saçlarına, gözlerine, sesine ne kadar aşık olsam da onu ne kadar sevsem de bunu söylemeyecektim.

Öğretmenlerim bana peri kızı dedikçe onun da bana aynı şekilde peri kızı demesi onu daha çok sevmeme neden oluyordu. Zaten yarım dönem sonra bitecek diyerek kendimi avutuyordum ama onu asla unutmayacaktım.

                                           🧚‍♀️

Beklediğim gün gelmişti. Okulumuz bitiyordu. Ondan ayrılmak,başka bir okulda okumak benim için zor olsa da bunu yapmalıydım. Yapmak zorundaydım. Diğer arkadaşlarımla tabiki görüşmeye devam edecektim ama aynısını Ulaş için söyleyemiyordum. Onu unutmak için elimden geleni yapacaktım. Çünkü hayatımın geri kalanını ona platonik bir şekilde geçiremezdim. Geçirmemem gerekiyordu.  O yüzden son olarak bu okulda olanlar burada kalsın deyip okuldan çıktım. Olan herşey,yaşanan herşey çok güzeldi. Bu nedenle sessizce ağlayıp okuldan çıktım. Çıkarken "Elveda aşık olduğum Ulaş" demiştim.







Biraz dramatize olmuş olabilir. Umarım çoğunlukla Işıl'ın Ulaş'a olan aşkını anlattığı bu bölümü beğenmişsinizdir 🧚‍♀️

Geçmişin GeleceğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin